Seyahat sevgisi aşısını ailemden almıştım. Bir süredir de artık kulağı geçmiş boynuz olarak benim organize ettiğim bir program ile bizimkileri gezdirmek istiyordum. Takip etmeye çalıştığımız sevgililer günü kampanyasından Singapur’a bilet aldık. Aynı gün bulamadık, annemi babamı uğurlayıp ertesi gün onları takip ettik.
15/2/2013
Nemli Singapur’a vardık, yağmurun başlaması gecikmedi. Saat 18’de Golden Mile Complex’de buluştuk. THY uçağın iniş saatini normalinden bir saat geç duyurmamış olsaydı daha erken bir otobüse yer alırdık elbette. 19:30 otobüsüne, Melaka’ya, kişi başı 25 $S (Singapur dolar)ına bilet almıştık. Melaka otobüsünün koltukları büyük, sıra araları geniş, okuduğumuz yazılardaki tavsiyeye uyduk ve klima kurbanı olmamak için yanımızda ilave kıyafet ile yaptık yolculuğu. Biz de önemle tavsiye ederiz. Yolculuk sırasında Malezya gümrük kontrolü, pasaport geçişi ve Malezya’dayız. 23:20’de de Melaka (Malacca) merkez otobüs terminalinde. Melaka konaklamasını yapacağımız otelimiz The Baba House oda başı kahvaltı dahil 53$, Malezya’da fiyatlar yüksek sayılmaz. özellikle girişi şahane dekore edilmiş otel uzak doğuya geldiğinizi hissettiriyor. Odalar da benzer güzellikte dekorasyona sahip, üstelik son derece merkezi.
Melaka Gece Pazarı
Eşyaları odalara bırakıp hemen kendimiz sokaklara attık. Melaka şehir merkezi Unesco dünya mirası listesinde. İlk Sultanın gelişine kadar ufak bir balıkçı kasabasıymış Melaka. Nehrin denizle buluştuğu yere, Parameswara (İskender Şah) 1400 yılında gelmiş ve liman olarak kullanıma çok elverişli olduğunu görerek krallığını buraya kurmaya karar vermiş. Ki 15. yüzyılda da bölgenin en önemli limanı haline gelmiş Melaka.
Uzak doğu Asya ülkelerinde gündüzleri çok nemli ve sıcak olduğu için gece pazarları yaygındır. Melaka’nın merkezi kabul edilen Jonker sokağında kurulan pazara yöneldik. Artık kapanma saati gelmiş olan pazara girer girmez davullar eşliğinde, ejderha kostümlerinde danslar sunan bir grup karşıladı bizi. Bir süre izleyip pazarın göbeğine doğru ilerledik. Tezgahlar toplanmaya başlamıştı yavaş yavaş, biz de seri seri, tezgahlardaki hediyelik eşyalara bakına bakına sokağın başına çıktık. Nehir kenarından yürüyüşümüze devam ettik. Jonker sokağı girişindeki seyyar yemekçiler enteresan gözükse de karınlar toktu. Bir barda kovayla bira sipariş ettik (5 guiness 23$S). Malezya ringitiniz olmasa da çok sorun olmuyor, kötü bir kurdan da olsa Singapur doları alıyorlar. Gece 2 gibi otele dönüp saat farkını atlatmak üzere uykuya yattık.
Melaka Gezilecek Yerler
16/2/2013
Melaka’da konakladığımız otel İngiliz-asya karışımı bir kahvaltı sunuyor. Önce biraz ringit edindik ama oldukça kötü bir kurdan (100 dolara 300RM). Bir dönem Hollandalılar bu bölgede üstünlük kurmuş. Ana meydan Dutch Square olarak geçiyor. Biz de oradan başladık Melaka gezimize. Bolca tuk-tuk sıralanmış, Porta de Santiago’ya gidiş için önerdiğimiz araç başı 10rm fiyatı beğendiremedik, yürümeye başladık. 20 adım sonra 2 araç tamam kabul diyerek yetişti bizlere. Deli gibi süslü bisikletlerin selesinde, keyifli, müzikli kısa yolculuk sonunda teşekkür edip Aziz Paul kilisesine tırmanışa geçtik.
