12 Kasım 2010
Bornova’da buluşmaya çalıştık ama hem yol çalışması hem bayram trafiği bir araya gelince bu iş planladığımız ve daha önceleri muvaffak olduğumuz 18:40 yerine 19:40’da gerçekleşebildi. Seri şekilde havaalanına yöneldik 21:00 uçağımız için. Daha önce hiç görmediğim bir yoğunluk uzunca kuyruklar var. Bekliyoruz el mahkûm, uçağımızın da 20 dakika rötarı açıklanmış. Sıra bize gelince Shanghai’ya kadar check-in yapmak istiyoruz, İstanbul’dan 23:40 uçağını yakalarken bavullarla uğraşmamız mümkün olamaz. Fakat görevli kızcağız şaşırmış durumda Shanghai uçağında yer olmadığını söylüyor. İstanbul’a telefon ediyor, biz sadece hı-hılarını duyuyoruz ama yüzü iyice asılmaya, önce pembeleşmeye sonra kızarmaya başlıyor, morarmış suratıyla İstanbul’dan gelecek telefonu beklememiz gerektiğini söylüyor. Çok heveslendiğimiz bu tatil öncesi bizim için süper gergin dakikalar. Bir süre sonra kızcağız kendince müjdeyi veriyor, “hıh, bir kişilik yer açıldı”. Biz hangimizin gitmesinin iyi olacağını görevliye şaka yollu sorarken telefon geliyor ve bir kişilik daha yer açılıyor. Pencere kenarı olur mu derken birbirimizden 20 sıra mesafede kel alaka yerlerden biletlerimizi alıyoruz, mutluyuz. Görevli kızcağız son derece mahcup, 20 dakika ilan edilen rötarın o şekilde gerçekleşmeyeceğini THY’de çalışan biri olarak bizden iyi bildiği için bizlere VIP geçiş kartı veriyor birer tane, pasaport geçişinde vakit kazanabilelim diye.
Shanghai’a Giderken
Bu işe benim aklım ermiyor, bu kartlar ‘Business Class’ bilet alanlara veriliyor. Tamam, bu insanlar benim ödediğimin belki 3-4 katı ödeme yapıyorlar ve elbette bu paranın karşılığı olarak daha iyi ikram, hizmet ve hatta zaman satın alıyorlar, ama bunu havayolu şirketinden yapıyorlar. Pasaport geçişi tamamen devletin görevi ve devletin daha çok parası olana, üstelik bu para kendisine ödenmiyorken, ayrıcalık yapmasını ben kendi kendime açıklayamıyorum. 45 dakika rötarla vardığımız İstanbul’da koşarak pasaport kontrolünden geçip uçağa yetişirken hiç sıra olmadığı için bu karta ihtiyaç duymadık. Nefes nefese vardık biniş kapısına ve otobüse doluştuk. Mehmet Uzer’i anons ederek çağırdılar, tam o sırada da otobüs hareket etti. Mehmet Bey tam önümüzde duruyor.
Mehmet Bey bir astsubay, Nato’da görev almış, uzun süre İzmir’de, 3 yıl kadar da Belçika’da çalışmış. İngilizceyi kendi kendine Sultanahmet’te öğrenmiş. Malum astsubaylar erken çalışmaya başlayıp erken de emekli oluyorlar. Mehmet Bey’de astsubaylık yaparken bir yandan da hukuk okumuş. Emekli olunca da avukatlık mesleğine başlamış, şimdi İstanbul barosuna kayıtlı. İzmir’de görevli olduğu yıllarda bir Amerikan gemisinde büyücek bir kabul töreni olacakmış. Mehmet Bey de buradaki yabancılara biraz Türkiye’yi tanıtmak istemiş, İl Turizm Müdürlüğü’nden broşür almaya gitmiş, dağıtmak için. Bir kuyruk görmüş, rehberlik kokardı için son başvuru günü, hemen evrakları hazırlayıp başvurusunu yapmış. Sonrasında akşamları süren 6 aylık eğitim ve bir aylık Türkiye turu ile rehber olmuş. Sadece hobi olarak yapıyormuş bu işi, bizim de Çin gezimizde rehberimiz kendisi.
