6/10/2014 – Marakeş
Faslılar kredi kartı ödemelerine alışık değiller, biz bu konuda ısrarcı olunca otel sahibi gelip ödemeyi aldı. O gelince bilgisayardan da Sahra çölü turuna dair bazı bilgilere ulaştık, belirleyici olan ise Merzouga’dan Fes’e internetten bilet alabileceğimiz tek otobüsün gece olması, çok yorucu olacak ve görmek istediklerimizi göremeyeceğiz. Bu nedenle tek gecelik turla gidilebilen Zagora’ya gitmeye karar verdik. Imzi Tours’un internet sitesinden 50 avroya aldık turu, dönüş akşamı için de gara yakın bir otel ayarladık.
Sidi Bin Abbas; Marakeş Gezilecek Yerler
Marakeş gezilecek yerler arasında yer alan Sidi Bin Abbas günün ilk durağı oldu. 12nci yüzyılda yaşamış, özellikle körlere verdiği destek ile bilinirmiş, hatta Marrakech’in onun sayesinde Fas’ta körlerin en rahat yaşadıkları yer olduğu söyleniyor. 1605 yılında Sultan Abou Faris, kendi epilepsisi iyileşir umuduyla, onun adına burayı yaptırmış. Molla İsmail ise 18inci yüzyılda binanın kubbesini ekletmiş. Aslında burası, cami, mezarlık, hamam, market ve körler için yaşama alanından oluşan bir yer. Camiye girişimize Müslüman olduğumuzu belirtince izin verdiler.
Mum yakıyor olmaları bize çok ilginç geldi, biz de yoktur bu adet, sadece kiliselerde mum yakılır dedik, bizde böyle dediler. Mezarlığa girmek istedik, kilitli dediler. İyi de bayram, neden mezarlığa giremiyoruz dedik, bizde sadece defin olacağında girilebilir mezarlığa dediler. Açıkçası başlarından savmak istediklerini düşündüm, sonra sohbet ettiğimiz birine sordum durumu, saçma buldu, istediğinde girilebilir mezarlıklara, belki oraya özgüdür dedi. (Malum, bazı islam alimleri mezarların ziyaret edilmemesi gerektiğini belirtirler, putperestliğe girdiğini iddia ederler). Üstelemedik zaten Recoletta mezarlığı gibi bir yer de beklemiyorduk.
Fes tren bileti işini de halledip aradan çıkaralım diyerek gara gittik, bu sefer kredi kartı hususunda ısrarcı olduk ve kartla ödeyebildik (590 dirhem). Şehrin modern tarafına gelmişken de buraları bir turladık.
Gueliz; Marakeş Gezilecek Yerler
Marakeş kentinin modern merkezinde bir önceki akşam dükkanların hemen hepsi kapalıydı ama artık bayram durağanlığı geçmiş anlaşılan, dükkanlardan sadece birkaçı kapalıydı. 16 Kasım meydanında her gün pazar kurulduğunu yazıyordu rehber kitabımız, ona da uğrarız dedik ama yoktu. Büyük ve şık alışveriş merkezinde bir bakındık ama fiyatlar bizimkilerden pek de farklı değildi. Meydanın diğer tarafındaki botanik parkında da bir tur attık.
Yolda elinde şarap şişesi olan bir turist görünce yolunu kestik, tarif etti aldığı yeri, Acima diye bir süpermarket, yalnız pasaport lazım dedi. Marakeş’te içki satın almak kolay değil, aslında tüm Fas için geçerli bir durum bu. Süpermarketi turladık, içki reyonunu bulamadık, kasaya sorduk. Cipslerin oraya yönlendirdi, bekleyin diye işaret etti. Güvenlik görevlisi gelip pasaportlarımızı alıp cipslerin arkasındaki kepengi kaldıran düğmeye bastı. Şoke olmuş halde içeri girdik, Fas’ta içki fiyatları da şoke etti, neredeyse Türkiye kadar pahalı, hiç birşey almadan çıktık ama uygun fiyatlı kaliteli şaraplar var anladığımız kadarıyla.
Majorel Bahçeleri; Marakeş Gezilecek Yerler
Market turu sonrası Majorel bahçelerine gittik, niyetimiz öncesinde çevrede bir yerde yemek yemekti ama açık olan café/restoranlardan sadece birinde yemek servisi vardı, diğerleri aşçılara izin vermiş. O mekan da son derece kalabalıktı, boşverdik yemeği. Majorel Bahçelerine giriş ücreti, içerideki ufak müzeye giriş hariç kişi başı 50 dirhem. Peter Willey’in “Alamut Kalesi, Haşhaşiler, Hasan el Sabbah ve fedaileri” romanında bahsi geçen cennet bahçesi olduğu iddia edilen bahçe burası.
Fas’ın Fransa sömürgesi olduğu yıllarda Jacques Majorel’in eviymiş burası. 1920-30 yılları arasında özene bezene bahçeyi oluşturmuş, 1947 yılında da bahçe halka açılmış. 1962 Yılında Majorel hayatını kaybetmiş, bahçe sahipsiz kalmış. 1982’de Yves Saint Laurent ve Pierre Berge bahçeyi satın almışlar ve yeniden düzenlemişler. Bahçenin geleceğini güvence altına almak için de bir vakıf kurmuşlar, artık vakıf yönetiyor bahçeyi. Ölümü sonrasında Yves Saint Laurent’in küllerinin de bahçeye serpildiği söyleniyor.
