1. Home
  2. Mekanlar
  3. Türkiye
  4. İstanbul
  5. İstanbul Hatırası

İstanbul Hatırası

11

İstanbul'da da yeşil varİzmir’de yaşayan bir gezgin ruhluyum, bazı akrabalarım İstanbul’da yaşıyor. Elbette çocukluğumdan beri defalarca “zor kadın” olarak tanımladığım İstanbul’a gittim, ziyaret için, iş için, gezmek için, konser için ve en uzunu askerlik hizmetim için. İskenderun’da oldukça zorlu geçen acemilik sonrası usta birliğim Kasımpaşa olmuştu. 2009’da ekonomik kriz sonrası işsiz kalınca, giriş işlemlerimi yapan askere “abi hiç gelmeyeydin” dedirtecek yaşta gitmiştim. Tecrübelerimi kullanarak yönetimi tamamen değişen birlikte, hepsi yeni yetme komutanlarımın üzerinde çokça yük almıştım. Benden 1 yaş büyük İzmirli komutanım da eşim ya da ailem her geldiğinde evci çıkmama izin vermişti. Hepsini İstanbul’u arşınlama fırsatına çevirdik eşimle birlikte.

Zor kadın diyorum İstanbul için çünkü hem çok çekici ve güzel, hem de birlikte olması çok zor. Umarım bu şehre hayatımı taşımak zorunda kalmam ve umarım bu güzellikten uzun süre mahrum kalmam. Çoğu İstanbullunun gezmediği kadar çok yerini gezdiğim bu özel şehir hakkında da bir şeyler yazmak istedim. Bu yazı tek bir seyahatin anıları değil ve bu yazı zaman zaman güncellenecek. Yeni tecrübeler yaşadıkça ve eski tecrübeleri yazmaya fırsat buldukça ilaveler yapacağım.

Boğaz

Elbette İstanbul’un en büyük özelliği iki kıtayı birbirinden ayıran boğazı, her gittiğimde kenarına yanaşmak, mümkünse tekneyle dolaşmak isterim. Vapur ile gezmenin en ekonomik yolu bol duraklı şehir hatları vapurlarından birine binmek, sadece bir şehir içi ulaşım biletine, anlatım olmasa da enfes manzaralar içeren bir tur yapılabiliyor. Elbette tanıtım sunumu ile tur yapan özel turlar da var, anlatılınca daha anlaşılır ve keyifli olacağı kesin.

Ortaköy'den Kız Kulesi

İstanbul Boğazı

Geceleyin Tekneden Haliç

Boğazın bana göre keyfinin en güzel çıktığı yerlerden biri de Ortaköy. Oradaki kafelerden birinin tercihen üst katlarına çıkınca kız kulesine kadar manzaraya karşı biranızı yudumlayabilirsiniz. Alkollü ürünler memleketimizde ne kadar pahalı olsa da, böyle bir manzaraya karşı dünyanın hiçbir yerinde 5dolar civarına bira içirmezler insana.

Benim yaşadığım en özel tecrübe babamın liseden mezuniyetinin 45inci yılına denk gelmem olmuştu. Sınıf arkadaşları olarak boğazda yemekli tekne turu düzenlemişlerdi. Beni de evci çıkarıp dahil etmişti babam. Gayet bakımlı bir tekne gün batımından önce hareket etti, önce güvertede kokteyl. Gayet bol miktarda çerez ve cips vardı ortalıkta, isteyen istediği içkiyi alıyor elbette. Babamın, bir çoğu artık emekli olmuş ve hemen hepsi önemli görevlerde yer almış, mesela meclis başkanlığı. Elbette çok sohbet etme imkanı bulamadım, çünkü hemen birbirleri ile okul anılarına dalıyorlardı.