Tepe üzerine kurulmuş Aziz Paul kilisesi, azizin mezarını ve bir heykelini de içeriyor ama mezar kalıntıları Hindistan’a kaçırılmış. Kilise de 1600 ortalarında Melaka’yı Hollandalılar ele geçirince kullanılmaz olmuş. (Meydana Christ kilisesini yapmış ve onu kullanmışlar) Tepe genel olarak yeşil ama mezarlık tarafında ağaçlar daha yaşlı ve iri kıyım. Çürümüş dallarından biri gözümüzün önünde, bizim gibi turistlerden birinin kafasına iniverdi. Uyarıyı dikkate alıp, çok da matah bir şey bulunmayan tepeyi terk ettik.
Istana Kesultana Melayu, Malay Sultanlık Sarayı
Hemen tepenin yanında malay sultanlık sarayı var (Istana Kesultana Melayu), Melaka gezilecek yerlerinin bize göre en güzeli. Kişi başı 2rm ödeyip girdik içeriye. Geleneksel mimari ile inşa edilmiş ahşap bina boş olarak bile gezilmeyi hak ediyor. Eski taş baskı resimlerdeki görüntüye göre yeniden inşa edilmiş, orijinalinin 1460’ta yandığı rivayet olunuyor. Binanın farklı bölgelerinde yaşama, ülke yönetimine dair hazırlanmış maket, görsel ve canlandırmalar keyfi artırıyor. Biraz enerjimizi idareli kullanmak için sarayın bahçesinde oturup dinlenmeyi uygun gördük. Muhteşem bir bahçesi var. Buraya özgü ağaçları (mesela kökünü gövdeden aşağı doğru uzatan) fotoğrafladık, inceledik, banklarda molalar verip soluklandık, çıktısını almış olduğumuz Melaka gezi notlarını birbirimize okuduk.
Tuk-tuk ile geldiğimiz yolu yürüyerek, hatta tuk-tuklardan gelen müziklere danslarımızla eşlik ederek, hatta eski uçak, otobüslerle süslenmiş ve çocuklara eğlence parkı haline getirilmiş Coronation Park’tan da geçerek nehir limanına geçtik. Kişi başı 15rm olan Melaka tekne turuna biletimizi aldık. Tur yaklaşık 45 dakika sürüyor. İçerisinde nehir geçen şehirlerde tekne turuna her zaman tavsiye ederim, Melaka yapılacak şeyler listenize de ekleyin. Hem genel tanıtım açısından hem de karadan göremeyeceğiniz manzaraları görebilmek açısından keyifli oluyor.
Tur sonrası Dutch Square’e döndük. Merkezinde Victoria Fountain (su fıskiyesi) var. Meydanın çevresinde saat kulesi, ahşap çatılı Christ kilisesi (ahşap kirişler görülmeye değer, birkaç dakikanızı ayırın) ve Stadthuys yani 17. Yüzyıldan (Hollandalılardan) kalma belediye binası var. Belediye binası aynı zamanda vaktiyle vali gibi üst düzey memurların resmi konutuymuş. Melaka görülmesi gereken yerler arasında anılsa da biz vakit ayırmadık. Meydana bakan, nehir kenarındaki büfelerden birinde soğuk birkaç kase bulamaç aldık, tattık serinledik, bitirmeye değer bulmadık.
Melaka’da İbadethaneler
Jonker sokağının paralelindeki Harmony sokağına yöneldik ve turumuzun dini kısmına geçtik. Sri Poyatha Vinayagar malay takım adalarının en eski Hindu tapınağı. 1511 yılında Malacca sultanlığı yıkılmış. Şehir önce Portekizlilerin sonra Hollandalıların, sonra İngilizlerin sömürgesi olmuş. Tanrı Ganeş için yapılan bu tapınak ise 1781’de Hollandalılar döneminde yapılmış. Ne yazık ki kapalıydı, gezemedik.
Sokağın devamındaki Kampung Kling camiine gittik. 1748’de ahşap olarak inşa edilmiş, 1872’de betonarme olarak yeniden yapılmış. Gördüğüm en farklı camiiydi. Çin mimarisi etkileri görülüyor. Minaresi Pagoda şeklinde, kubbesi iki katlı ve köşeli, bahçesinde abdest almak için sığ bir havuz var.
Biz camiden çıkar çıkmaz yağmur bastırıyor. Yol üzeri dükkanlardan birine sığınıp bekledik. Yanımızda şemsiye götürmüştük ama böyle yağmura memleketim şemsiyelerinin direnmesi söz konusu olamaz. Yağmur hafifleyene kadar bekleyip, Tao, Konfüçyüs ve Buda öğretilerine dayanan Çin tapınağı Cheng Hoon Teng’e geçtik. 1645’te inşa edilmiş tapınağa vardığımızda ayin vardı, biraz izledik. Dışarıda dilek kağıdı yakanları fotoğrafladık.
Jonker sokağına geri döndük. Melaka’nın tarihi merkezinde sokak kenarlarında açık kanallar var, kirli su hatta kanalizasyon açıktan akıyor, nehir temiz değil, böyle bir pisliğe rağmen ortalıkta hiç sinek olmaması birşeyleri yanlış bildiğimiz hissi oluşturuyor.
Melaka’da Baba Nyonya
Özel müze olan Baba Nyonya evine girdik, kişi başı 10rm. 1896 yılında zengin bir işadamının yaptırdığı ev Babalar olarak bilinen Kanal Çinlilerinin yaşamına ilişkin canlı bir örnek. 15. Yüzyılda buraya gelen Çinlilerin kendi kültürlerini koruyarak buraya uyum sağlamış olan topluluğuna Baba-Nyonya (Erkek-Kadın) topluluğu deniyor. Ticari başarıları ile zenginleşen Çinlilerin Malay zarafeti ile birleştirdikleri kültürlerini yansıtan bol miktarda mobilya ve dekoratif ürün var müze evde. Melaka’da gezilecek yerler arasında üst sıralarda yer almalı bence.
Sonrasında otelin önerdiği Nancy’s house’da enfes bir yemek yedik (detaylarını başka yazıda vereceğim). Çarşıda kısa bir tur. Saat 19 otobüsü ile Melaka’dan ayrıldık. Biz Melaka’yı kendimiz gezdik ama turla gezmek isteyenlere Malezya Tur firmasını öneririz.
Melaka’ya gitmemi tavsiye eden ve Melaka gezisi notları çıkarmama vesile olan yoldaolmak.com‘dan Kemal Kaya’ya teşekkürler.
Ne güzel keyifli bir gezi yapmışınız. Melaka’ya 3 defa gittim ama benim gezmediğim yerleri de keşfetmişsiniz. Melaka, uzun süre kaldıkça daha da keyif veren sakin, dingin, huzurlu bir şehir. Kafelerinde oturup uzun vakit geçirmek gerek.
Sen aklımıza soktun Melaka’yo Kemal 🙂 Teşekkür ederiz. Çalışma hayatından vazgeçemediğimiz için kısa sürelerle gezebiliyoruz, öyle olunca kafelerde çok uzun oturmuyoruz. 2 gün de Langkawi görelim düşüncesi ile devam ediyoruz
Merhabalar biz de eşim ve iki çocuğumuzla Eylül ayında gideceğimiz seyahatimizde 3 gece 4 günlğünüe Kuala Lumpur’a uğrayacağız. Maleka’yı yoldaolmak.com sitesinde görmüştüm. Sizi de o site aracılığı ile tanıdım. Acaba KL’de konaklamak şartıyla günübirliğine Maleka’ya gitmek uygun olur mu?Tavsiyelerinizi dörtgözle bekliyoruz:)))
Şimdiden keyifli tatiller dileriz. Biz Melaka’ya gece vakti varmış, ertesi akşam da ayrılmıştık, gece pazarını tadını pek çıkaramamıştık. Vardığımızda toplanıyordu, ayrılırken toplanıyordu. Önerim ya gece geç vakit Melaka’dan Kuala Lumpur’a dönmeniz ya da gece kalıp ertesi sabah geri dönmeniz. Oralara kadar gitmişken pazarı hakkını verememiş olduğumuza üzülmüştük, siz keyfini sürün.
Çok güzel ve keyifli bir yazi olmus. Kuala Lumpur’a gitmistim ama Melaka’ya gitme inkanim olmadi. Artik bir daha ki sefere. Sizin yazinizi okuyup ,yolla oyle cikacagim.
keyif almanıza çok sevindim, şimdiden iyi yolculuklar
şu an KL’den Melaka’ya giden tur otobüsünün içindeyiz. Sizin Melaka yazınızı keyifle okudum.. Bugün Malezya’da 11.günümüz, muhteşem bir deneyim yaşıyoruz. Yarın sabah erkenden Putrajaya’ya gidip gezimizi tamamlayacağız inşallah. Gezgin insanlar mutlaka Malezya’yı keşfetmeli. Bu keyifli ve faydalı yazı için size çok teşekkür ediyorum.
Yorumunuz için biz teşekkür ederiz 🙂 yazımızın keyif verdiğini öğrenmek çok mutlu etti.
Keyifli seyahatinizin, problemsiz tamamlanmasını dileriz