Çin Turları
Uzak Doğu’nun büyüleyici ülkesi Çin, Şangay’dan Pekin’e kadar yepyeni bir kültürü derinlemesine keşfetmenizi sağlayacak harika şehirlere sahiptir. Şangay’da nefes kesen bir manzarayı izleyebileceğiniz Doğu’nun İnci Kulesi, yürüyüş yapmanın keyfine varabileceğiniz Bund; başkent Pekin’de ise elbette tarihe yön veren Çin Seddi başta olmak üzere ünlü kraliyet evi Yazlık Saray, Orta Çağ’dan günümüze kadar ulaşan Cennet Tapınağı ve çok daha fazlasını rehberli Çin turları eşliğinde keşfedebilirsiniz.
İşte Çin’i baştan sonra adım adım keşfedebileceğiniz harika tur fırsatları;
- Hong Kong Turu
- Çin Seddi Dahil Büyük Çin Turu
- Elegant Uzak Doğu Turu
Tüm İstanbul çıkışlı Çin Turları hakkında hemen fikir sahibi olmak için tıklayın.
13 Kasım 2010
Shanghai Gece Hayatı; Xin Tian Di
Diğer koltuklarda oturanlardan ricacı olup yan yana geçirdiğimiz 10 buçuk saatlik yolculuğun ardından bizden 6 saat ilerideki Çin’in görülmesi gereken yerlerinden Shangai’ya 16:30 dolaylarından varıyoruz. Bavullarımızdan biri yok, daha önceden seyahatte bavul kaybı konusunda oldukça tecrübeli bir çiftiz. Biz gerekli başvuruları yaparken rehberimiz dâhil 24 kişiden oluşan grubumuz bekliyor bizleri. Yerel rehberimiz Omer’in katılımı ile Sangay şehir merkezine iniyoruz, bir alışveriş merkezine sokuyorlar bizi, beşinci katındaki bir lokanta da yemeğe geçiyoruz, Çin’de ne yenir sorusuna bir yanıt bulmak için. Çin yemeklerinin detaylarını ayrı bir yazıda topladım. Yemek sonrası Shanghai konaklamasını yaptığımız otele yerleşiyoruz yemekten sonra, odamız müthiş geniş.
Tur grubundan Ahmet Bey ve Aysun Hanımla beraber metro ile South Huang Pi caddesine gidiyoruz, Shanghai gece hayatını biraz koklayalım diye. Cumartesi gecesi ortalık hareketli, yürüyüş yapıp etrafı inceliyoruz, tabii gelmeyen bavuldaki lens solüsyonunu da buradan tedarik ediyoruz. Sonraki durağımız Shanghai gece hayatının önemli duraklarından Xin Tian Di. Eski Çin mahallerini andıracak mimariyle yapılmış barlar bölgesi burası, ufak bir turdan sonra bir barda biralıyoruz. En dikkat çekici manzara erkeklerin çoğunun Asyalı olmaması ve hemen hepsi buralı genç kızların ayakta duramayacak kadar sarhoş olmaları. Bu kadar çok sarhoşu hayatım da ilk kez bir arada görüyorum. Burada biralara verdiğimiz yaklaşık 10’ar liranın Çin’de yeme-içme fiyatlarının çok çok üzerinde olduğunu sonradan anlıyoruz. Tahminen Shanghai’da yaşayan Amerikalı ve Avrupalılar kendilerine içki ısmarlanmasından son derece memnun olan Çin genç kızları ile buralarda vakit geçiriyor. Mekânın şık mimarisi ve her barda canlı müzik olması (İngilizce olsa da) çok sevimli. Taksiyle dönüyoruz Şangay otellerinden Yafan Long Men’e, elbette otelin kartındaki orijinal yazılışlı adını göstererek. Yatmadan önce televizyona göz atıyorum, neler izliyorlar merakıyla. Neredeyse tekel var kanallarda, onlarca devlet kanalı CCTV. Zap yaparken arada FTV geçiyor ve ben ekranda Ajda Pekkan’ı görerek şok geçiriyorum, hakikaten “süper star”mış.
14 Kasım 2010
Günü Shanghai gezilecek yerlerinin gezerek geçirdik, ben Shanghai gece hayatı ile devam edeyim.
