1. Home
  2. Mekanlar
  3. Filipinler
  4. Cebu
  5. Cebu Gezilecek Yerler – Filipinler Gezisi Notları 2

Cebu Gezilecek Yerler – Filipinler Gezisi Notları 2

3

Filipinler seyahatimiz, gündüz yaşanan hafif panikle başladı, eşimin şirketinden birinin 19:00 İzmir – İstanbul Türk hava yolları uçağının iptal olduğunu öğrendik, gerekçe olarak hava şartları demişler. Bir miktar tedirginlik yaşasak da, hatta İstanbul’a karadan ulaşma seçeneğini bile düşünsek de, hava raporuna bakıp, havayolu firmasıyla konuşunca, şirketin o uçuşu keyfi olarak kaldırdığına ikna olduk. Biz de aynı saatteki Onur havayolları uçuşu ile sıkıntısız şekilde İstanbul’a ulaştık. Kart seviyem sayesinde girebildiğimiz Türk havayolları vip salonuna daldık. Ertesi gün Cebu’da olacağımız için öncelikle Cebu gezilecek yerler listemiz üzerine çalışmalara başladık.

Türk hava yollarının özel yolcu salonun ne kadar güzel olduğunu üst sınıf yolculuk tecrübesi yazımda aktarmıştım. Bu sefer dikkatimizi mantı çekti, hayatımızda yediğimiz en güzel mantıdan yedik, keşke daha fazla yeseydik, 23:00’de mantı servisinin biteceğini bilmiyorduk, aklımız mantıda kalarak ayrıldık özel yolcu salonundan. Ara ara ‘check-in’ durumlarını da sorgulatıyorduk, uçak ful, çevrim içi ‘check in’ ikimize farklı yerlerden koltuk verdi, ayrıca ekonomi sınıfta bir fazla kişi varmış. Bizi ‘business’a yükseltsinler diye şansımızı denedik ancak uçakta bizden daha rütbeli (daha üst sınıf sadakat kartı sahibi) müşteri varmış, onu yükselttiler. Uçağa son anda birileri bilet alsa sıra bizde ama olmadı, ancak bizi yan yana koltuklara taşıdılar.

13/02/2016

01:30’da Manila uçağına bindik. Kırgızistan’da çalışan Cebu’lu Rogel yanımızda oturuyordu, Şili’den bile yolcu vardı. Roger’la sohbete giriştik elbette, yolu uzatmış olmadın mı dedik, hem beklemesi daha az, hem de fiyatı daha ucuz cevabını aldık. Türk hava yolları fiyatları Qatar ve Emirates’ten daha düşükmüş. Bu duruma pek de şaşırdığım söylenemez, şahsen gözlemleyip Türk hava yollarına bildirdiğim bir durum vardı. Geçen sene Manila uçuşları ilk ilan edildiğinde, hat tanıtım fiyatlarından bilet almaya niyetlenmiştim, İstanbul-Manila 1666tl, İzmir-İstanbul-Manila 1921tl, Roma-İstanbul-Manila ise 1300tl olarak çıkmıştı karşıma. Türk hava yollarına gönderdiğim bu konudaki sorulara ise yazılı cevap dönülmedi, telefon ettiler, yazılı cevap dönmeyeceklerini bildirdiler ve şirket politikaları gereği fiyatların böyle olduğunu ve değişmeyeceğini aktardılar.

Türkiye, Türk Hava Yollarının önderliğinde, Avrupa’nın aktarma noktası olma stratejisi ile Dubai ve Emirates hava yolları ile büyük bir rekabete girmiş durumda ve şu ana kadar da hayli başarılı ilerliyor. Sadece yurt dışında “They Hate You” olarak algılanmakta olan THY’den Turkish Airlines’a değiştirilen imaj bile önemli başarıdır. Türk hava yollarının gelişiminden seyahat sever Türk kişiler olarak büyük gurur duyuyoruz ama mevcut fiyat politikası ile bu büyümenin getirilerinin bizlere faydası olamıyor, Filipinli Rogel’e yarıyor. Bizimle yakın tarihlerde bir çok gezgin arkadaşımız Filipinler’e seyahat etti, sadece biz Türk Hava Yolları ile uçtuk, o da kampanya bilet yakalayabildiğimiz için. Avrupa çıkışlı uçuşlardaki rekabetçi fiyat stratejisinin Tük yolcular için de uygulanmasının, Türk hava yollarını asıl hedefinden uzaklaştırmayacağını düşünüyorum, umarım bu politikalarında değişikliğe giderler.

Rogel ile birlikte - Cebu Gezilecek YerlerFilipinler’e biletimizde belirtilen vakitten 1 saat önce vardık. Filipinler vizesi almak çok kolay, uçakta ufak Filipinler vize başvuru formunu dağıtmışlardı, doldurmak 1er dakika bile almadı. Manila havalimanında da sağlık bildirim formları dağıtılıyordu, Zika hastalığı ile ilgili de bilgilendirme panosu vardı. Sağlık bildirim formu ile birlikte Filipinler vize başvuru formunu pasaport görevlisine verdik, giriş çıkış mührüne benzeyen Filipinler vizesini pasaportlarımıza mühürleyiverdi. Filipinler vizesi almak, geri dönüşte memlekete giriş işlemlerini yapmak kadar kolaydı.

Havalimanından bir de sim kart aldık. Filipinlerde internetin sıkıntılı olduğu, wifi olduğu belirtilen birçok yerde bile kendisini çalışır durumda bulamayabileceğimiz bir çok kaynakta belirtiliyordu, biz de ön ödemeli sim kartlardan aldık, Rogel’in tavsiye ettiği operatör olan Smart’tan. 8 günlük ihtiyaç internetli kart istedik, 10 günlük kart varmış hem konuşma hem de günlük 800 mb internet içeriyormuş, daha ufağı yokmuş. Belki şehir merkezinde arasak daha ucuza bulurduk ama bu konuda vakit harcamak istemedik, yaklaşık 40 liraya kartı aldık. Rogel’le beraber otobüs servisini kullanarak iç hatlar terminaline gittik, Manila – Cebu uçak biletlerimizi daha erken uçuşla değiştirdik ve Cebu gezilecek yerler listemize, Rogel’in de yardımıyla son halini vererek yola devam ettik, kendisine bi nazar boncuğu hediye etmeyi de unutmadık.

Rogel’i eşi karşılamaya gelmişti, kalacağımız otel yolları üzerindeymiş, bizi de bıraktılar. Filipinler gezimizin ilk iki gecesinde kalacağımız iki otel içimize pek sinmemişti ancak yoğunluktan değiştirmeye fırsat da yaratamamıştık. Mactan-Cebu havalimanına yakın Hotel Cesario’nun odalarında pencere yoktu. (gecelik 99tl) Geç vakit varacağız, yorgun oluruz, havalimanına yakın kalalım demiştik, hem beklediğimizden erken vardık, hem de enerjimiz yerindeydi. Ayrı bir yazıda aktaracağım Cebu gece hayatına biraz bulaşıp otele geri döndük, sabah erken kalkmayı planlayıp yattık.

Cebu Gezilecek Yerler

14/02/2016

9’da kalkmaya niyetlenmiştik, olamadı, 11 gibi hayata dönüp, toparlanıp oteli terk ettik ve kent merkezindeki Cebu Budget Hotel City Center’a geçtik (gecelik 85tl). Oda hazır değilmiş, bıraktık bavulları, Cebu gezilecek yerler konusuna dalmadan önce karnımızı doyurmak üzere yakındaki ufak alışveriş merkezine daldık. Biz kahvelerimizi içip bir şeyler yerken (Filipin yemekleri üzerine ayrıca) çok şiddetli yağmur başladı, yemek süremizi yağmur sürecinde uzatmamız gerekti. Bu sırada Rogel akşam gidecekleri sevgililer günü özel konserine davet etti ama lüks otelde gerçekleşecek konser hem pahalıydı hem de pek cazip gelmedi.

Filipinler’de ulaşım denilince ilk akla gelen araç Jeepney, özellikle büyük şehirlerde ve ufak kasabalar arasında çok yaygın. Jeepneyler ve Filipinler’de ulaşım konularına Filipinler Gezi Notları halinde ayrıca değineceğim. Kaç numaralı Jeepney’e binmemiz gerektiğini hostel görevlisinden öğrenmiştik, Cebu gezilecek yerler listemizin başlangıcına doğru yola koyulduk.

Carbon Market Uyuyan Satıcı - Cebu Gezilecek Yerler

Carbon Market, Cebu Gezilecek Yerler

Carbon Market’e kadar gitmeyi düşünüyorduk ancak ona yaklaşınca pazar kurulmuş olduğunu görünce indik Jeepney’den. Seyahatlerde pazarlara uğramaya bayılıyorum, yerel yaşam tarzına dair çok şey sunuyor. Filipinler pazarında da ilk dikkat çeken pazarcıların öğlen şekerlemesi yapmakta olduklarıydı, sattıkları ürünler arasında devrilmişler. Bol bol kurutulmuş balık var pazarda elbette bolca da tropik meyve de. Çok miktarda doğranmış sebze meyve satışı da gerçekleşiyor, süper marketlerden de bir bardak doğranmış meyve almak mümkün. Hazır yemek satan tezgahlar da var, hem tencere yemeği, hem ızgara. Buralardan yemek yiyenlerin ince naylon eldiven giyip elle dalmaları hoşumuza gitti.

Pazar tezgahları arasından ilerleyerek Carbon markete vardık, yerleşik düzende bir pazar görünümünde olduğu için diğer pazarın üzerine pek ilgimizi çekmedi ancak bolca da ufak lokanta barındırdığını belirtmeliyim.

Cebu gezilecek yerler birbirlerine hayli yakın, yürüyerek çoğuna ulaşmak mümkün. Biz de yürüyerek Magellan’s Cross meydanına yöneldik. Cebu belediye sarayının önündeki meydan, ortasındaki haç nedeniyle bu adla anılıyor. 1521 yılında Macellan’ın diktiği haçın restore edilmiş hali ufak bir bina içinde tutuluyor ancak biz oradayken o da restore edilmekte idi. Bu haçın Santo Nino’dan sonra en kutsal öğe olduğu belirtiliyor.

Basilica Minore del Santo Nino – Cebu Gezilecek Yerler

Basilica Minore del Santo Nino - Cebu Gezilecek Yerler

Meydanın hemen yanındaki Basilica Minore del Santo Nino kilisesine geçtik. Ara ara yağmur tekrar şiddetleniyordu, kilise bölgesi girişinde şemsiye stoklamışlar, kilise bahçesinde ücretsiz kullanabiliyorsunuz.  Sadece Cebu’nun değil, tüm Filipinlerin en kutsal yeri olan kilise 1565 yılında yapılmış ve 3 defa yangınla kül olmuş. Bugünkü hali 1737 yılında yeniden yapılan haliymiş ama onun da çan kulesi 2013 depreminde yıkılmış. Kilisenin en etkileyici kısmının bahçesindeki mumlar olduğunu belirtmeliyim. Birkaç hafta evvel Barselona’da Sagrada Familia’da gördüğümüz, para atınca bir süreliğine aydınlanan elektronik mumlardan sonra tamamı kırmızı kalın mumlardan oluşan bu bölüm hoşumuza gitti. Herkes mum yakıyordu.

Engineer Prayer Basilica Minore del Santo Nino - Cebu Gezilecek YerlerKilisenin bahçesinde bir de ayinler için tribün şeklinde düzenlenmiş bölüm vardı, yağmur nedeniyle üst, açık tribünler boştu, herkes onların altındakilere yerleşmiş bekleşiyorlardı. Bahçedeki bu bölümü sırtına dönmüş durumda bulunan kilise binasına girdik. İçerisi de dopdoluydu ancak dışarıdakilerle içeridekiler birbirlerine zıt yönlere dönüklerdi, hangi taraf daha kutsal bilemedik. Kilisenin bir de mağazası var, duvarı asılmak için hazırlanmış mühendis duası, iyi kız duası gibi tabloları eğlenceli bulduk. Rabbim, ölçümlerim hatasız, hesaplamalarım doğru olsun.

Cebu’lu Santo Nino’nun da farklı boylarda bebekleri satılıyor. Santo Nino Filipinler’de İsa’nın çocukluğunu temsil ediyor. Ferdinand Magellan tarafından 1521 yılından vaftiz hediyesi olarak yerel halkın önderine verildiği iddia ediliyor. Bizim kaftanlara çok benzeyen bir pelerin giydirilen çocuk ikonaları, elinde de asa benzeri bir kılıç tuttuğu için sünnet çocuklarını andırıyor.

Biz kiliseden ayrılmak üzereyken ayin başladı, Pazar günleri birkaç seans ayin oluyor ve bunlar ilan edilmiş, bizim orada olduğumuz saatteki ayin ise Filipinceydi. Filipinler’de İngilizce de resmi dil olduğu için o dilde de ayinler planlı.

Fort San Pedro – Cebu Gezilecek Yerler

Kiliseden kaleye doğru yürürken süpermarket görüp daldık, yağmura alışık memleketten şemsiye edinelim diye, lakin memleketten alınan şemsiye buraların yağmuruna karşı pek başarı elde edemiyor. Markette çok ilginç bir şey oldu; hoparlörlerden bir duyuru, konuşma yayımlanmaya başlandı ve marketteki herkes durdu. Filipinlerce konuşmada ne deniyordu bilmiyorum ama yayın bitene kadar kimse konuşmadı, hareket etmedi. 1 dakikadan az süren bu olay esnasında o kadar şaşırdık ki kameraya almak aklımızın ucundan geçmedi.

