Fas Gezisi Notları; Atlas Dağları, Ait Ben Haddou
7/10/2014
Sahra Çölü Yollarında
Güne çok erken başlamamız gerekiyordu. Katılmaya karar verdiğimiz, Marakeş’ten Zagora’ya gidip dönen, bir gece çöl konaklamalı tur sabah 7:15’te alınmamızı gerektiriyordu. Otelden 6:30’da kahvaltı istedik, otelin her zaman çok yardımcı, düzgün ingilizceli gece görevlisi “ben 2 gündür kurban kesiyorum, çok yorgunum, sabah erken kalkamam, akşamdan hazırlarım, sabah yersiniz” dedi. Akşam Chez Ali’den döndüğümüzde de kahvaltı hazırdı. Ama çay kahve sabaha kadar sıcak kalamıyor elbette. Biraz da mutfağını keşfederek Marakeş otellerinin eski usul olanlarından, Dar Zouar’dan ayrıldık.
Hareket yerine transferimiz söz verildiği gibi 7:15’te gerçekleşti. Tur grubunun açık ara en yaşlıları bizlerdik, genç gezginlerle dolu. Avustralya’dan yola çıkıp aylardır dolanan da var, İngiltere’den kalkıp gelen de, genelde 2 kişilik ekipler, arkadaş, sevgili, kardeş. Arka koltuğuna çantaları yığdığımız minibüse yerleşip seyahate başladık. Yolculuk başlarında herkes uyuklama halindeydi.
Virajlı Atlas Dağları
Marakeş’ten Sahra çölüne varmak için Atlas dağlarını aşmak gerekiyor, bu da oldukça meşakkatli bir yol. Karaburun ya da Datça yolunu düşünün, gidiş dönüş birer şerit ve çok virajlı. Şimdi o yolun 2260 metreye kadar tırmanıp geri indiğini düşünün ve de yolculuğun saatlerce sürdüğünü. Neyse ki bu Zagora yolculuğunda minibüsün kemerleri var, sadece belden bağlanıyor olsa da insanı koltuğa bağlıyor. Aksi takdirde koltuktan kayıp düşmemek işten değil. Bir sağa bir sola savrulduğumuz yolculukta herkes midesine mukayyet olmaya odaklandı. Bavulumuzda her zaman buzdolabı poşeti ve çöp poşeti bulunduruyoruz, faydalı oluyor seyahatlerde. Dağıttık buzdolabı poşetlerini millete. Herkesin yüzleri yeşerse de duruma mukayyet olamayan olmadı.
Marakeş’ten yola çıkıp Atlas dağlarını aşarken geçilen en yüksek nokta Tizi-n Tichka geçidi, 2260 metre yükseklikte. Deli gibi virajlı bu yolların tepelerden görünümleri çok güzel elbette. Biz de ara ara ufak molalar verdik, tuvalet, kahve ve fotoğraflar için. Atlas dağlarının görülmesi gereken yerlerinden en önemlisi Ait Ben Haddou ve Ait Ben Haddou’ya nasıl gidilir sorunuzun tek cevabı bu bol virajlı yol, elbette Marakeşten gidiyorsanız. Zagora Sahra çölü turu programımızda gidiş ve dönüşte birer durağımız vardı, gidişteki de Ait Ben Haddou idi.
Ait Ben Haddou
Atlas dağları berberilerinin geleneksel yaşamının en yerleşik duraklarından biri Ait Ben Haddou yerleşkesi imiş, göçebe hayatı tercih ediyorlar sonuçta. Kasbah adında büyük ve labirent gibi karışık yapılardan 7 tanesinden oluşan köy nehir kenarında ve vaktiyle tuz ticareti ile yaşarmış. Ait Ben Haddou‘nun bitişiğindeki nehirde yoğun tuzlu su akıyormuş, bu tuzu toplayıp satarak geçimlerini sağlıyorlarmış, sonra nehrin suyu artıp tuz yoğunluğu azalmış, kavimlerde tuz elde etmek için alternatif yollar bulunca büyük ölçüde işsiz kalmış köy. Unesco dünya mirası listesinde yer alan tarihi mekanın yanında turizm ile geçinen yeni bir köy var. Hediyelik eşya satanlar eski köyün içerisinde, restoranlar yeni tarafta.
Bizce sadece Atlas dağlarının değil, Fas’ın gezilmesi gereken yerlerinin başında gelen Ait Ben Haddou’nun giriş ücreti 25 dirhem. Aslında bu tam olarak giriş ücreti değil, rehberlik ücreti. Minibüsten indik, yanımıza su, fotoğraf makinesi ve şapkalarımızı alıp rehberin peşine düştük. Ait Ben Haddou ancak yürünerek gezildiği için rehber baştan uyardı yanınıza az eşya alın diye. Tarihi mekanda, bol iniş çıkışlı turumuz yaklaşık 1,5 saat sürdü. İnsanda zaman yolculuğu yaptığı hissi uyandıran tarihi mekan çok etkileyiciydi. Bu etkileyicilik bir çok filme de mekan olmuş, gladyatör bunlardan biriymiş. Rehberimizin anlattığına göre Russel Crowe acaip sevilirmiş. ‘Diğerleri gibi değildi, köylülerden kaçmazdı, vakit bulunca köyün içerisinde gezer, dükkanlara uğrar, insanlarla sohbet ederdi, tüm dükkan sahiplerinin Russel Crowe ile çekilmiş birer fotoğrafı vardır’ diye anlattı rehber. Ait Ben Haddou Unesco dünya mirası listesinde yer aldığı için yeni yapı yapılmasına izin yok, ancak dışarısına mümkün, ki köyün dış kapısı da bir film için inşa edilmiş.
Filmlerde Ait Ben Haddou
Ait Ben Haddou’da çekilen filmlerden bazıları; 1954 yapımı Ali baba ve kırk haramiler, 1961 yapımı Arabistanlı Lawrance, 1985 yapımı Nilin İncisi. Bir Bond filminin bazı sahneleri bile burada çekilmiş, 1987’de “Living Daylights”. Kundun, Indiana Jones, Cleopatra, Asterix, Cennet Krallığı, Pers Prensi ve son günlerin popüler dizisi “Game of Thrones” da Ait Ben Haddou’da çekilen yapımlar arasında.
Biz mekanı gezerken de bir film çekimi devam ediyordu, ortalıkta tam teşekküllü kıyafetleriyle Roma dönemi askerleri dolaşıyordu. Rehberimiz de her şeyin fotoğrafını çekmekte olan bizlere takılıyordu, Japon musunuz Blog yazarımı diye. Köy de gördüğümüz en ilginç şeylerden biri yerel bir zanaatkarın resim yapma tekniğiydi. Doğal boyalar kullanıyor ve bu doğal boyalar kağıt üzerinde hayal meyal görünüyor, hatta bazı renkler neredeyse hiç görünmüyor. Resmi tamamlayınca kağıdı ateşe tutuyor, boyalar ısınıp kuruyunca renkleri bir anda ortaya çıkıyor, mesela neredeyse hiç görünmeyen indigo, mavisini salıyor.
Tarihi bölümü gezdikten sonra yeni taraftaki restoranlardan birine gittik öğle yemeği için, etli tajin, tavuk şiş, salata ve suya 200 dirhem vererek yedik turist kazığımızı. Gerçi asıl turist kazığı dönüş yolunda oldu, sabah erkenden (saat 6:30’da) yalandan bir kahvaltı ettik, sinema stüdyolarını gezdik, Ourzazeta’da kent merkesinde yemek yemek varken saat 14:30’da dağ başında bir mekanda tavuk şişe 80 dirhem ödemek zorunda bırakıldık. Tur bunlardan aldığı komisyon uğruna müşterilerini açlıktan öldürmeye razı, anlatıcam.
Comment(2)