Arjantin – Uruguay; Colonia Del Sacramento
Güne erkenden başladık ve hemen limana yöneldik, yolda da bir büfeden birkaç empanadas aldık. Gümrük geçişimizi yaptık, gemiye binmeden birer kahve içtik alelacele. Feribotta yerler numarasız, en azından ucuz biletler için. Bavullar için ayrı bir yer yok. Biz kendimize yer bulup oturduk. Orta bölümde geniş bir hol var ve bir grup insan orada yere oturmayı tercih etti. İniş sırasında avantaj sağlıyor elbette kapıya yakın olmak.
Bu giriş bölgesinde bir vergisiz dükkan var, elbette gemi hareket edene kadar kapalı. Süratli katamaranda seyir halindeyken de şişe şıngırtıları nedeniyle dükkanda keyifle vakit öldürülemiyor. Ön tarafta bir de self servis kafeterya var. Menüleri oldukça geniş, fiyatları uçuk değil. Biz yolluk aldığımız için lezzetlerini bilemiyorum.
Birkaç tane büyük ekran televizyon vardı ve bir konser yayını yapılıyordu. Sözlerin hiçbirini anlamadım ama hikayeler anlattığı besbelli olan kaliteli canlı performans çok hoşuma gitti. Yayını ayarlayan görevliyi buldum. Bu yolculuğun en güzel yanı İsmael Serrano ve müziği ile tanışmak oldu. Video sitelerinde 3 saati aşan süreli konser kayıtlarını bulabilirsiniz, bir şans verin.
Seacatcolonia firmasının 8:45’de hareket eden seferi 10 gibi Uruguay’ın Colonia kentine vardı. Arada 1 saatlik fark olduğunu belirtmeliyim, yolculuk o kadar kısa sürmüyor. Feribot iskelesi çıkışında solda turizm ofisi, sağda ise otobüs terminali var. Biz önce turizm ofisine gidip harita edindik. Merkez çok iyi tasarlanmış, dinlenme alanları, tuvaletler, internet hizmeti, ne lazımsa var. Otobüs terminaline geçtik, kişi başı 270 Uruguay pesosuna 16:30 otobüsüne bilet aldık, Montevideo’ya. Terminaldeki emanete bavulları teslim edip keşfe çıktık.
Colonia del Sacramento 1680’de Portekizliler tarafından kurulmuş, 1770’li yıllarda uzun süren mücadele ile İspanyollar almış kenti. Uruguay’ın bağımsızlığına kadar da İspanyol yönetiminde kalmış. Sömürge döneminden kalma eski kent surların içerisinde ve UNESCO dünya mirası listesinde.
Biz de önce eski kente gittik, yerler taş kaplı, binalar alçak, ağaçlar bol. Merkez bolca ufak müzeye ev sahipliği yapıyor ancak biz sadece fenere tırmandık, mekanı baştan şöyle tepeden gördük. Sokaklarda hediyelik eşya dükkanları ve kafe/restoranlar var. Hediyelik eşya dükkanlarında gerçekten özel şeyler vardı, Çin işi değillerdi.
İyi de yönetiliyor anlaşılan bölge, restoranlarda plastik sandalye gibi saçmalıklar yok, ara sokaklara arabaları almıyorlar, ancak klasik araçlar var, bazıları saksı niyetine. Bu klasik araçlar mekana biraz Küba havası da katıyor.
Küçük limanın orada bir de kültür merkezi var, giriş ücretsiz, biz de bir göz attık elbette, binanın kendisi ve bahçesi güzel. İçeride ise ancak kasabanın maketi var dikkate değer. Eski kentin hemen yanında bir bölgeyi el işi marketi yapmışlar, yanında da panayır alanı. Dükkanlar henüz açılmamıştı ancak benim panayır olarak adlandırdığım eski usul lunapark çok sevimli idi. Çalışır durumda olmasını diledim.
2 saatlik feribot yolculuğu ile geldiğimiz Colonia deniz kenarında değil, zaten feribot hiç denize çıkmıyor, dünyanın en geniş nehrini aşıyorsunuz. Nehir suyu bulanık ve kirli izlenimi veriyor. Balık tutanların tuttuğu balıklar ise tatlı sudan beklenecek şekilde iri kıyım.
Yeni şehre yönelip turistik bir mekanda pek de matah olmayan sosis ve kaburgaları, buz gibi biramıza katık ettik (700 uruguay pesosu). O sıcakta soğuk bira enfesti.
Karnımız doyunca tekrar eski kentin oradaki sahil tarafına döndük. Bir kafe caz müziği yapıyordu, gençler kuytu bir köşede cıgaralarını elden ele geçiyorlardı. Uruguay yumuşak uyuşturucuları serbest hale getirdi. (Kumar da serbest) Ancak turistlerin almasına izin yok. Kasaba çok sevimli, hava çok sıcaktı. Biz 16:30’a kadar yürüyerek rahat rahat gezdik kasabayı ancak terminalin orada golf arabası gibi araçlar da kiralanıyor. Çapı büyütüp tura kasabanın yeni yüzünü de dahil etmek mümkün.
Bura cok guzel bır yermı#
gerçekten çok güzel