Botanik bahçesi gibi düzenlenmiş bahçede bitki çeşitliliği son derece geniş. 15 çeşit kuşun da bahçede yaşadığı söyleniyor, çok büyük boyutlu değil (Queenstown gezisi esnasında gördüklerimiz gibi değil), hatta 30 dakikada tamamı gezilebilir. Rengarenk düzenlenmiş mekanda Marakeş’in kızıllığına inat maviler öne çıkıyor zaten buranın sakinliği de Marakeş’in keşmekeşine tezat oluşturuyor. Yüksek fiyatlı ve şık bir de restoran var içeride. Bahçede yer alan İslam Sanat Eserleri Müzesi bizim ilgimizi çekmediği için girmedik. Merkeze dönüş için kapıda bekleyen taksicilerden biriyle konuştuk fahiş fiyat istedi, biraz kapıdan uzaklaşıp bekleyen taksiye sorduk, fiyat ucuzlamaya başladı, biraz daha ileride daha da ucuz. Yol kenarında 20 dirheme bir araç bulunca yoldan geçen birini bekleyip az daha ucuza gitmeye çabalamadık, bindik.
Öğlen saati merkeze, Marakeş gece hayatının kalbi olan Jemaa El Fna’ya aç olarak varınca hemen yemek peşine düştük ve önünden geçerken fark ettiğimiz esnaf lokantasına attık kapağı ve Fas seyahatimizin ilk, olması gerektiği şekilde uygun fiyatlı yemeğini yedik (tavuk tajin+köfte+salata+su 75 dirhem).
Kutubiye Camii; Marakeş Gezilecek Yerler
Karnımız da doyunca Marakeş’te görülmesi gereken yerleri gezmeye Kutubiye Camii ile devam ettik. Meydanın hemen karşısındaki cami Almohad sultanı Abd el-Moumen tarafından 1147 yılında Almoravid’lere karşı kazanılan zaferin sembolü olarak inşa edilmiş. Şehrin hemen her yerinden görülen kare minaresi 70 metre uzunluğundaymış ve binaya sonradan eklenmiş.
Caminin yanındaki kalıntı gibi görülen sütun parçaları ise ilk, hatalı inşaya ait. Kıblenin yönünü yanlış hesaplamışlar, yanlış ortaya çıkınca yan tarafa, doğru açı ile yeniden yapmışlar. 20000 kişinin ibadet edebildiği binanın içerisi, çok sütun içerdiği için büyüklüğünü çaktırmıyor.
Saadi Mezarları (Saadian Tombs); Marakeş Gezilecek Yerler
Yürüyerek Agnaou kapısına (Bab Agnaou) ulaştık, yakıcı güneşten kaçmak için karşı kaldırımdaki gölgeye yerleşmiş resim çizen grubu izledik kısa süre, sonra kapıdan içeri daldık. Kasbah camiine dışarıdan bir bakıp dar girişi biraz zor bulunan mezarlığa geçtik, giriş 10 dirhem. Almohad dönemlerinde (1145’ten itibaren) mezarlık olarak kullanılmış olan bölge anıt mezar haline 16ncı, 18inci yüzyıllar arası getirilmiş. 18 yüzyıl başlarında da Molla İsmail tarafından kapısının önüne duvar örülerek kapatılmış, unutulsun diye. İnsanların ziyaretine iki yüzyıl kadar sonra, 1917’de tekrar açılmış.
Cennet bahçesini sembolize ederek, çiçekler içerisine 2 bina yapılmış, mezarlar binaların içerisinde, ziyaretçiler sadece bina girişlerinde ufak bir bölüme alınıyor, oradan fotoğraf çekilebiliyor. Marakeş gezilecek yerler listesinin en önemli üyelerinden biri olduğu için de ilgi yoğun. Binaların içlerine kısa bir göz atmaktan ibaret bu ziyarette biraz sabırlı olup beklemelisiniz.
Özellikle sade Almohad mimarisi eseri Kutubiye camii üzerine bu şatafatlı Saadi mimarisi mezarlar insanın gözünü alıyor. Şehirde gezdiğimiz saraylardan bile daha ince işçilik içeren mezarlar bizim için Marrakech’in en şaşırtıcı durağı oldu, şiddetle öneririm, rehber kitaplarda binaların odaları ayrı ayrı açıklanıyor.
Biraz yürüyüp meydana yakın bir pastanede, sıcak hava ve yakıcı güneşin etkilerini ciddi şekilde alan birer çok ekşi limonata içtik. Otele kadar ‘souk’ları kat ederek yürüdük ama dükkanların çoğu hala kapalıydı. Biraz dinlendikten sonra bizi gece gösterisine götürecek olan araç bizi aldı. Marakeş gece hayatına ayrıca değineceğim, Marakeş gezilecek yerler listemiz ise bu kadar.
Comment(2)