1. Home
  2. Mekanlar
  3. Endonezya
  4. Borobudur Tapınağı; Endonezya Gezisi Notları 9

Borobudur Tapınağı; Endonezya Gezisi Notları 9

2

Borobudur tapınağı ve Prambanan tapınakları yolumuzu Yogyakarta’ya çevirmemizin ana nedenleri idi. Her ikisi de Unesco dünya mirası listesinde yer alan tapınaklardan Borobudur’da rehber tutma şansımız oldu, haliyle çok şey öğrenme şansımız da. Bu yazıda da Borobudur tapınağı ve Budizm hakkında öğrendiklerimizi aktarmaya çalışacağım, biraz rehberliğe soyunacağım yani.

26/6/17

Sabah 9’da günlük 500 bine (yaklaşık 125tl) anlaştığımız şoför geldi. 2 saatlik yolculukla Borobudur tapınağına vardık. Turistler için ayrı bir gişe var. Borobudur tapınağı giriş ücreti ve Prambanan tapınağı giriş ücretini indirimli ortak biletle karşılayabiliyorsunuz, kişi başı 520 bin. Kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor ve fiyata bir içecek ikramı dahil, biz de çantamıza birer şişe su attık hemen. Girişte rehber isteyip istemediğimizi sordular, beklemekte olan tek rehberle pazarlık etmeden 150 bine anlaştık (internette belirtilen fiyat da buydu).

Borobudur Tapınağı Tarihçesi

Borobudur 8inci yüzyılda inşa edilmiş bir Budist tapınağıymış. Yapımı 60 yıl (75 yıl iddiası da var) sürmüş ancak hayli kıs süre kullanımda kalabilmiş. 10uncu yüzyılda terkedilmiş olduğuna dair göstergeler varmış. O dönemde bölgedeki volkanların ardı sıra patlamalar gerçekleştirdiği de biliniyor. İnsanların bu patlamalar nedeniyle bölgeyi terk etmiş olması muhtemel. Bölge halkı 15inci yüzyılda İslamiyet’e geçince de zaten küller altında kalmış olan tapınağın bir önemi de kalmamış.

Borobudur Tapınağı önünde

Borobudur tapınağı 19uncu yüzyılda yeniden keşfedilmiş ve restorasyon çalışmalarına girişilmiş. Yapısında birazdan ayrıca bahsedeceğim, 1911-14 arası yapılan bu restorasyonda sadece en üst üç katı gün yüzüne çıkarılmış. Dünyanın en büyük tek parça Budist tapınağı olan Borobudur tapınağı 1973 yılında Unesco finansmanı ile yeniden restorasyona alınmış. Restorasyon sonunda da 1991 yılında Unesco dünya mirası listesine alınmış. Aslında restorasyon çalışması halen sürüyor denilebilir çünkü halen yerine konmamış 10 bin taş bulunuyormuş. 28 kilometre ötedeki Merapi dağının 2010 yılında Ekim ve Kasım aylarında püskürttüğü küller Borobudur tapınağını yeniden 2,5 santim kalınlığında küller altında bırakmış. Kısa süre ziyaretçilere kapatılan tapınak Unesco finansmanı ile temizlenmiş.

Müze bölümünde tüm bu restorasyon aşamalarına dair fotoğraflar yer alıyor, uğrayıp bir göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Borobudur Tapınağı Yapısı

6 dikdörtgen üzerine 3 daire şeklinde yapılandırılmış Borobudur tapınağı. Yukarıdan bakıldığında bir mandala şekli oluşturacak biçimde konuşlandırılmış ve yığma, hatta birbirine kenetleme taş tekniği ile yapılmış. 2 milyon kadar, her biri 40 kilo gelen taş bloklar yerleştirilerek yapı tamamlanmış. Süslemelere, kakmaların yapımına sonra başlanmış ve yukarıdan aşağıya doğru yapılmış. Yani tüm bina bitiyor, en üst kattan aşağıya doğru kakmalar yapılıyor. Hadi üst katlarda hata yapsanız belki düzeltmek zor değil ancak en alt kattaki taş üzerinde çalışıyorsanız hata yapma lüksünüz yok demektir, tüm binayı indirip o taşın değiştirilmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle resmin kabasını çıraklar çıkarırken, detay işlemeleri ustalar yapıyormuş.

