1. Home
  2. Mekanlar
  3. Avustralya
  4. Avustralya – Yeni Zelanda; Sydney 2

Avustralya – Yeni Zelanda; Sydney 2

2

Paddington, Şehir Merkezi, The Rocks ve Manly

Sydney Paddington26/10/2013

Geç saate kadar uyumadık, gezmeye geldik buralara, erken kalktık. Çoğu metropolde olduğu gibi Sydney’de de toplu taşımada sınırsız biniş hakkı tanıyan günlük biletlerden var. Sydney’in gezilecek yerlerinin önemli bir kısmını bugün gezmeyi planladığımız için 22aud’a bu biletlerden aldık ve otobüsle Paddington bölgesine gittik.

Rehber kitabımız Paddington bölgesini hem görülmesi gereken yerler arasına alıp bir yürüyüş rotası vermiş, hem de 1973’den beri he Cumartesi pazar kurulduğunu yazmış. Biz öncelikle ara sokaklarına daldık muhitin. Yüksek binalara izin verilmeyen, birbirlerine çok benzer 2 katlı yapılardan oluşan semt, mor çiçekli jakaranda ağaçları (ilk kez Kenya seyahatimizde görmüştük bu güzel bitkiyi) altında dar ve trafiksiz sokakları ile gezmekten çok yaşamak için gibi duruyor. Bazı evlerin genişliği 5 metreyi bile bulmuyor. Ancak bu güzel binaların bazıları antikacı, bazıları terzi, yani moda evi. Özgün tasarımlı ürünler var ama fiyatlar bütçe zorlayıcı.

Paddington Pazarı

Sydney KulesiKilise etrafına kurulan pazarda ağırlıklı olarak kıyafet satışı yapılıyor. Gözlemeci ile karşılaşmak hoş bir sürpriz olsa da biz kahvaltı niyetine miso çorbası ve suşi götürüp (7,5aud) bizi çok sarmayan pazardan ayrılıp şehir merkezine döndük.

Şehri tanımanın en güzel yollarından biri şehre tepeden bakmak. Özellikle güzel bir coğrafyaya oturmuş bir kentten bahsediyorsak manzara çok etkileyici olabiliyor. Sydney kulesi şehrin merkezinde, altındaki alışveriş merkezi içerisinden kule girişine ulaşılabiliyor. Sanıyorum isteyerek bu girişi biraz saklamışlar, aşırı lüks alışveriş merkezini bir tur gezdikten sonra bulabildik girişi. Kuleye giriş ücreti olan 26aud’ları ödedik. Ve girdik.

Öncelikle 3 boyutlu bir Sydney tanıtım filmi izlettiriyorlar, aslında 4 boyutlu, bir yere yaslanıp ayakta duruyorsunuz ve örneğin deniz sahnelerinde yüzünüze su püskürtebiliyorlar, bir yandan da gerektiğinde yer titriyor. Birkaç dakikalık kaliteli gösterim sonrası kuleye çıkılıyor. 250 metre yükseklikten şehrin görünümü muhteşem. Bu seyahate kadar en beğendiğimiz şehir Rio olmuştu. İnanılmaz güzel bir coğrafyası vardı, Sydney düzayak olması ile bir adım öne geçiyor adeta, aşık oluyoruz resmen şehre.

Sydney Kulesinden şehre bakış

Sydney Kulesinden şehre bakış

Sydney Kulesinden şehre bakış

Sydney KulesindeKule 309 metre yüksekliğe kadar çıkıyor, manzara terası 250 metrede, gökyüzü yürüyüşü ise 268 metre yüksekteki açık terasta yapılıyor. İnşası 6 yıl sürmüş kulenin ve açıldığı 1981 yılında dünyanın en yüksek dördüncü yapısıymış. Elbette bizi ilgilendiren bunlar değil manzara oluyor. Sydney bol girinti ve çıkıntılı derin bir körfezin kenarına kurulmuş durumda, hatta bir delta çünkü körfezin dibine nehir akıyor. Özellikle koy sayılarının arttığı batı ve kuzey batı yönlerinin manzarası enfes. Koyların yelkenli ile dolu olması da buradaki yaşam kalitesinin bir göstergesi. Kuzeye doğru okyanus kıyıları da görünüyor. Dünyanın belki de en güzel şehrinin kuşbakışı görünümü enfes. Ancak aradaki gökdelenler nedeniyle opera binasının tam görünemediğini belirtmeliyim.

Sydney Kulesinden şehre bakış

Strada Pasajı, SydneyŞehre yukarıdan bakıp aşık olduktan sonra şehir merkezini keşfe çıktık, elimizdeki rehber bu bölge için de bir yürüyüş parkuru çıkarmış. Bölgede çokça gökdelenin yanı sıra yüz yaşını devirmiş alışveriş merkezleri var, zaten önerilen rotada bir iki heykel, Sydney kulesi ve eyalet tiyatrosu dışında alışveriş merkezleri var.

Biz önce Strand Arcade’e (Strada pasajı) sonra Pierre Cardin tarafından dünyanın en güzel alışveriş merkezi diye nitelenen Queen Victoria binasına gittik. Her ikisi de üçer katlı ve son derece nezih, lüks. Dünyanın her yerinde olan zincir mağazalar göze batmıyor, giyim satanı da çikolata satanı da kendine özgü ürünler satıyor. Eşim mağazalarda kendinden geçti adeta, her girdiği mekandan enfes şeyler var diyerek çıktı, ancak fiyatlar son derece yüksek, eli cüzdanına yaklaşamadı bile, birkaç dükkan gezdikten sonra da bakıp bakıp alamamak daha kötü oluyor deyip vazgeçti.

Sydney, Queen Victoria alış veriş merkezi

Dükkanlar içinde en ilginci Queen Victoria’nın en üst katındaki hobi dükkanı Hobbyco’ydu. Devasa bir vitrin hazırlamışlar önüne ve bir tren sistemi kurmuşlar. Makette her tür detay düşünülmüş, tüneller, elektrik direkleri, baz istasyonları, binalar, insanlar, binalar, araçlar. Basket oynayan bir grup bile yapmışlar. İki katlı dükkanda ise her tür oyuncağın yanı sıra bolca hobi malzemesi satılıyor.

Sydney, Queen Victoria'daki Hobbyco'nun vitrini

Sydney, The RocksŞehir merkezini tamamlayınca bir otobüse atlayıp Rocks bölgesine geçtik. Bu bölge Avustralya’nın doğum yeri olarak kabul ediliyor, sömürgecilerin ilk yerleşimi buraya olmuş, memleketten malzemeler bu limana gelmiş. Halen milli kutlamaların merkezi bu bölgeymiş, örneğin olimpiyatları düzenleme hakkı elde edildiğinde kutlamalar burada olmuş. 100 yıl kadar evvel sokaklarında gangsterlerin hüküm sürdüğü, insanların farelerle birlikte yaşadığı semt, şimdi opera binası karşısında ve Harbour köprüsünün ayağında adeta cilalanmış haliyle bir çekim merkezi.

Sydney, The Rocks sokak pazarında

Sydney, The RocksHafta sonları burada da Pazar kuruluyor, ben yiyecek stantlarına bir göz atıp Japon gözlemesi yemeğe karar verdim. Sebzeli, unlu bir bulamacı tezgahta krep gibi pişirdikleri yemeğin adını sordu eşim, “okunomiyaki” ismi bizi oldukça eğlendirdi. Rehber kitabımız bu bölge için de bir yürüyüş parkuru vermiş. Çoğunluğu tuğla binaların arasında kalan Arnavut kaldırım sokaklar çok keyifli görüntüler sunuyor. Bina avlularına gizlenmiş güzel restoran ve barlar da var. The Rocks keşif müzesi, Cadman’ın  kulübesi, Garrison’ın kilisesi, Campbell’in ambarı görülesi yerlerden.

Sydney opera binası

Sydney opera binası önünde

Vapur ile Manly plajına giderkenElbette arkamıza opera binasını alıp fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedik. Cruise gemilerinin de limanının burası olduğunu belirtmekte yarar var. Sydney koyu olarak adlandırılan koyun dış kısmına büyük gemiler yanaşıyor, dibinden ise vapurlar kalkıyor. Elimizde de sınırsız bilet olunca Manly plajını da bugün için planlamıştık.

Körfezin sunduğu eşsiz manzara ve yelkenlilerin refakatinde vapur sefası yarım saat sürüyor. Her turist Bondi plajını bilir ancak buranın insanları oranın turistler için olduğunu belirtiyor. Üstelik oraya ulaşımı otobüsle yapmak gerekiyor, hatta sabah Paddington’a giderken bindiğimiz otobüs Mondi’ye gidiyordu. Manly, hem ulaşımı daha keyifli olduğu için hem de rehber kitabımız ve sohbet ettiğimiz kişilerce tavsiye edildiği için tercihimiz oldu.

Manly plajı, Sydney

Vapur ile Manly plajından dönerkenBurnun körfeze bakan tarafına yanaşıyor vapur, çarşı içerisinden geçen kısa bir yürüyüş ile okyanus kıyısındaki plajın göbeğine çıkılıyor. Önce çarşıdaki dondurmacılara kandık, sonra bir marketten şarabımızı alıp sahilde keyif yayılması yaptık. Deniz keyfi yapanlar olsa da rüzgar nedeniyle bize çekici gelmedi deniz, çantamızda dolaştırdığımız macadamialar ile şarap oldu bizim eğlencemiz. Manly’de bir de Oceanworld var, ilginizi çekerse.

Geri dönünce balık pazarına yönlendik, metrodan indikten sonra azımsanmayacak miktar yürüdükten sonra saatini kaçırdığımızı, kapanmış olduğunu üzülerek gördük. Bir önceki akşam keyifli vakit geçirdiğimiz Darling rıhtımına yöneldik. Yine güzel bir konser vardı, bu sefer daha da hareketli müzikler, dans pistine dönmüştü ortalık. Bu sefer eşimin yemek için Çin mahallesine ya da herhangi bir şey için herhangi bir yere yürüyecek takati kalmamıştı. Alışveriş merkezindeki yemek bölümünde karnımızı doyurduk.

Darling limanında gece konseri

Otobüsle otelimize dönerken iki Türk sohbet ediyordu, hizmet sektöründe oldukları belliydi. Hangi semtlerde çalışılınca düzgün bahşiş alınabildiği üzerine konuşuyorlardı. Sohbete katılmayı düşündüm ama sanıyorum ben de yorgundum, girişken olamadım.

Comment(2)

    1. gittiğimiz en güzel şehirlerden biri, mesai bitim saati ile yelkenlerin denize açılıvermeleri enfesti

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir