9/10/2014
Sabah 6’da kalktık, seri adımlarla yakındaki Marakeş tren garına ulaştık, Fes trenine binmeden gardaki bir dükkandan bir sandviç aldık. Fes treninde 1.sınıfta her kompartımanda 6 koltuk var ve yer numaraları belirli. Tren hayli boş olduğu için kompartımanın birinde koltuklara uzanma imkanımız bile vardı. Tekerlekli sepet ile dolaşan bir büfe de var Fes treninde. Kahve 10 dirhem. Karton bardak olarak paketlenmiş kahveler, bardağın dibinde, yarım parmak kadar yüksekte ambalaj kağıdı var, açıyorsunuz, içerik bardağın dibinde, sıcak suyu ekleyip içiyorsunuz. Elbette Marakeş-Fes tren yolculuğunda Fes’te görülmesi gereken yerler üzerine çalıştık. Çıktısını aldığımız Fes gezisi yazılarını ve rehber kitabı inceleyip Fes gezilecek yerler listemizi oluşturduk.
Fes Görülecek Yerler
Fes tren garına varır varmaz Kazablanka’ya dönüş biletlerimizi aldık. Fes tren garı kapısının önünde taksiyle pazarlık edip otele kadar 20 dirheme anlaştık. Fes’de konaklamamız yine eski kent merkezinde bir “riad” (yani eski usul evlerden biri); . Fes konaklama ücreti 35 avro idi. Çantalarımızı odaya bırakıp Fes’de görülmesi gerekenler listemizin en tepesinde yer alan deri tabakhanelerine gitmeye niyetliydik. Son derece şık Fes otelinde bizim odamız en üst kattakiydi. Asansör doğal olarak yok, merdivenler de dik. Odada kısa soluklanıp Fes konaklama ücretini ödeyip ayrıldık ancak rezervasyonu yaptığımız internet sitesinde kredi kartının geçerli olduğu belirtilse de görevli kabul etmedi. Sonradan anladık ki belli bir miktar altında olduğu için kabul etmemişler. Yanlış tabi. Yeri gelmişken belirteyim, Fas genelinde kredi kartı işi dertli, çoğu yerde geçmiyor, tren bileti alımı gibi geçerli olduğu durumlarda da en baştan kart ile ödeme yapacağınızı belirtmeli hatta üzerine de ısrarcı olmalısınız.
Otelden ayrılıp Fes gezilecek yerler listesinin 1 numarası olan tabakhanelerin olduğu bölgeye doğru yöneldik. Unesco dünya mirası listesinde yer alan Fes, Fas’ın en büyük üçüncü kenti ve ortasından Fes nehri geçiyor. Ancak suyu çok az görebiliyorsunuz, üzeri binalarca örtülmüş. Deri işi ile uğraşanların suya ihtiyacı var, bu nedenle bu sektör burada yaşıyor.
Gittiğimiz yerlerde hep yolumuzu, yönümüzü kendimiz bulmaya çalışırız, Fes eski kentinin dar sokaklarında bunu yapmaya çalışmak müthiş eğlenceli, elde güzel bir bulmaca var. Gerçi tiplerimizden de anlaşılıyor turist olduğumuz ama, elde rehber kitap, telefonun haritasına bakarken durumu anlamamak mümkün değil. Veledin biri yapıştı bize, nerelisiniz, hoş geldiniz, gelin dericilere götüreyim falan diye, yok dedik sağol biz hallederiz. Biz haritaya göre gidiyoruz, genç yapıştı resmen, sürekli hayır yanlış yoldasınız diyerek peşimizde. Bir süre sonra olayımız çocuğu ekmeye çalışmaya döndü. Olmuyor, sürekli sorulara maruz kalıyoruz, dibimizde, suratımıza baka baka konuşup duruyor, yok saymak da mümkün değil. Kendi başımıza gezmek istiyoruz, diyip bizi yanlız bırakmasını rica edince müthiş sinirleniyor. Hakkımızda bağıra çağıra ileri geri konuşmaya başlıyor. Sonra da küfürlere, ana avrat diyecem ama öyle de değil, direk karım ve benim üzerinden, senin karın biip, sen de biiipsin. Anlıyoruz ki Fes’de yapılacak şeylerden ilki küfür yemek.