Kakma detayları, Borobudur Tapınağı

İlk 6 katı Java adası geleneklerince dikdörtgenmiş, Meksika piramitleri gibi, üstteki 3 yuvarlak kat ise Hindu mimari geleneğini yansıtıyormuş. Burası bir Budist tapınağı ve Budist öğretisine göre her kat, öğretiyi yansıtmaya çalışır şekilde, yukarıya çıktıkça daha az süslü hale geliyor. Özellikle alt katlarda son derece detaylı şekilde yapılmış kakmalarda ise Budha’nın hikayesi anlatılıyor. Kakmaların uzunluğu 3 kilometreymiş. Birkaç rakam daha verip asıl hikayeye geçeyim. Toplam 504 Budha heykeli varmış tapınakta, üst platformlarda da içlerinde Budha heykelleri saklı 72 tane ‘stupa’ (içerisinde kutsal emanet bulunan Hint kökenli anıt) yer alıyormuş. En alt katın her kenarı 123 metre, yükseklik ise 32 metreymiş.

Budist Öğretinin Etkisi

Tapınağın 3 ana katmanı var, en alt bölüm insani tutku ve hırsların olduğu seviye, kakmalardaki hikaye de ona göre, kakmaların kalitesi de. Büyük ustalık isteyen bölümler en alt katlarda, insanların dünyevi güzelliklerin peşinde olmasını da sembolize ederek. Onun üzerindeki 4 kat Budist rahiplerin tutkularını dizginleme çalışmalarını sembolize eden katlar. Hem hikayenin anlatılan bölümü buna göre değişiyor, hem de kakmalardaki detaylar azalıyor.

En üst bölümdeki dairesel katlar ise tutkuların yok olduğu, cennet, nirvana bölümü bu nedenle süsleme pek yok, cennette süslemeye gerek yok. Lotus çiçeğini sembolize edecek şekilde dairesel planlanmış son üç kat ve Çan gibi görünen, içerisinde Budha heykelleri yer alan ‘stupa’lar var. Stupa’lar üzerindeki pencereler alt halkalarda şekilsiz dörtgenler iken, üst halkalarda önce kareye dönüşüyor, sonra yok oluyorlar.

Çan gibi görünenler ‘stupa’lar aslında çanı temsil etmiyormuş. En altta Budha’nın etekleri, onun üzerinde lotus çiçeğini (nilüfer) temsil eden taban varmış. Çan gibi görünen şey, lotus çiçeği üzerine ters çevrilmiş pirinç kasesi imiş aslında, çanın sapı görünen en üstte yer alan bölüm ise yürüme asası, yani baston. Kaselerin içinde Budha heykelleri var. Rehber bize bu güzel fotoğrafı çekebileceğimiz yeri de gösterdi. Özellikle bu üst katların çok kalabalık olduğunu belirtmeliyim, rehber espriyle aktardı durumu, “Müslümanlar hemen cennete gitmek istiyor, alt katlarda vakit geçirmek istemiyorlar”.

Stupa içerisindeki Budha heykeli, Borobudur Tapınağı

Budha

Budha, İsa peygamberden yüzyıllar önce prens olarak doğmuş. Ancak annesi kocasından hamile kalmamış, kimseden hamile kalmamış. Kraliçe rüyasında hamile kalmış. Yani günümüzde de devam eden döllenmeden hamile kalma hikayesi ilk İsa peygamberin hikayesinden de eskiymiş. Doğumu ayrı olay, annesi ayaktayken doğurmuş Budha’yı ve Budha doğar doğmaz yürümeye başlamış. Reenkarnasyona yani yeniden dünyaya gelme Hindu inancının bir parçası. Kötülük yaparsan, bir sonraki yaşamında daha kötü şartlarda doğarsın, iyilik yaparsan daha iyi. Ruhunu daha çok geliştirirsen de en sonunda ruhun özgür kalır, yani bir nevi cehennemi dünya kabul ederler. (Yogyakarta’da Bayram Kutlaması yazımıza da bir göz atın)

Bobobudur tapınağının cennet bölümünde

Budha’nın da altıncı yaşamında bir Hindu olarak doğduğu ancak Budizm öğretisini oluşturduğu ve nirvanaya ulaştığı belirtiliyor. Hinduizm’deki kast sisteminden duyduğu rahatsızlık nedeniyle Budizmi ortaya koyma yoluna gittiği belirtiliyor. Budha heykellerindeki kıvırcık saçları reenkarnasyonu, büyük kulakları sürekli diğerlerini dinlediğini sembolize ediyor.

Sırf Borobudur tapınağını görmek için Yogyakarta gezisi yapmaya değer (ki bir de Prambanan tapınağı var). Biz toplam 2,5 saat gezerek ve rehberi dinleyerek geçirdik. Borubodur tapınağı günümüzde ibadet için kullanılmadığından herhangi bir kıyafet kısıtlaması yok, Bali adası tapınaklarında olduğu gibi ‘sarong’ giyilmesi de gerekmiyor.

Comment(2)

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir