Çin Gezisi Notları 3 – Fengdu, Chongqing, Xi’an

23.04.2014 Çarşamba

Sabah saat 07:15’te uyandırma müziği ile kalktık.  Biz kahvaltı ederken gemi Fengdu kasabasındaki iskeleye yanaştı.  Saat 08:45’te Ghost City manastırlarını gezmek üzere gemiden ayrıldık.  Önce 10-12 kişilik golf arabaları ile kısa bir yolculuk sonrası manastırlara çıkan merdivenlerin başına geldik.  Merdivenler gayet dik ve yaklaşık toplam 300 basamak.  Birkaç kademede çeşitli manastırlar var ve bunlar esas olarak Buda ve Tao tapınakları.  Çok fazla sayıda ziyaretçi vardı, birçok yerde sıra beklemek zorunda kaldık.  Tepeye vardığımızda hepimiz terden sırılsıklam olmuştuk.  Sonra aynı yoldan geri döndük.  Bu gezi toplam 3 saat civarında sürdü.

Biz öğle yemeği yerken gemi hareket etti.  Yemek sonrası banyo yapıp dinlendik.  Akşam üzere güverteye çıkıp etrafı seyrettik.  Akşam yemeği kaptanın veda yemeği şeklindeydi; girişte herkesi kaptan karşılayıp el sıktı ve isteyene sınırsız şampanya ikramı yapıldı.  Onun dışında farklı bir şey yoktu.  Yemek sonrası resepsiyonda hesap kestik ve bahşişleri ödedik ve ardından 5. kattaki salonda serbest dans gecesi vardı onu seyrettik.  Çin’li çiftler hep benzer hareketlerle ve her müzikte aynı adımlarla dans ediyorlardı.  Bunlar acaba belli bir dans okulunun öğrencileri mi diye düşünmeden edemedik.  Saat 22:00 civarı kamaramıza gelip bagajlarımızı ayarladık ve odanın dışına koyup yattık.  Gemi saat 23:00 civarı Chongqing rıhtımına yanaştı.  Yanaşma süresinde, uzunca bir süre, rıhtımdaki görevlilerin bağrış çağrışları nedeniyle uyuyamadık.

24.04.2014 Perşembe

Sabah saat 06:30’da uyandırma müziği ile kalktık.  Kahvaltımızı ettikten sonra oda ile ilişkimizi kesip gemiden iniş sıramızı beklemeye başladık.  Bu arada geceden kabin dışarısına koymuş olduğumuz valizlerin hamallar tarafından gayet iptidai şekilde taşınıyor olması dikkatimizi çekti.

Sıramız gelince gemiden indik ve uzunca bir yol yürüyüp merdivenlerden tırmandıktan sonra nihayet otobüsümüze ulaştık.  Söylendiğine göre yeni bir rıhtım inşaatı devam ediyormuş ve o bitmediği için şu anda bu eziyet çekiliyormuş.

Chongqing şehri Çin’in önemli şehirlerinden birisi imiş.  Şehrin içinden hem Yangtze ırmağı hem de onu besleyen daha küçük bir ırmak geçmekte.  Irmaklar çevresindeki doğa çok sarp yapıda ancak çok yeşil.  Bu nedenle yollar dar, çok dönemeçli, bol tünelli.  Şehrin nüfusu 33 milyon imiş.  Her taraf yüksek yapılarla dolu (yüksek derken 30-40 katlı yapılardan bahsediyorum; arada daha yüksekleri de var).  Müthiş bir inşaat faaliyeti gözüküyor.  Turumuz önce Halk Meydanı’ndan (People’s Park) başladı.  Meydanın bir tarafında belediye binası, diğer tarafında tipik Çin mimarisinde bir konferans binası, bir diğer tarafında da ziyaret etmiş olduğumuz 3 Boğazlar Projesi’nin müzesi bulunuyor.  Park içerisinde bir grup topluca dans etmekte idi.  Onları görünce bir önceki gece gemideki tek tip dansların nereden geldiğini anladık.

Başka bir grup Tai jimlastiği yapıyor, bazı kişiler kamçı ile topaç çeviriyor, bir kişi de ip ve makaralar ile cambazlık yapıyordu.  Bu meydan sonrasında Eling parkına gittik.  Çok güzel ve büyük olan bu parkın içerisinde Çin liderlerinden Çan Kay Şek’in de, şimdi mağaza olarak kullanılan evi vardı.  Daha sonra bambu malzemeden eşyalar üreten bir firmayı ziyaret ettik.  Bambu’dan havlu, temizlik bezi, bone, külot, diş fırçası, diş macunu gibi malzemeler üretmişler.  Daha sonra yeni opera binasının karşısındaki bir lokantada yemek yedik.  Yemek sonrası bitişik binadaki Otomobil Teknolojileri Sergisi’ni gezdik.  Daha sonra İzmir’in Kemeraltı’nı andıran bir bölgeye gidip orada vakit geçirdik.

Oradan şehirdeki bir mağara ve şelaleyi gördük ve sonra Times Square meydanına gittik.  Markaların ve AVM’lerin bulunduğu bu meydanda bir alışveriş molası verdik.  Sonrasında tekrar öğle yemeği yediğimiz lokantada akşam yemeğimizi aldık.  Oradan havalimanına giderken porselen bıçak imal eden bir firmaya uğrayıp bilgi aldık.  Tamamen porselen tozunun preslenmesi ile imal edilen bu bıçaklar hem hafif hem de çelik bıçaklardan daha uzun ömürlü imiş.  Sonra havalimanına gelip bilet ve bagaj işlemlerimizi yaptırdık ve China Eastern havayollarının MU 2268 uçuşu ile Xian’a gitmek üzere saat 22:45’te hareket edip gece yarısı ulaştık.

25.04.2014 Cuma

Xian’a iniş sonrası bagajlarımızı alıp otele gelip yattığımızda saat 01:30 olmuştu.  Sabah saat 08:00’de otelden hareket ederek Xian turumuza başladık.  Xian bir dönemler başkent olmuş bir şehir, nüfusu 8,5 milyon.  Önce Terra-cotta askerlerinin minyatür kopyalarını yapan bir atölyeyi ziyaret ederek heykellerin nasıl yapılmış olduğu hakkında bilgilendik.  Fırınlanmış topraktan mamul bu heykellerin orijinali boyalı imiş ancak heykeller toprak altından çıkarıldıktan sonra boyaları bozuluyormuş; bu nedenle kazı çalışmaları ağırdan alınıyor, bir yandan da bu boya bozulmasını önlemek için araştırmalar yapılıyormuş.  Takiben Terra-cotta müzesine ulaştık.  Çin’in ilk imparatoru Shihuan’ın mezarını korumak için yapılmış olan bu yeraltı heykel ordusunun henüz bir bölümü çıkarılmış ve kazılar devam ediyor.  İnançlarına göre ölüm sonrası da bir yaşam olduğundan, kral için böyle bir ordu hazırlanmış.  Müthiş bir kalabalık arasında 3 adet kazı alanını ve müzeyi dolaştık.  Açığa çıkarılmış olan yüzlerce heykelin suratları birbirinden farklı olduğu gibi, kıyafet ve donanımları da, farklı sınıflara göre değişiyor.

Hava resmen kış havası, kapalı, yağmurlu ve soğuktu.  Öğle yemeğimizi yedikten sonra Big Wild Goose Pagoda’sını ziyaret ettik arkasından Çin mimarisi tarzında yapılmış olan Camiyi gezdik.  Gezi sonrası cami çevresinde bulunan yüzlerce küçük dükkan arasında alış-veriş molası verdik ve hediyelikler aldık.  Sonra şehri çerçeveleyen ve yaklaşık 14km uzunluğundaki şehir surlarının bir bölümünü görüp fotoğrafladık.

Bilahare akşam yemeğimizi yiyerek otele dönüp yattık.  Xian oldukça düz bir arazide kurulu ve düz arazide olduğundan bisiklet, motosiklet kullanımı oldukça yaygın.  Yüksek bina az sayıda var ve merkezde değil.  İnsan bu şehirde daha fazla vakit geçirmek istiyor.