Fes Deri Tabakhaneleri
İç güzelliğini ortaya döktükten sonra bizi takibi bıraktı, bizde yolumuzu bulup Fes deri atölyelerine vardık. Meşhur Fes tabakhaneleri fotoğraflarından biz de çekmek istiyoruz, etraftaki başka bir turist avcısı yanaşıyor, ‘nerelisiniz’, Türküz, ‘Atatürk’. Müsibet bir isim yerine Atatürk ismini duymak güzel. İstediğimiz manzara için bir miktar ödeme yapmamız gerekeceğini de bildiğimiz için bizi teraslardan birine götürme teklifini kabul ediyoruz. Az ötedeki dericilerden birine götürüp terasına çıkarıyor.
Biraz manzara bakınıp, bir kaç fotoğraf çektik, dükkanı da turladık. Ortamda, Fes deri tabakhanesine bakıyor olmamıza rağmen, rahatsızlık verici bir koku yok. Peki ne kadar Fes deri tabakhanelerini görmenin fiyatı? Açıkçası turist avcısı sadece para istedi, tamam 10 dirhem vericem ama para bozdurmalıyım dedim, beraber bir dükkana girip paramı bozdurduk. Uzattım 10 dirhem, kişi başı 10 dedi. Hayır, gönlümden kopan toplam 10 dedim. Kızdı, almadı parayı. Feslilerin ana özelliğinin atar yapmak olduğu kanaati oluşmaya başladı bizde.
Fes Gezilecek Yerler
Biz de Fes’in görülmesi gerekenler listesine devam ederek dar sokaklarda yol aldık ve Karaouiyine Camiisine ulaştık, zaten yaklaşınca turist kalabalığından fark ediliyor. 859 yılında yapılan cami aslında medrese ve Fas’ın ilk üniversitesi olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda islam aleminin batı yakasının en büyüğüymüş. Mekana girmek için bayanlara, daha önce Malezya Putrajaya’da gördüğümüz tarzda örtü veriyorlar.
Hemen yakınındaki Zaouia of Moulay Idriss II aslında Molla İdris’in mozolesi ama mozoleden çok ibadet yeri gibi. Zaten Marakeş’te camide mum yakıldığını görmüş şaşırmıştık, burada da manzara benzer, içerisi de gördüğümüz camiler gibi.
Fes’de gezmeyi en çok istediğimiz yerlerden biri olan Fondouk el-Nejjarine’ye ulaştığımız da gezmek için izin verilen saatin geçmiş olduğunu öğrendik. Kapısından bir fotoğraf alıp gezme işini mecburen ertesi güne bıraktık. Çarşıda yani ‘souk’larda dolaştık biraz, dükkanların çoğu hala kapalıydı.
Bou Inania Madrasa’ya varıp içeri girdik. Fes görülecek yerlerinin en önemlilerinden olan Bou Inania medresesi, sultan Abou Inana tarafından yaptırılmış, 1350li yıllarda. Fas’ın minbarlı tek camisi buymuş. Ancak minbarı Dar el-Batha müzesinde sergiliyorlar. Çok detaylı işçilik var binada, taşlar, ahşap kapılar, döşemeler yakından incelenmeyi hakediyor. Biz de biraz detaylarda kaybolmayı tercih ediyoruz.
Bab Ain Zliten kapısına vardığımızda kasap gibi bir yerin sandviç de hazırladığını görünce denemek istedim. 10 dirheme muhteşem, etli, tavuklu karışık bir sandviç hazırladılar bana, Fas’ta yediğim en güzel yemek olmaya aday.
Fes el-Jedid
Yakındaki parkın içerisinden geçerek saray yakınındaki eski-yeni şehire (Fes el-Jedid) gittik. Fes kenti üç bölümden oluşuyor, eski Fes merkezi, ki yürüyerek dolanmanız gereken, surlar içerisindeki yer; surların hemen yanında, ayrı surlarla çevrili, sarayın da içerisinde yer aldığı yeni şehir, Fes el-Jedid. Ve gerçek yeni şehir, tarihi yüzlerce yıl önceye dayanmayan.
Fes görülmesi gerekenleri takip ettiğimiz rehber kitabımızın sokak gösterilerinin olduğunu belirttiği Vieux Mechouar’a gittik önce, hiçbir şey yoktu, boş meydanı insanlar katediyordu. Sonra yiyecek standlarının olduğunu iddia ettiği ana caddeye geçtik, orada da birşey yoktu. Özellikle Buenos Aires’de harikalar yaratıp bizi Feria de Mataderos’a götüren rehber kitap serisi bu sefer yanıldı.
