Çin Gezisi Notları 4 – Pekin

26.04.2014 Cumartesi

Sabah saat 05:30’da kalktık, oteli terk ettik, paket kahvaltılarımızı ederek havalimanının yolunu tuttuk. China Eastern havayollarının MU2101 sayılı uçuşu ile saat 08:00’de Pekin’e doğru havalandık ve saat 10:00 civarı indik. Bagajlarımızı alıp yerel rehber ve aracımızla buluştuktan sonra şehir merkezine gelip geleneksel Çin Eczacılığının uygulandığı bir merkeze getirildik. Burada bazı uzman doktorlar sağ ve sol bileğimizden nabzımızı yoklayıp, suratımıza ve dilimize bakarak, bize hastalık teşhisi koydular ve tamamen doğal bitkilerden yapılma ilaçlar önerdiler. Hem teşhisler bizi pek tatmin etmedi hem de önerdikleri ilaçların fiyatları 100,-ABD Doları mertebesinde olduğundan ilgimizi çekmedi. Arzu edenlere ayak masajı yaptılar. Sonra öğle yemeğimizi yiyip Houhai gölü etrafındaki eski evlerden oluşan mahallede dolaştık, bir evin içerisini gördük, sonra çekçekler ile parkın içerisinde ve gölün çevresinde turladık.

Bu arada hava ilk defa açtı ve güneşin yüzünü gördük, kazaklarımızı çıkarttık. Bilahare, modern alışveriş merkezlerinin olduğu bir semtte alış-veriş molası verdik.  Sonra akşam yemeğimizi yiyip otelimize geldik ve odalarımıza yerleşip yattık. Pekin düz bir arazide kurulu dolayısı ile bisiklet ve motosikletli sayısı çok fazla.  Şehirde, yeni iş merkezinin olduğu semt dışında, pek gökdelen yok. Eski Çin havasını rahatlıkla alabiliyorsunuz. Şehir nüfusu 23 milyon imiş.

27.04.2014 Pazar

Kahvaltı sonrası saat 08:30’da hareketle önce bir inci üretim merkezine götürülüp bilgilendirildik ve oradan hareketle hayvanat bahçesine gittik. Müthiş kalabalık arasında doğruca Panda’ların olduğu bölüme gittik. Panda’lar ağırlıklı olarak bambu ile beslenen memeliler ve memeli hayvanlar arasında, kangurulardan sonra en küçük yavruyu doğuran canlılarmış. Bebekleri ancak 1-2kg civarında olurmuş.

Birkaç poz Panda fotoğrafı çektikten sonra oradan ayrıldık ve Yazlık Saray’a gittik. Orası da, diğer yerler gibi aşırı kalabalıktı. Bir dere ve gölet çevresindeki sarayın değişik binaları ve büyük bahçeleri var. Burası ile kışlık saray olan Yasak Kent arasında kayıkla ulaşım imkanı varmış.  Bahçede, göletin kenarında, üzeri kapalı ve yanları açık olan bir uzun koridor var (uzunluğu 700m civarında imiş).

Bir de ilginç olan, imparatorlardan birisi kendisine çok sağlam malzemeden, mermerden bir kayık yapılmasını emretmiş; uzun uğraşılardan sonra yapmışlar ancak hemen suyun kenarında dibe oturmuş, öylece duruyor.

Öğle yemeği sonrası Tiananmen meydanına gittik.

Meydanı dolaştık, meydanın bir kenarındaki Mao’nun mozolesini gördük ancak kapalı olduğundan içerisine giremedik.

Bilahare Yasak Kent’e girip, yine aşırı kalabalık arasında orayı dolaştık. Saha çok büyük olduğundan, kısa ve hızlı bir dolaşma bile 2 saati geçiyor.