Geceleyin Kuleli

Hava kararırken içerideki açık büfe devreye alındı. Yemekler gayet bol ve lezzetliydi, babamın anıları da çok hoştu ama ben gene de ara sıra elime içkimi alıp güverteye çıkıyordum; İstanbul ayrı güzeldi. Aydınlatılmış halleriyle kuleli, saraylar, köprüler, Ortaköy, kız kulesi, biraz mahremiyetlerini elden kaçıran yalılar doyumsuz bir manzara oluşturuyordu. Evci çıkmış olmanın heyecanı ile manzaraya karşı bir arkadaşıma telefon ettim, nispet yaptım yemekli boğaz turundayım diye, ‘ben evde bamya yiyorum sen nasıl askersin’ demişti. Umarım herkes bir gün böyle bir tecrübe yaşama imkanı bulur. www.bogazturu.com adresinden siz de bu tip organizasyonlar yapabilirsiniz.

Saraylar

İstanbul'dan Manzara

Yüzyıllarca koskoca imparatorluğun başkenti olan şehirde elbette bolca saray var; elbette en önemlileri Topkapı ve Dolmabahçe sarayları.

Topkapı sarayını askerden önce bir gezme seyahatinde ziyaret etmiştim. Havanın ne kadar soğuk olduğunu anlatmam pek mümkün değil. Saray zaten eski olanı, o nedenle daha az süslü, daha ağır olanı. Duvarlar kalın, tavanlar yüksek, şömineyle ısınması planlanmış, elbette o şömineler yanmıyor. En başta çok çok üşüdüğüm kaldı aklımda, sonra elbette müze bölümlerinde sergilenen eserler. Ama en çok o uç kısımdaki restoranın oradan manzara etkiledi beni. Tarihi yarımada başlı başına çok güzel, Ayasofya, Sultanahmet, Yerebatan ve kapalı çarşıdan ayrı yazıda bahsettim.

Topkapı Sarayı Bahçesinden

Dolmabahçe sarayı insanın aklını başından alacak kadar ihtişamlıydı, aynı seyahatte bir tura katılıp keyifle gezmiştik. Süslemeler, eşyaların zarifliği etkilemişti en başta, sonra da boyutları. Çok fark edilmiyor aslında mekanın boyutları, ama kabul salonundaki ortadaki masanın altında serili halının 100 metrekare olduğu bilgisini verince rehber, durum ortaya çıkıyor. Ki o dönem benim yaşadığım stüdyo daire 40 metrekareydi.

Yıldız sarayının bahçesine bir bakışDenize nazır Çırağan ve Beylerbeyi sarayları da son derece güzel ama ben Yıldız’ı öneririm. Beşiktaş’taki Yıldız sarayına gittiğimde bahçe gezmek için açık değildi ve aklımız çok kalmıştı. Haritadan bir göz atarsanız ne kadar geniş bir alana yayıldığını görebilirsiniz, sadece bahçesi için tekrar gideceğim.  İçerideki sergiler, müze çok etkilememişti ancak Padişah Vahdettin ile Atatürk’ün görüştükleri oda, fotoğraflar çok şaşırtmıştı. Küçük yaştan beri tarih derslerinde anlatılanlarla oturmayan bir şeyler var.

Güncellemeler

Bu yazıyı düzensiz şekilde aklıma estikçe güncelleyeceğim. Müzeler başlığı atıp Sabancı, Koç, Pera İstanbul Modern müzelerinden kısa kısa bahsedeceğim. Kısa geziler deyip Şile, Ağva, Polonezköy, Adalar, Anadolu Feneri özetleyeceğim, diğer görülmesi gerekenlerden söz açacağım. Şimdilik katıldığımız Beyaz Şov öncesinde Beyaz’ın zarif uyarıları ile bitireyim. Katıldığımız derken yanlış anlaşılmasın, eşime, çalıştığı şirket, şirketteki 10. yılını doldurması şerefine, İstanbul seyahati ile birlikte beyaz şova stüdyoda izleyici olma hediyesi vermişti. Gidip izlemiştik.

Comment(11)

  1. Çok güzel bir dille anlatmışsınız gerçekten, teşekkürler!
    Fotoğrafların da hakkını vermek lazım, gayet başarılı olmuş..
    Yaz gelse de güzel bir boğaz turu yapsak diyor insan içinden 🙂

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir