Tanzanya; Sanki Üç Ayrı Tatil 5 – Zanzibar Kumsalları
3 bölümlü bir tatil oldu Tanzanya seyahatimiz. Safari bölümünü memnun kalmadığımız Naaz otelin çok memnun kaldığımız atıştırmalıkları ile yaptığımız kahvaltı sonrası biraz alışveriş yaparak ve sabırla pazarlık ederek tamamladık. Öğlen uçağı ile bir saatlik uçuş sonunda Zanzibar’a ulaştık.
Tropical Airway bagajlar için 4 tane birbirinin aynı fiş verdi, “bunların hepsi aynı” deyince merak etmeyin bugün buradan tek uçuşumuz var karışmaz hiçbir şey dediler. Boarding Pass’ler elle dolduruldu, yer numarası yazılmadı, “bizim yerimiz neresi” sorusunun cevabı istediğiniz yere oturun oldu. Denileni yaptık, uçak zaten turist dolu. Kabin görevlisi kocaman kapkara bir adam, güvenlik bilgilendirmesinde manken o olunca bütün telefon ve fotoğraf makineleri çıktı ortaya, kara koca adam kafasına geçirmiş yeleği omuz hizasındaki borulara üflermiş gibi yapıyor.
İnişte bavullar için bir saha var bu sefer ama dönen bant yerine bir tezgah var. Görevliler bavulları arkaya getiren araçtan alıp tezgaha koyuyorlar, başlıyorlar bakınmaya sahibi gelsin diye. Arap etkisinde çok kalmış Müslüman ağırlıklı Zanzibar’da her şeyden bahşiş bekleyeceklerini okumuştuk ama bu kadarını beklemiyorduk.
Gelmeden önce telefon ettiğim (+255 777 416495) Ronaldo’nun (gerçek adı Nassor S. Suweid) gönderdiği sürücü ile Havalimanının hemen yanındaki İzmir eczanesine şaşkınlıkla baka baka 60000’e Waikiki Resort’a gittik. Yol yaklaşık 45 dakika.
Waikiki Resort İtalyan oğlan İngiliz kızın işlettiği ufak ve otantik bir mekan. Güzel odalarımıza bizi aldılar, tanıtımı yaptılar kendimizi hemen okyanus sularına attık. Beyaz kumlar, turkuaz deniz, yaklaştıkça dibinin görünmediği anlaşılan bulanık deniz ilk sürprizi ayaklar suya değince yapıyor. Duş aldığım su kadar sıcak, jakuzi gibi. Suda serinlemek mümkün değil ama sürekli bir esinti var, sudan çıkınca serinliyorsunuz. Yüzme anlamında pek keyif vermiyor.
Deniz asıl sürprizi ise gece yaptı. Hava karardı, deniz gitti. Kilometrelerce gitti. Uzaktan gürül gürül sesini duyuruyordu, gecenin bir vakti uykumdan gürültünün geri gelmiş haliyle uyandım. Sabah mayosunu giyip hevesle denize koşup denizin tahminen 2 kilometre kadar ötede olduğunu görerek hayal kırıklığına uğrayanlarımız da oldu. Sabah 6-7 gidi tekrar gidiyormuş.
Akşamüzeri geri geldiğinde suyun sıcak olmasının nedeni de bu gibi duruyor, hemen altındaki beyaz kumlar saatlerce yakıcı güneşle baş başa kalıyor. Yerel halk burayı tarla gibi kullanıyor. Birbirlerine 20şer santim mesafeli 1,5 metre kadar mesafeyle karşılıklı tahtalar çakılıp aralarına ip geçiriliyor. Bu iplere belirli bir tip yosun bağlanıyor. Su çekildikçe bakımlarını yapıyorlar, istedikleri büyüklüğe ulaşınca toplayıp sahildeki iplere asarak kurutmaya geçiyorlar. Sonradan öğrendim diş macunu yapımı gibi kimyevi işlevler için kullanılıyormuş.
Güneşe dikkat etmek gerekiyor, sürekli bir rüzgar olduğu için yakıcılığı fark edilmiyor. Denizin olması gereken yerde dolaşıp kabuk toplarken kendimizi kaptırmamız soyulmamızla sonuçlandı, en son çocukken güneş yanığı sıkıntısı yaşamıştım. Grubumuzun yarısı sıtma hapı kullandı, yarısı kullanmadı (herkes sarı humma aşısı oldu, onun tedavisi yok, aşı kartını hiçbir yerde sormadılar). Sıtma derdi yüksek rakımda (safari bölgeleri gibi) pek yok, deniz kenarlarında ise yağmurlu dönemlerde daha sık görülüyor. Sinek kovucu bileklik ve cibinlik yeterli koruma sağladı ilaç kullanmayanlara. İlaç güneş hassasiyetini artıyormuş, ilaç kullananlarımızda kabarmalar oldu. Siz ilaç kullanacaksanız aman dikkat edin. (Kenya’da otuz yıl yaşayan Selman abini, ‘ilk yıllarda ben de kullanıyordum sonra bıraktım, zaten bazı sıtma haritalarında Türkiye için de ilaç uyarısı yapılıyor’ uyarısını ve sıtma olmamış olmasını da buraya not düşeyim)
Sahilde dolaşan “beach boys” olarak adlandırabileceğim Zanzibarlılar var. Tur satmaya çalışıyorlar turistlere. Bizim Waikiki Resort’u tercih etme nedenlerimizden biri de Mnemba adasına yakınlığıydı. (trip advisor’dan aldığı yüksek puanı, uygun fiyatı asıl önemliler) Tur için palet, gözlük şnorkellerle öğleden sonra, deniz geldikten kısa süre sonra bizi almaya geldiler. 30 dakika kadar sonra vardık adaya (kişibaşı 20 dolar).
Burada su bulanıklığı ya da yüksek sıcaklık yok, enfes bir su ve şahane su altı manzaraları var. O kadar çok balık var ki bir tanesi gözlüğüme çarptı. Resifler daha çok kaya görünümünde, Küba’da gördüğümüz gibi yaprak şeklindekilerden burada yok (Stone Town’ın karşısındaki Prison Island’ın yan tarafında var). 20 liraya aldığım su geçirmez kılıfa, gömlek cebine rahatlıkla sığan turist makinemi koyup, gözlüksüz görebildiğim (göremediğim) kadarıyla fotoğraflamaya çalıştım güzel su altı manzaralarını. Sürekli ufak kaşınmalar, ısırılmalar hissediyorduk, emin olmam için görmem gerekti, hem ufacık denizanaları var zar zor seçilen, hem de ince şeffaf tüp biçimli bazı yaratıklar. Hafif rahatsızlık veriyorlar ama sudan çıkıldığında bir etki kalmıyor sonradan yakma gibi.
Tekneye çıktığımızda bizim için soydukları meyvelere saldırdık adeta. Adanın öbür tarafında bir yer daha olduğunu söyleyip yola koyuldular, yolda yunuslar selamladı bizi, ben de selamı almak için attım kendimi sulara. İki tür yunus varmış Zanzibar adası çevresinde, bunlar daha süratli olanlarıymış, adanın güney ucundan düzenlenen yunus turları daha yavaş olanlarına gidiyormuş. Yunuslar benden uzaklaşınca tekne beni tekrar alıp bir daha yollarının önüne gidiyordu, elbette ben de hemen tekrar atlıyordum.
Ben nefes nefese kalınca diğer durağa götürdüler bizi. Akıntısı, derinliği, balık miktar ve büyüklükleri daha fazla, denizanaları da yok. Akıntı biraz zorlayabiliyor ama ben yine kaybettim kendimi. Denizcilerin bana lakap takmasına sebep olacak kadar uzun kaldım. Yandan dalga yiye yiye ıslak ve sarhoş gibi döndük otelimize.
Daha çok ‘biraz da sağa devireyim, şimdi de sola devireyim’ şeklindeki tatilimizin ikinci bölümü için doğru tercih yapmışız. Waikiki Resort, ilk gece ciddi elektrik problemi yaşamamıza rağmen (elektrikler zaten buralarda gidiyor geliyor, gelirken panoyu yakmış ilk gece) bizi gayet memnun ettiler. Sahilde yürürken komşu tesislere de baktık, bizimkinin otantikliği ayrı bir keyif veriyor. Kahvaltılar Tanzanya’nın her yerinde olduğu gibi zayıf, normal otel yemeği fena değil ama alakart sipariş ile aldığımız her şey nefisti. Yemekler konusuna ayrıca değineceğim. Buraya gelirseniz bence oda kahvaltı anlaşın. Odaları akşamüzeri ilaçlayıp cibinliği kapatıyorlar, o cibinliğin içerisine nasıl girilebileceği konusunu gizli tutmazlarsa konuklar için daha hayırlı olur.
Şuraya gitmek bi bana nasip olmadı! Rota planlarımın ilk 5.’i arasında yer alıyor.
Özellikle az buçuk thy milin var ise, hele bir de isbank kredi kartında mil varsa süper fiyata uçak bileti hallledilebiliyor. Biz 4 bilet için 480tl ödedik şimdilik, kredi kartına puan borçlanarak. Muhtemelen seneye birkaç yüz lira daha öderiz borcun kapanmayan kısmı için (telefon faturasını bile kredi kartı ile ödüyorum).
diğer 4 rota nereler?
Slmlar yallasık bır ay sknra esımle bızde arushaya got egı planlıyoruz sormak ıstedıgım sorular var acaba sızınle nasıl iletişime gecerebikirim sımdıden tşkler
Selamlar Onur bey, sorularınızı yorum olarak yazarsanız vereceğimiz cevaplardan ileri de başkaları da faydalanabilir. Facebook sayfamız üzerinden de bize ulaşabilirsiniz.
Tekrardan merhabalar şimdi biz sizndr dediğiniz gini biriktirdiğimiz milletle ucucaz tanzanyaya zanzibara ugramadan once sereneti ngorongoro gıbı yerlerede ugrasamk dıye aklıöızdan gecırıyoruz .arusha merkezli yerel safari firmalarıyla maillestık bu noktalara ugrayacak sekilde 3 gecelek tur fıyatları ıstedım fakat kısı bası 1000 dolar gubı rakamlar veriyolar acava arusha direk gitsem ve direk orda tur ayarladam daha uygun rakamlar bulabılırmıyız acaba ???
Evet, orada daha ucuza bulma ya da pazarlık etme imkanınız olur ancak bu aynı zamanda vakit kaybetmek anlamına da gelir. Şehirdeki tur şirketlerinin ofislerini ziyaret etmeniz gerekir. Safari ücretleri, milli parklara giriş ücretleri nedeniyle hayli fiyatlı. Biz maliyet düşürmek için temel olarak 2 yöntem kullandık, bir serengetiye gitmedik, iki milli parklarda gece kalmadık.Size verilen tur fiyatları muhtemelen milli parkların içerisinde konaklatıyordur. Serengeti milli parkı için, içeride konaklama dışında pek seçeneğiniz yok, giriş ücreti de çok yüksek, onu liste dışı bırakmanız safari keyfinizi pek azaltmayacaktır (büyük göçü izlemeye gitmiyorsanız, ki o dönemlerde 1000 dolara zaten tur bulabilmeniz zor). Manyara ve Ngorongoro için Karatu son derece iyi bir konaklama mekanı, her iki parkın da giriş kapısına çok yakın (gece milli parkta kalırsanız 2 günlük milli park ücreti ödersiniz), fiyatı düşürmek için konaklamayı oraya kaydırabilirsiniz.
Cok tesekkur ederım tavsıyelerınız ıcın