Yasak Kent turu sonrasında bir alış-veriş caddesinde kahve molası verip dinlendik. Sonra şehrin iş merkezlerinin olduğu bir semtinde, bir Müslüman lokantasında, akşam yemeğimizi yedik (Müslüman lokantası olmasına rağmen bira vardı). Lokantada bazı personel Türkçe konuşuyordu; Sincan bölgesinden imişler. Yemek sonrası otele gelip yattık.

28.04.2014 Pazartesi

Sabah saat 09:00’da eşyalarımızla birlikte oteli terk ederek yola çıktık. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında Çin Seddinin Badaling bölümüne geldik. Çin Seddi toplam 6.000km civarında uzunluğa sahip olup, kısmen onarılmış durumda. M.Ö. 9. yüzyılda yapıldığı söyleniyor. Seddin yapısında kullanılan malzemeler bölgesel değişiklik gösteriyor; kimi bölgelerde taş, kimi yerlerde tuğla, kimi yerlerde kerpiç gibi.  Tatil günü olmamasına rağmen burada da korkunç kalabalık vardı. Gücü yetenler seddin üzerinde bir miktar yol alıp fotoğraf çektik.

Yürüdüğümüz yolun bir bölümünde eğim 45 derece civarında idi. Gayet zorlu bir yürüyüş oldu. Çin seddinden sonra çevredeki bir lokantada öğle yemeği yedik. Yemek sonrasında yarım saat mesafedeki Ming hanedanlığına ait imparator mezarlarının bulunduğu mekana geldik. Burada Ming hanedanlığına ait 16 imparatordan 13’ünün mezarı bulunuyor.

Buradan sonra anma törenlerinin yapıldığı God Road’ı gezdik ve ardından şehir merkezine dönerek olimpiyatlar için yapılmış olan bazı tesislerin ve binaların fotoğraflarını çektik.

Bilahare, akşam yemeğimizi yiyip havalimanına geldik. Bilet ve bagaj işlemleri sonrası uçağa biniş kapısına, havalimanı içerisinde çalışan bir metro ile ulaşılıyor. Kapıya gelip uçuş saatini beklemeye başladık.

29.04.2014 Salı

Tamamen dolu olan uçağımız saat 00:40’da havalandı ve yaklaşık 10 saatlik uçuş sonrası sabah saat 05:30’da İstanbul’a indi. Uçakta ağırlıklı olarak erkek hostes bulunması ilgimizi çekti. Koşuşturarak pasaport kontrolünden geçip iç hatlara geldik ve saat 07:00’deki İzmir uçağına yetiştik. Evimize ulaştığımızda saat 09:00’u geçiyordu. Böylece bir geziyi daha noktalamış olduk.

Çin’de gördüğüm bazı ilginç noktalar:

– Araba taşıyan TIR’lar sanki bizdekilerden daha uzun ancak üst sırada yan yana iki araba var, arka arkaya sekiz adet, alt sırada ise yedi araba, böylece bir seferde toplam 23 araba taşıyabiliyorlar.

– Pekin’de troleybüs işliyor ancak zamanında bizdekilerde olduğu gibi otobüsün arkasından boynuzlarına uzanan makaralı tel düzeneği yok; bunun yerine boynuzlara ip bağlamışlar ve bu ipler otobüsün yan penceresinden içeriye uzanıyor; çok iptidai bir görüntü.

– Trafikte gördüğüm bir şehirlerarası otobüste 3 + 2’li koltuk düzeni vardı.

– Çin halkı birbirleri ile hep bağırarak konuşuyor; normal konuşma mı yapıyorlar yoksa söz dalaşı mı yapıyorlar anlayamıyorsunuz.

– Trafikte birbirlerine hiç saygılı değiller. Yaya geçidinde yeşil ışık yanıyorken bile üzerinize araç sürüyorlar.

– Şehirler genelde oldukça temiz olmasına rağmen kişisel olarak insanlar çok pis; her yere tükürüyorlar.

– Doğal olarak her yer çok kalabalık. Kendi nüfuslarının fazlalığının ötesinde, özellikle çok da turist var.