25/06/2015
Tekirdağ köftesi yenir elbette … de, asıl başka ne yapılır? Trakya gezi programımızda bu sorunun cevabını bulmamız istenmiş adeta, ki program bize iletilir iletilmez Uçmakdere’de yamaç paraşütü maddesi bizi heyecana boğdu. Sonra programı biraz daha inceleyince aslında Tekirdağ’da yapılacak şeylerin hayli çok olduğunu fark ettik. Saroz körfezi tüplü dalış, Uçmakdere yamaç paraşütü gibi başlı başına bir Tekirdağ ziyareti nedeni olabilecek doğa sporlarının yanı sıra, Tekirdağ’da bir Trakya Bağ Rotası tanımlandığını da gördük. Şehir merkezinde de görülmesi gereken yerler programa alınmıştı. İki güne yakın zaman ayrılmıştı programda ve Tekirdağ bunu tıka basa dolduruyordu.
Ben hikayeye baştan başlayayım. Sabah erken uçakla gittik İstanbul’a. Trakya turu için iki minibüs İstanbul’dan yola çıkmış, bizi turu organize eden Cüneyt Durham’ın da içerisinde bulunduğu araç karşıladı. Diğer gezi bloğu sahibi arkadaşlarla sohbetle geçti Tekirdağ yolu. Tekirdağ’a girişten kısa süre sonra da Trakya kalkınma ajansından gelenlerin bulunduğu bir araba iki minibüsün önünde yerini aldı ve bizleri Şato Nuzun’a doğru yönlendirdi.
Tekirdağ’da ne yapılır ? Bağ Evi Ziyaret Edilir.
Kalkınma ajansı gayet iyi düşünmüş, minibüse biner binmez bizlere kalem, not defteri ve gerekli tanıtım materyalleri verildi. Bunlardan biri de Trakya Bağ Rotası adındaki harita ve broşürdü. Tüm Trakya’ya yayılmış durumda 12 adet bağ evi işaretli. Bunların çoğu Tekirdağ’da, bize teslim edilen “Tekirdağ Gezi Rehberi”nde de hem bağcılığın ekonomik öneminden bahsedilmiş hem de Eylül ayında Şarköy’de düzenlenen bağ bozumu festivali anlatılmış.
Bağcılığa ve şaraba merakı olanların mutlaka deneyimlemesi gereken Trakya bağ rotasını ucundan da olsa gözlemleyelim diye Şato Nuzun’a yöneldik. Uyarayım, giderken mutlaka telefon ile bağlantıda kalın, bağlar arasından giden yollarda tabela yok ve yolu kaybetmemek içten değil. Şato Nuzun özellikle uzaktan, tepeye yerleşmiş konumuyla çok ihtişamlı görünüyor. Nazan ve Necdet Uzun’un hayallerini gerçekleştirdiği Bağ evi butik olabilecek şekilde yapılmış ancak oteli hiç açılmamış. Necdet bey, bağ işlerine ancak yetişebildiklerini, ileride otel olarak da işletmeyi arzu ettiklerini anlattı. Otelin işlemiyor olması ilgili bölümlerin biraz bakımsız kalmasına neden olmuş.
Uzun süre Amerika’da yaşamış Uzun çifti burada hayallerini gerçekleştiriyor ve anlatma konusunda son derece arzulu Necdet bey bizleri içeri alıyor. Bağ evi gerçekten bir şato havasında inşa edilmiş, mobilyalar özenle seçilmiş hatta özel olarak yaptırılmış, her detay üzerine düşünülmüş. Güzel bir anlatı yaptılar bize tesisi gezdirirken, Tekirdağ’ın kuzeyde olması sayesinde düşük rakımda bağcılık yapılabildiğinden, buldukları nadir bir üzüm türünü yetiştirme ve şarapçılık için deneme çalışmalarına, şarap tadılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğine kadar. Şato Nuzun’a İstanbul’dan 1 saat 45 dakika da ulaşabileceğinizi hatırlatayım. Tekirdağ’ın Mürefte bölgesindeki şarap ve şarapçılık müzelerini de Trakya bağ rotası yaparken ziyaret edebilirsiniz.
Tekirdağ’da ne yapılır ? Yamaç Paraşütü Yapılır.
İki minibüsün ilk buluşma noktası Şato Nuzun oldu, elbette hepimiz kucaklaştık, beraber fotoğraf çekildik, tanımadığımız blog sahipleri le tanıştık. Katılımcı blog kadrosunu da paylaşayım; bilinmeyenrota, celebialper, gezenkelebek, gezgincift, gezgindenizkizi, gezgininayakizleri, gezitozu, gezimanya, gezmeninsonuyok, icantravel, kesfet.tv, keşfetsene, plansizgezgin, sirtcantalilar, supernicevisit, sehirnotlari, uzakrota ve yoldaki. Bağ rotasından ayrıldıktan sonra bir saat kadar daha yol aldık Uçmakdere yamaç paraşütü noktasına varmak için.
Yamaç paraşütü, program bize ilk iletildiği andan beri beni en çok heyecanlandıran faaliyetti. Atlamak için sabırsızlanıyordum, eşim ise biraz korkuyordu, atlayıp atlamamak konusunda bile kararsızdı. Uçmakdere yamaç paraşütü yazısı ile detaylı aktaracağım tecrübe bana göre Tekirdağ’da ne yapılır sorusunun en öncelikli cevabı. “Tekirdağ köftesi yenir”den bile daha kıymetli, o derece yani.
Tekirdağ’da ne yapılır ? Tekirdağ Şehir Turu Yapılır.
Uçmakdere yamaç paraşütü yazımda göreceksiniz, hava şartları nedeniyle grubun tamamı atlayışlarını tamamlamadan yamaç paraşütü atlayışlarına ara vermek durumda kaldık. Tekirdağ’a döndük ve bizlere ev sahipliği yapan Trakya Kalkınma Ajansını ziyaret ettik. Ajans genel sekreteri Mahmut Şahin ile tanıştık, çaylar ikram edildi. Bölgenin sadece Selimiye ve Tekirdağ köftesi ile tanınmasına üzüldüklerini, bunu değiştirmek için çalıştıklarını belirtti. Olimpiyatlardan bile uzun süredir devam eden Kırkpınar yağlı güreşlerinin bölgede yapıldığını, dünyanın en uzun taş köprüsünün Trakya’da yer aldığını, Türkiye’nin en güzel dalış bölgelerinden birinin Saroz körfezi olduğunu, bunların daha çok bilinmesini dilediklerini anlattı.
Trakya kalkınma ajansından ayrıldığımız esnada Uçmakdere’den havanın yamaç paraşütü için uygun olduğu haberi geldi. Uçuşlarını gerçekleştirememiş arkadaşları uğurladık hemen aracın biriyle, bizlerde Tekirdağ kent merkezine yöneldik. Tekirdağ gezi rehberinde, Tekirdağ gezilecek yerlerinin 21 madde ile işaretlendiği güzel bir de harita vardı ancak saat 5’i geçtiği için benim gezmeyi çok arzu ettiğim müzeler kapanmıştı.
Biz hiçbirini gezme şansı yakalayamadık ama Tekirdağ’a bir daha gidişimde Rakoczi Müzesini, Namık Kemal Evini ve Tekirdağ arkeoloji ve Etnografya Müzesini kesin olarak Tekirdağ gezilecek yerler listemde bulunduracağım. Müzeleri dışında Tekirdağ merkezinde Rüstempaşa Külliyesi, Eski Camii gibi önemli dini noktalar ve içlerinde Namık Kemal anıtının da olduğu birçok anıt da mevcut. Biz grupça Cumhuriyet meydanında minibüsten indik.
Şehir merkezinde kısa bir tur atıp, bazı yerel tatları deneyimleyip otelimizin yolunu tuttuk. Trakya yemeklerini ayrıca anlatacağımı belirtmiştim. Otelde biraz dinlenip, arkadaşlarımızın atlayışlarını tamamladığı haberini alıp Karacakılavuz köyüne gitmek için tekrar yola koyulduk. Ben hala köy diyorum ama şu meşhur bütün şehir yasası sonrası köylerin hepsi şehrin birer mahallesi oldu yasal olarak.
Karacakılavuz’a köylülerin bizler için hazırladığı iftar için giderken yol kenarındaki bir günebakan tarlasına dalıp fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik. Köyün etkinlik merkezinde bizim için hazırlanan sofrada açılan iftarın sonrasında kısa bir halk oyunları gösterisi gerçekleştirildi. Gösteri sonrası ise köyün dokuma atölyelerine gittik. Köyün kadınlarına dokuma öğretip ek gelir elde etmelerinin yolunu açmaya çalışıyorlarmış. El emeği döneminin sona erdiği bir çağda ne derece doğru bir yatırımdır tartışılır. Biraz tecrübeli bir bayanın bir seccade dokuması 4 gününü alırmış, tüm gün çalıştığı durumda. Söz konusu seccade için 20 liralık malzeme harcanırmış ve seccade 90 liraya satışa çıkarılırmış, artık ne zaman satılırsa.
Otele dönünce lise mezuniyet balosunun gölgesinde bir doğum günü kutlaması yapıp günü sonlandırdık.
Tekirdağ’da Ne Yapılır ? Tüplü Dalış Yapılır.
26/6/2015
Sabah kahvaltı sonrası ayrıldık otelden, Saroz körfezinde tüplü dalış yapmak üzere yola koyulduk. Saroz tüplü dalış turlarının başladığı nokta olan İbrice limanına varınca, gruptan benim gibi tüplü dalış yapacak olanlar tekneye geçtik, ekibin kalanı ise sahilin yolunu tuttu. Tekneye binen ekipten sadece 2 kişide dalış lisansı var, ben dahil geride kalanlar keşif dalışı yapacak. Bilmem kaçıncı keşif dalışım olacak, tecrübelerimi paylaştığım büyük resif dalışı ve Akabe’de kızıl deniz dalışı bunlardan bazıları.
Tekne limandan bir türlü ayrılamadı, çözdüler ipleri, diğer teknelerden ayrıldı ancak gitmiyor. Etrafa bakınınca anladım ki çapa bir yerlere takılmış, dalış hocalarından biri günün ilk dalışını çapaya yapıyor. Dalış gerçekleştireceğimiz Tünel bölgesinde demir atınca Yalçın hoca dalış brifingine başladı, keşif dalışı yapacaklar için ekipmanı tanıttı. İki dalış hocası olduğu için dalışlar yine sırayla yapılacak, Taflan’la ben hocayı ikna ettik, tecrübeliyiz dedik, diğer arkadaşlara keşif dalışı yaptırırken biz sizin denetimizde olalım, 4 kişi dalalım diye.
Bir önceki hafta sonunu Hurgada’da resiflerde yüzerek geçiren biri olarak açıkçası pek bir beklentim yoktu dalıştan. Memleketimizde ne yazık ki su altı hayatı çok canlı değil, batık dalışı, mağara dalışı gibi etkinlikler daha heyecan verici. Tünel bölgesinin de özelliği bir tünel barındırması ancak keşif dalışı yapan bizler ancak tünelin girişinden içeriye baktık, normal dalış yapan arkadaşlarımız ise o tünelden geçtiler. Saroz körfezine yapacağınız bir tüplü dalış turunda hem bu tünelden geçmeniz hem de batık dalışı yapmanız mümkün. Saroz körfezi dalış fiyatları ise, lisanslılar için tekneden yapacağınız çift dalış için 120 liraymış, öğle yemeği dahilmiş. Tekne sahibi hafta sonları ev yemekleri ikram ettiklerini söyledi ancak bize verilen salam, kaşar ekmek üçlemesini ancak ayıp olarak değerlendiriyorum. Siz öğle yemeği vermiyorlar gibi değerlendirin daha iyi. Zodiac botla limandan gidip yakın bir noktada yapacağınız tek dalış ise 50 lira. Keşif dalışlarının fiyatları elbette daha yüksek, bot ile gidip dalmak 70 lira, tekne ile ise 120 liralık fiyata lisanslılar çift dalış yaparken siz tek dalış yapıyorsunuz.
Olağanüstü hoş sohbet dalış şirketi ekibi İbrice limanına döndüğümüzde zodiac motorla bir tur atma ricamızı da kırmadılar, dalış keyfi üzerine biraz da sürat keyfi yaşadık. Akşamüzeri saatlerine doğru Tekirdağ’dan ayrılıp Edirne’ye doğru yola koyulduk.
Comment(2)