Shanghai Gece Hayatı; Bund
Bund, Huangpu nehrinin yanında uzanan yürüme yolu, gündüzü ve gecesini ayrı ayrı görmek gerek. Huangpu nehri Changjian nehrinin ufak bir kolu, bu ufak kol, daha dar olsa da İstanbul boğazı ile kıyaslanabilecek genişlikte, Changjian’ın genişliği ise 20km’yi buluyor. Nehir kenarındaki bütün binalar son derece bakımlı ve çok güzel aydınlatılmışlar. Seyyar satıcıların pek dolanmadığı (sadece fotoğrafçı ve meşrubat satıcısı vardı, herhalde izinliler), otuz metre kadar genişliğe sahip çok düzgün yürüyüş parkurunda ışıl ışıl Shanghai manzarasının keyfini çıkarıyoruz. Nehirde gezi tekneleri dolanıyor, bizim de niyetimiz onlardan birinde bulunmak, Şangay’da yapılması gerekenlerden Bund yürüyüşü ve Changjian nehri turunu yapmadan dönek olmaz. Yol üzerinde de bilet gişesini buluyoruz.
Ben Shanghai tekne turu bileti alırken eşim telefonla konuşmakta. Parayı ödeyip biletleri elime aldığım anda satış yapan kadının sesi yükseliyor ve arkamdaki bir adamı gösterip bir şeyler söylüyor. Arkama döndüğümde adam eliyle seri bir şekilde gel işareti yapıyor, kendisine yaklaştığımda da kolumdan tutarak koşar adım ilerlemeye başlıyor, nehirden uzaklaşarak (eşim de bizimle birlikte koşuşturuyor bir yandan telefonla konuşurken), yaya geçidinden karşıya geçirilip bir minibüse bindiriliyoruz ve minibüs hemen hareket ediyor. Karım neye uğradığını şaşırmış halde telefonu hat çekmiyor bahanesi ile kapatıp bana nereye gittiğimizi soruyor. İkimizin de fikri yok. Araç nehre paralel ilerliyor ve birkaç dakika sonra nehre komşu bir binanın arkasında korna çalarak ilerlemeye devam ediyor. Kapalı bir garaj kapısına vardığımızda kapı açılıyor ve 6-7 delikanlı çıkıyor dışarı, arabanın kapısını açıp inmemizi işaret ediyorlar, Şangay’da yapılması gerekenlerden biri kaçırılmak değil. araçtan inip aralarından ilerleyince iskele gibi bir yere varmış olduğumuzu anlıyoruz, kapalı bölümüne bizi yönlendirip bir bankı gösteriyorlar oturmamız için. Birkaç dakika sonra tekneye binmeden önce tuvalete gitmemin iyi olacağı kanaatiyle ‘toylıt’ diye yardım istiyorum. Adamlardan biri diğerine yönlendiriyor, o bir diğerine. Bir ben bir onlar ‘toylıt’ diyoruz, pantomim ile anlatsam mı diye düşünürken aralarından biri ‘ooo’ diyor ve elimdeki biletleri alıp daha ufak boyutlu başka 2 bilet veriyor. Ben ne olduğunu anlayamadan sırtımdan itekleyerek turnikeden geçirip elle 5’i gösteriyorlar. Turnikeden geçip nehir kenarına inince sağ tarafta 5inci iskeleyi, sol tarafta da tuvalet tabelasını görebiliyorum.
Shanghai Gece Hayatı; Tianzifang
Shanghai tekne turu son derece keyifli, yaklaşık yirmi dakika ilerisine gidiyoruz nehrin, televizyon kulesinin diğer tarafına dolanıyoruz. Sonra da geri dönüyoruz. Tekneden inince bir taksiyle Tianzifang’a gidiyoruz. Dün gece gittiğimiz Xin Tian Di’yi andıran bir yapı ama sokaklar daha dar, daha çok restoran var ve daha nezih görünüyor. Ama biraz geç kalmışız, hareket çok az. Yürüyerek Xian Tian Di’ye gidiyoruz, burada da cumartesinin hareketliliği yok elbette. Bir yerde geç bir akşam yemeği olarak noodle (Çin makarnası) yiyip, biralanıp dönüyoruz otelimize. Bavulumuza kavuşuyoruz.
Comment(2)