Dar El Makhzen sarayına girişe izin verilmiyor, gösterişli kapısının önünde fotoğraf çektik, önündeki parkı aşmaya yeltendik. Parktan geçişi de izin verilmiyormuş, güvenlik görevlileri uyardı. Çevresinden dolanıp, Fes’in gerçekten yeni olan şehrine yöneldik. Genç birilerini görünce eşim atladı, piyasa cadde neresidir diye. Girişine kadar birlikte gittik. Sokakları biraz arşınladıktan sonra şık bir mekanda karnımızı doyurduk.
Az daha yürüyüş sonrası bir taksi ile dönelim dedik. Yol kenarında el etmek üzere beklerken bizden 20 metre kadar önce biri taksiyi durdurup bindi, sonra taksi bizim yanımızda da durdu. Fiyatta anlaşıp arka koltuğa da biz bindik. Bizim otelimizle pek de alakası olmayan bir yoldan devam etmeye başladı, söyledik gideceğimiz yeri, sorun yok dedi. Zaten fiyat sabit, dilediği kadar dolaştırsın diye düşündük. Yolda bir yerde diğer yolcu indi, bir süre sonra başka yolcu bindi. Biz eşimle birbirimize bakıp bakıp gülüyoruz. Eğlenceli, otostoplu taksi yolculuğu sonrası vardık otelimize.
10/10/2014
Ertesi Güne Kalanlar
Kahvaltı sonrası tekrar attık kendimizi sokaklara, ilk hedefimiz Fes görülmesi gereken yerler listemizin üstlerinde yer alan ama önceki gün gezemediğimizi Fondouk el-Nejjarine oldu. Eskiden kervansaray olan bina günümüzde ahşap müzesi olarak hizmet veriyor, Unesco dünya mirası listesine alınmış. Sergide de görülmeye değer şeyler vardı ama binanın kendisi asıl cezbedici olanı. Terasa çıkıp Fes’e yukarıdan bakma imkanı da sunuyor.
Önceki gün, önünden geçmiş olmamıza rağmen atladığımız, göremediğimiz tarihi su saati Dar al-Magana‘yı da bu sefer tesbit ettik. Birinci kat hizasında normal pencereden pek de farklı görünmeyen yapıyı birilerine sormadan bulmak mümkün değil (Bou Inania Madrasa’nin hemen karşısında). Nasıl işlediği ile ilgili de pek bilgi yok. Ezan vakitleri, bakır kaba su döküldüğü rivayet ediliyor. Abou al-Hassan Ibn Ali Ahmed Tlemsani 1357 yılında tamamlamış saati, 12 tane pencere var, her saat bir pencerenin açıldığı ve bakır bir kaseye bir metal top bırakıldığı rivayet ediliyor. Şimdilerde saat mekanızmasını restore etmeye çalışıyorlarmış.
Bab Ain Zliten kapısına gittik, ama oradan tepeye tırmanıp yukarıdan Fes manzarası görmeye ve Merinid mezarlarını gezmeye üşendik. Önceki gün sandviç yaptırdığım dükkan da henüz servise geçmemişti. Kapıya yakın daha turistik bölgedeki meşhur sandviççiye 20 dirheme sandviç yaptırdık, paket.
Medina’nın dar sokaklarından otele dönüp bavullarımızı aldık. Hayli beklemek zorunda kalarak yoldan zoraki bir taksi bulup Fes tren garına gittik. Fes’de görülmesi gereken yerlerden, Andalusian camii, silah müzesi (Musee des Armes) ve Dar el-Batha müzesine vakit ayırmadık. Kazablanka trenine yöneldik. Fas’ta ulaşımın kilit noktası Fas trenlerine ayrıca değineceğim ama Fes gezisi notlarımızın sonunda, Kazablanka’ya giderken kompartmanda Türk dizilerinden özellikle Ezel’e hayran, Kanada’da yaşayan, Dubai’de yaşamayı planlayan Fas’lı ile uzun uzun sohbet ettiğimizi belirtmeliyim.
linke basinca gunes gozlugu satan bir siteye gidiyor, hayirdir, reklam mi aldiniz?
13.09.2016 ila 03.10.2016 arasi ailece 7 .defa FES kentinde olacagiz!
Fes i birlikte gezmek isteyenler icin bir imkan!
Irtibata gecmek isteyen aile varsa bizimle iritbata gecebilir.
Tükleri le Fas in Fes kentinde bulusmak üzere!
Kemal Yildiz Haciömeroglu
[email protected]
7. defa hayli iddialıymış 🙂