1. Home
  2. Mekanlar
  3. Hindistan
  4. Agra
  5. Hindistan İzlenimleri – 11 Agra

Hindistan İzlenimleri – 11 Agra

0

Agra Fort, Hindistan27 Kasım 2003

Ertesi sabah Agra Fort (Agra kalesi)ne gidiyoruz. Amber kalesi kadar görkemli olmamasına rağmen son derece güzel. Kale içinde bizlere ayrı bir rehber eşlik ediyor. Hayatım boyunca işini bu kadar seven çok az insan gördüğümü belirtmek zorundayım. Kralın halkın şikayetlerini dinlediği yeri, vezirlerle kararların alındığı yeri ve buranın İngilizlerce bombalanışını, Şah Cihan’ın oğlu tarafından hapsedilişini ve binanın nasıl yapılıp, içinde nasıl yaşandığını büyük bir arzuyla adeta yaşayarak bizlere anlatıyor.

Nehrin karşı tarafında Taj Mahal görülüyor. Taj Mahal’in hemen karşısında, nehrin bulunduğumuz tarafındaki boş arazinin, Şah Cihan’ın kendi mozalesini, siyah mermerden yapmak için ayırdığı yer olduğunu hatırlıyoruz. Hayatının kalan bölümünü Taj Mahal manzaralı, mermerden kakma işçilikle yapılmış bir tür altın kafeste geçirmesinin nedeni bu mozale planı. Oğlu Orangzeb (Aurangzeb) tarafından buraya hapsedilmesinin nedeni.

Humayun'un Hücresi, HindistanArtık ezberlerimize yerleşen hükümdarlar sırasıyla aklımıza geliyor; Babür, Humayun, Ekber, Cihangir, Şah Cihan ve Orangzeb. Şah Cihan en kanlıları. Bir çok savaşa karıştığı ve halkına zulmeden bir hükümdar olduğu söyleniyor. Yaptırdığı ibadethaneler ise kendisini hem kendisine hem halkına affettirmek için. Taj Mahal için aşırı derecede para harcayan babasını durduramayan Orangzeb çözümü onu hapsetmekte buluyor. Kale dahilinde son derece lüks bir bölüm hazırlayıp, hayatı boyunca orada kalmasını sağlıyor.

Pek hayırlı bir evlat olmayan Orangzeb’in çok iyi bir hükümdar olduğundan bahsediliyor. Halkının hakkını savunduğu ve hapsetme eylemini de bu düşünce içinde gerçekleştirdiği söyleniyor. Şah Cihan’ın ölümünden seneler sonra kızları onu da eşinin yanına, Taj Mahal’e gömmüşler ve mozalesini de eşininkinin yanına yerleştirmişler.

Çöl Klimasının İçi, HindistanAgra kalesi bizim son durağımız oluyor. Delhi’ye gidiyor ve sabahın ilk saatlerindeki uçağımızla geri dönüyoruz. Lise yıllarımda ilgi duymaya başladığım ve çevremdekilerin tedirgin yaklaşımı nedeniyle, iştahımı kabartmamak için çok inceleyip derinine inmediğim bu ülkeyi görme fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Yaşadığım koşulların dünyanın genelinden ne kadar farklı olduğunu görmek, benden çok daha zor koşullarda yaşayan bu insanların düşünsel olarak ulaştıkları huzuru farketmek gerçekten güzel. Bu kültüre hayranlık duymaktayım ve ilk fırsatta tekrar gitmek istiyorum.

Görmediğim çok şey var. Üstelik bu sefer ülkenin ve yaşamın içine daha çok girebileceğimi biliyorum. Dünyanın en çok film çekilen yeri Mumbai (Bombay)’yi görmek istiyorum. Yabancı olduğunuz herhalinizden belli olduğu için ufak roller oynamanızı bile istiyebiliyorlarmış. Bu arada belirtmem lazım Bollywood’u gezmeye izin verilmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Tek yol bir filmde rol almak.

Tören Alanı, HindistanBu ülkede halen insan yiyebilen kaplanların yaşadığı parklar var. Bizim gördüğümüz bölüm ülkenin onda biri dahi değil. Din ve mistisizmin el ele verdiği, her tür düşüncenin saygıyla karşılandığı, her bakışta, her solukta şiirsellik kokan bir ülke. Birinin yakılmasını izlemek çok zor bir tecrübe olsa da, onu da görmek istiyorum. Kutsal saydıkları Ganj nehrinin geçtiği ve orada ölürlerse mokshaya yaklaştıklarına inandıkları Varanasi kentinde. İnsanların ölmek için geldikleri ve ölenlerin nehir kenarında yakıldığı şehri görmek şüphesiz turistik bir gezi niteliğinde olmayacaktır.

Hindistan’a gitmeyi düşünenlere önerim tüm önyargılarınızdan arınıp gitmeniz ve hertür sürprize hazırlıklı olmanız. Sağlık konusunda benim dikkat ettiğim şeyler kapalı su haricinde su içmemek ve pişmemiş yiyeceklere rağbet etmemek oldu (kabuğunu soyamadıklarım). Bağırsak bozulması dahil hiçbir problem yaşamadan sağlıklı bir şekilde geri döndüm.

Kasım 2003

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir