Cape Town Gezilecek Yerler – Güney Afrika Gezisi Notları 1
Cape Town gezilecek yerler yazısına vesile olan aslında acilen ortaya çıkan bir iş seyahatiydi. Cuma günü öğlene doğru, ertesi hafta Cape Town’da, benim de müdahil olduğum bir proje için toplantı talep edildiği, gidip gidemeyeceğim soruldu. Acilen planlar yapıldı, Pazartesi yapılacak toplantı için konunun açılmasının ertesi günü, yani Cumartesi İzmir’den yola çıkmam gerekti, Cape Town yolculuğu kısa sürmüyor.
Yaklaşık 450 bin nüfuslu Cape Town, Güney Afrika’nın diğer şehirlerine göre daha güvenli bir şehir. Güney yarım kürede yer aldığı için mevsimler bize göre ters, benim seyahat ettiğim Şubat ayı uzun güneşli günlerin yaşandığı, sıcak (ve yakıcı) yaz ayları.
04/02/2018
Cape Town seyahat planları son ana kalınca otel bulma konusu da sıkıntı oldu. Büyük bir madencilik etkinliğine de denk gelince iki kişi yaptığımız seyahat için ev kiralamak çok daha ekonomik bir hale geldi. Ofise yürüme mesafesinde olan bir ev kiraladık. Cape Town havalimanından eve biz taksi ile gittik (taksi 20 dakika, toplu ulaşım 1 saat 20 dakika diyordu google), taksiye binmeden kredi kartı ile ödemek istediğimizi belirttim, pos makinesi olan bir taksiye yönlendirildik. Ancak Cape Town’da ulaşım konusunda önerim, taksi yerine Uber tercih edin, hem daha ekonomik, hem daha kaliteli.
Century City
Konakladığımız ve ofisin de yer aldığı bölge olan Century City aslında pek de turistik bir yer değil. 5-6 kat yükseklikte binalardan oluşmuş, çevresi kapalı bir sitede kalıyorduk. Site, doğal olup olmadığını bilmediğim bir göletin yanında, balkonda gölet manzaramız var. Göletin karşısında ise Canal Walk adında bir alışveriş merkezi var. Bence çok gerekli değil ama Cape Town gezilecek yerler listenize şehrin en büyük AVM’sini ekleyebilirsiniz.
Alışveriş merkezinde dikkatimizi ilk konu, girişte detektörlerden çanta tarama ekipmanlarında yani güvenlik kontrolünden geçmiyorsunuz. Tehlike seviyesinin bizden çok daha yüksek olduğu Günay Afrika’da bile bu yöntem kullanılmıyor Bir diğer dikkat çekici konu ise süpermarkette alkollü içecek olarak sadece şarap bulunmasıydı. Bitişiğinde likör dükkanı var, bira dahil diğer alkollü içecekler orada. Bu durum Güney Afrika’nın her yerinde geçerli, ayrıca içki satışı sadece mesai saatlerinde ve hafta sonu sınırlı saatlerde yapılıyor.
V&A Waterfront – Cape Town Gezilecek Yerler
Cape Town gezilecek yerler listenizin en üstlerinde yer alması gereken yer, hatta bütçe uygunsa direk bu bölgede konaklayın, şehrin kalbi V&A Waterfront’ta atıyor. Şehrin denizle, okyanusla buluştuğu yer, aynı zamanda Cape Town’ın ilk yerleşim yerlerinden, doğal olarak teknelerin de yanaştığı kıyı. 1858 yılında gerçekleşen bir fırtınada 30 tekne batmış. Bu olay sonrasında Kraliçe (İngiltere elbette) Victoria’nın ikinci oğlunun adını taşıyan Alfred gemisinin ilk kayaları denize boşaltması ile liman inşaatı başlamış.
1988 yılında Victoria & Alfred Waterfront adıyla bölgenin yenileme çalışması başlamış ve bölge bugünkü son derece modern haline kavuşturulmuş. İçerisinde alışveriş merkezleri, şık restoranlar, müzeler, oteller barındıran, sokaklarında sokak sanatçılarının gösteriler sergilediği bu trafiğe kapalı bölgede mutlaka vakit geçirin. Dönme dolap bile var. Mutlaka bir gözünüz liman sularında olsun, fok ve yunus görebilmeniz olası. Biz iki akşam iş çıkışı gittik. İçerisinde yer alan müzelerden ayrıca bahsedeceğim.
07/02/2018
Uzun ve maliyetli bir yolculuğu gerektirecek proje çalışması elbette kolay değildi, her gün ofisi kapatırken bizi kapı dışarı ediyorlardı ve biz de kiraladığımız evde çalışmaya devam ediyorduk. İşleri biraz rayın koyunca bir gün biz de onların paydos saati olan 16:00’da ofisten çıktık yol arkadaşımla, gezmek için şehir merkezine gittik (o tarihlerde havanın kararmasının 21:00 dolayında olduğunu da not düşeyim.
St. George Katedrali
Ofisten doğruca Company’s Garden’ın yanına gittik. Taksiden inince parkın ters tarafında iniş olduğumuzu anladık. Şehir kütüphanesine kısa bir burnumuzu uzattık. Karşımıza çıkan St. George Katedraline girdik. Bizden başka kimse yoktu ufak, bolca sayıdaki vitraydan sızan ışıkla aydınlanmış küçük katedralde.
Katedrali ilginç kısmı 2004 yılında, bahçesinin tabanına labirent şeklinde döşenmiş taşlar. Panolarda hikayesi ve yapım aşaması fotoğrafları da paylaşılıyor. Bir göz atmaya değer.
Green Market Square
O akşam vardığımızda tüm stantlar toplanıyordu. İşi takip eden hafta sonunu Cape Town gezisine ayırdığım için sonradan tekrar uğradım mekana. Binalar arasında bir parsel boyutta bırakılan boşlukta, ağaçların arasına stantlar kuruluyor, hemen hepsi Güney Afrika’ya özgü, el emeği ürünler satılıyor.
Halılar, resimler, ahşap işlemeleri, masklar satanlar var, elbette sokak müzisyenlerini de. Meydana bakan bir çok da restoran kafe var. Oturun bir tanesine keyfinize bakın. Satılanlar turistik ürünler olunca alışveriş yapanlar da genelde turistler oluyor, yerliler satıyor, turistler alıyor.
Long Caddesi – Cape Town Gezilecek Yerler
Long caddesi ve paralel caddeler tek yön olarak düzenlenmiş, onları birleştiren sokaklar ise ya trafiğe kapalı ya da çok az araç geçen sakin sokaklar. Hem Long Caddesi üzeri hem onu kesen ve paralel uzanan sokaklar dükkan ve restoranlarla dolu. Paydos saatinde restoran ve barlar hariç neredeyse tüm dükkanlar kapanıyor. İş çıkışı dolaşırken dükkanların çoğu kapalıydı. Seyahatimi gezme amaçlı hafta sonuna uzattığımda Long Caddesi üzerinde kalmıştım. Cape Town’da nerede kalınır sorusuna güzel cevaplardan biri Long Caddesi.
Bu bölge V&A Waterfront kadar sıkı denetleme altında olmasa gerek, dilenciler hayli bol. Ancak dilenciler oturup avuç açmıyor, sakince size yaklaşıp kendilerine yemek ısmarlamanızı istiyorlar. Hayır, cevabını alınca da üstelemiyorlar, gidiyorlar, tedirgin olmayın.
Long caddesi ve çevresinde dünyanın her mutfağını temsil eden restoranlar var. Güney Afrika mutfağı üzerine ayrıca yazı hazırlayacağım. Ben bir akşam Etiyopya restoranı bile denedim. Çok şık barlar da, çok özenle dekore edilmiş restoranlar da bulunuyor Long caddesinde.
9/2/2018
Boulders Koyu, Afrika Penguenleri ve Ümit Burnu
Afrika penguenlerinin mesken tuttuğu Boulders koyu hakkında ayrıca yazacağım. Ümit burnu ve Boulders koyunu içeren günübirlik turu ben en ucuz 530 ZAR’a bulabildim. Doğal güzelliklere, insan yapımı güzelliklerden daha çok hayran olan biri olarak turdan çok keyif aldım, Cape Town gezilecek yerler listenize almanızı ısrarla öneririm. Koya giriş ayrıca ücretli, Boulders koyu giriş ücreti 75 ZAR. Ümit Burnu’na giriş için ise ayrıca ücret ödenmiyor, orada bulunan füniküleri kullanırsanız 55 ZAR ödeme yapıyorsunuz.
10/2/2018
Bo-Kaap – Cape Town Gezilecek Yerler
Cape Town’ın Müslüman mahallesi aynı zamanda şehrin en renkli mahallesi. Masa dağı yamacına, eğimli sokaklara kurulmuş, 2-3 katlı evlerin her biri ayrı ayrı canlı renklerle boyanmış çok keyifli Bo-Kaap mahallesini Cape Town gezilecek yerler listenize mutlaka ekleyin. Ben sokaklarında gezerken zaman zaman Küba seyahatini aklıma getiren görüntüler vardı.
Bo-Kaap müzesi diye de bir mekan vardı ama ben girmedim, Müslüman yemekleri sunan restoranlar da doğal olarak bana otantik gelmedi. Benim en çok Auwal mescit hoşuma gitti, rengarenk sokaklarda değil, bir arka paralel sokakta yer alıyor, yürüyüşü biraz uzatmanızı öneririm.
Company’s Garden
Hafta içi ters tarafında kalınca içerisine giremediğimiz parka hafta sonu gittim. Bo-Kaap yamaçlarındaki yürüyüş sonrası biraz dinlenmek için şahane bir mola oldu park içerisinde yer alan restoran, yerel lezzetler de sunuyorlar. Parkın gölgeliklerinde, ördeklere bakınarak keyifle gezinmek, hatta benim kadar şanslıysanız sincabın birine elinizle çerez ( üstelik macadamia) yedirmek için nefis tercih.
Bahçe, Iziko sanat müzesi, Yahudi müzesi ve Güney Afrika ulusal müzesi ile komşu. Ben sınırlı zaman nedeniyle bu müzeleri Cape Town gezilecek yerler listeme dahil edemedim.
Table Mountain (Masa Dağı)
Cape Town şehrinin en önemi sembolü, şehrin sırtını dayadığı masa dağı. Farklı yerlerde masa dağını çerçeveye alıp fotoğraf çekebileceğiniz büyük boy çerçevelerden görebilirsiniz. Dağa teleferik ile çıkıp inmek mümkün. Ben de öyle yaptım. Teleferiğin hem bilet kuyruğu, hem de biniş kuyruğu ciddi uzun olabiliyor. Bilet gişesinin orada ücretsiz internet var, ben bağlanıp biletimi internet sayfalarından alıp vakit kazandım. Masa dağı teleferik fiyatları sezona ve saate göre 300ZAR’a kadar yükselebiliyor gidiş dönüş olarak. Alternatif ulaşım yolunun ciddi uzun olduğunu not düşeyim.
Teleferik hattı üzerinde hiçbir direk yok ve karşılıklı hareket eden iki büyük kabin var. Kabinlerin iç platformu seyahat sürecinde kendi çevresinde 360 derece dönecek şekilde yapılmış, böylelikle herkes tüm manzarayı görebiliyor. Dağın üzeri neredeyse dümdüz (Ayvalık şeytan sofrasından büyük), restoran, cafe ve yürüyüş parkurları var. Ben genelde manzaranın tadını çıkardım ve kısa bir yürüyüş yaptım ama uzun yürüyüşler için de parkurlar var. Gün boyu şehri gezerken sıcaktan kavrulurken, masa dağında iyi ki sırt çantama gömlek atmışım dedim, daha kalın bir kıyafet bile iş görürdü. Aşağıya iniş için 1 saat kadar sıra beklemem gerektiğini ve havanın da hayli rüzgarlı olduğunu belirteyim.
11/2/2018
Castle of Good Hope (Cape Town Kalesi)
Bir kısmı (girişi de) su kanalı ile ayrılmış, içerisine iskele şeklinde inip kalkan kapıdan Cape Town kalesi giriş ücreti 50ZAR. Yıldız şeklindeki binanın içerisinde 3 ayrı müze/sergi yer alıyor. Bunların en doyurucusu Askeri Müze, yerlilerin, işgalcilerin silahları sergileniyor. Iziko Sergisi, Iziko müzesinin buraya uzanan sergisi, şehrin Hollanda hükümdarlığında olduğu dönemdeki valisinin şahsi koleksiyonu resim ve nesnelerden, ev eşyalarından oluşuyor. Bir de Güney Afrika Seramikleri Sergisi yer alıyor, hem seramiklerin kendileri hem de seramik yapım tekniklerine dair görseller sergileniyor.
Sergiler kalenin farklı bölümlerinde ve sergileri gezerken kaleyi de gezmiş oluyorsunuz. Sergilenen nesnelerden çok bina mimarisi ve güneş saati gibi detaylar benim daha çok ilgimi, çekti. Ben kaleyi gezerken binanın bir kısmı “District 6” adıyla anılan bölge sakinlerinin toplantısı için ayrılmıştır. Kaleden ayrılıp, Cape Town tarihinin üzücü hikayelerinden biri olan 6. bölge hakkında daha fazla bilgi edinmek için yolumu müzeye çevirdim.
District 6 Museum (6.Bölge Müzesi)
Boyutları küçük ama etkileyiciliği büyük District 6 Museum giriş ücreti 40ZAR. Onlarca sokaktan oluşan, vaktiyle mahalle hayatının sürdüğü, komşuluğun, sokakta sek sek oynayan çocukların var olduğu 6ncı bölgede ne yazık ki ayrımcılık ete kemiğe bürünmüş. Bölgede çoğunluğu oluşturan zenci nüfus önce bölgeden taşınmaya zorlanmış, mecbur kılınmışlar. Sonrasında bölgeye erişimleri de sınırlandırılmış. Bölgenin sahibi olarak bırakılan beyazların bir kısmı da, komşularının bölgeden uzaklaştırılmasının nahoşluğu ve mahalle havasının yitirilmesi nedeniyle taşınmışlar.
District 6 museum bölgeyi, vaktiyle oradaki yaşamı ve yaşanan acı olayları kişisel hikayeler üzerinden anlatıyor. Kalede denk geldiğim toplantı ise, şu an da boş durumda olan bu arazinin mülk hak sahiplerini ilgilendiren, bölgenin geleceği hakkındaydı.
Özgürlük Zamanı
Aklımda bu acıklı ayrımcılık hikayesi ile müzeden ayrıldım ve günün sürprizi olan, Mandela’nın serbest bırakılışının yıl dönümü kutlamalarına gittim. Hükümet konağı önündeki meydana hemen hepsi siyahi, otobüsler dolusu insan danslar ederek doluşuyordu. Aralarına karışıp Cape Town seyahatimin en keyifli ve en özel zamanlarını geçirdim. Güney Afrika ayrımcılık politikası yazımda bugüne gelene kadar yaşananlara dair gözlemlerimi anlatmaya çalıştım.
Zeitz Museum of Contemporary Art Africa
Zeitz modern sanat müzesinin giriş ücreti 180 ZAR (her ayın ilk Cuma günü 4’ten giriş yarı fiyat). Eski bir tahıl ambarını (silindirik borular şeklide olan – tmo ofis çiftçinin kara gün dostudur) muhteşem bir mimari çalışma ile müzeye (ve bitişiği otele) dönüştürmüşler. Binanın hem dış görünümü çok güzel hem de içi.
Ben Mandela’nın özgürlüğü yıldönümü kutlamalarında vakit geçirmeyi tercih edince sanat müzesi süresinden kısmak zorunda kaldım. Önerim, bilet alıp gezmeseniz bile, bilet satışının yapıldığı ilk kata ve bitişiğindeki otelin lobisine bir göz atın.
Robben Island
Nelson Mandela’nın 18 yıl boyunca hapis tutulduğu Robben adasına giriş ücreti 340 ZAR ve önceden bilet almazsanız girebilmeniz hayli düşük ihtimal. Ben Robben adası internet sitesinden 2 gün sonrası için bilet bulabilmiştim.
V&A Waterfront’taki iskeleden 2 saatte bir tur tekneleri hareket ediyor, katılımcı sayısı tekne kapasitesi ile sınırlı. Tekne, Robben adasındaki iskeleye vardığında otobüsler karşılıyor misafirleri ve otobüs ile ada turu yapılıyor. Ada üzerinde hem hapishane hem de bir ufak köy yer alıyor, yerel halkın yaşadığı. Rehberli ada turu sonrası hapishaneye varılıyor, hapishane turu farklı bir rehber ile sürüyor. Bize rehberliği, o hapishanede, Mandela ile anı dönemde 7 yıl tutuklu kalmış eski bir mahkum yaptı. Robben adası hikayesini ayrıca paylaşacağım. Özellikle tarih ve insan öykülerine ilginiz varsa Cape Town gezilecek yerler listenize yaklaşık 4 saat süren bu turu mutlaka dahil edin.
Comment(3)