Cebu gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazı Fort San Pedro kalesine yürürken 2 kere şiddetlenen yağmur nedeniyle saçak altına sığınmak durumunda kaldık. Filipinler fatihi Miguel Lopez de Legazpi komutasında 1565 yılında yapılmış olan Fort San Pedro kalesine giriş ücreti 30php (Filipin pesosu), yani yaklaşık 2 lira. Vaktiyle hem kale, hem hapishane olan mekan günümüzde bir gezme yeri, ufak bir sergi alanı dışında bakımlı bir park durumunda. Biz oradayken akşam bahçede gerçekleşecek olan konserin hazırlıkları sürüyordu.

Kaleden çıkınca hemen yanındaki limana gidip Bohol’a gidiş dönüş feribot biletlerimizi aldık, rehber kitabın önermiş olduğu yakınlardaki bir restoranda geç bir öğle yemeği molası verdik. Mola sonrası Cebu müzelerine doğru yöneldik. Casa Gorordo müzesi yenileme çalışmaları nedeniyle kapalıydı fakat müze binasını görmek için bile yolu biraz uzatmaya değer. Museo Sugbo ise pazar günleri kapalıymış.

Fort San Pedro - Cebu Gezilecek Yerler

Modern  Cebu – Cebu Gezilecek Yerler

Santo Nino - Cebu Gezilecek YerlerCebu gezilecek yerler listenize Tops Lookout adıyla anılan manzara noktasını da ekleyebilirsiniz ancak biz eklemedik. Heritage of Cebu Monument heykelini ise bir gece önce taksiyle yol alırken görmüştük, fotoğraf çekmek için yolu uzatmayalım dedik. Filipinler yaşam tarzında çok önemli olan AVM kültürüne biraz dalalım istedik ve Ayala Center Cebu alışveriş merkezine gitmek üzere taksiye bindik (75php-5tl tuttu).

Şehrin modern merkezine ulaşınca sokaklarda kaldırımlarda belirmeye başladı. AVM’nin girişlerinden birinden daldık, apartman girişi gibi bir girişten. Filipinlerdeki alışveriş merkezlerinin boyutları hakkında bazı notlar okumuştum. Sonuçta 100 milyondan fazla nüfusa sahip bir ülke, havaların soğuduğu bir dönem yok, ya yakıcı güneş var, ya da muson yağmurlarına tabiiler, bu iklim koşulları klimalı kapalı mekanları gayet kullanışlı kılıyor.

Ayala alışveriş merkezi, sanki biz içlerine ilerledikçe büyüdü, dev gibi olduğunun farkındaydım fakat eşimle bilgi paylaşmamıştım. Bilgilendirme noktasını ya da mekanın haritasını arıyorduk asıl amaç da gitmeye niyetlendiğimiz Japon lokantasını bulmaktı. Denk geldiğimiz krokiler genelde bölgeseldi. Arada mağazalarda da turlar atıyorduk elbette. Eşim mekanın büyüklüğü konusunda yorum yapınca, yönümüzü kestirdiğim kadarıyla AVM’nin orta avlusuna yöneldim, dışarı çıktığımızda eşim etrafa, ben onun yüzündeki ifadeye bakıyordum. Yaşadığımız şehir İzmir’de yeni bir AVM açıldı, orta kısmında açık hava avlu olan, Mavibahçe. Avlusu yaklaşık onun kadar, mağazalar bölümü ise 10 katı kadar.

Ucuz ülkede olunca dünyanın en pahalı yemek türlerinden biri olan Teppenyaki’yi alışveriş merkezinde aramakta olduğumuz Japon lokantasında tecrübe ettik (2 kişi 750 php – 50 lira tuttu). Barlar için IT Park adında başka bir alışveriş merkezi öneriliyordu, oraya gitmeye karar verdik fakat Ayala çıkışı taksi bulmak imkansız görünüyordu, tabana kuvvet yürüdük. Bu bölge kapalı bir AVM değil, daha çok çarşı görünümündeydi. Tarih 14 şubat olunca meydanda canlı müzik vardı, hemen arkasındaki bara yerleşip birer kadeh içkiyle sevgililer gününü kutladık.

Taksi ile otele dönüp ufacık odamıza girdik. Ertesi gün erkenden yola çıkıp Oslob’da balina köpekbalığı dalışı turuna gidecektik, o nedenle duş alıp yatmak içindi zaten bu otel. Önce sabun olmadığını fark ettik, sorduk durumu ücrete tabiymiş. Sonra duşta tek vana olduğunu gördük, sorduk hostelde sıcak suyla duş alma imkanı yokmuş. Balina köpekbalıklarını düşünerek yattık.

Comment(3)

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir