5/11/2011
Sabahın erken saatinde, Zeynep’in ailesinin bizi ulaştırmasıyla vardığımız havalimanında Lufthansa ile yapacağımız Münih uçuşunda yer olmaması nedeniyle gergin bir süreç yaşıyoruz. Kırk dakika süren check in işlemlerimiz eşimin de gerilmesine neden oluyor. Zeynep, Elgin, eşim ve benden mürekkep ekibimizin işlemleri son biten kişiler olarak uçağa teşrif etmesi ile vaktinde hareket ediyor uçağımız. Küba gezimiz başlıyor, uzun yolculuk sonrası Havana gezilecek yerler listemizin üzerinden geçmeye başlayacağız.
Münih havalimanında Air Canada uçuşlarımızın check in işlemlerini yapıp uzun Toronto uçuşumuza başlıyoruz, (Toronto Gezisi Notları). Kanada havayolları ile ilk uçuşum ve üzülerek onların da Amerikan menşeli havayolları gibi ikramda cimri olduklarını görüyorum. Asıl sıkıntı ise önümdeki filmlerle dolu dokunmatik ekranlı eğlence sisteminin ilk açtığım filmle kilitlenmesi. Ses çok açık, kısamıyorum ve filmden çıkamıyorum. Sistem kilitlenip kalıyor, hostesler gelip bakıyor olmuyor, film bitene kadar yapacak bir şey yok. Bunun telafisi için merkeze başvurabilmek için bir kart veriyorlar ancak. Benim önümdeki sistem tüm yol açılan filmi sonuna kadar gösterir şekilde kalıyor.
Kanada’ya indiğimizde ekspres yürüyen yolu kullanarak süratle transit kontrolüne varıyoruz. Kanada, havalimanında yapacağımız transfer için bile vize istiyor (neyse ki ücretsiz). Kontrol noktasında bazı sorular sorup bizi alt katta başka bir yere yönlendiriyorlar. Birkaç dakika da orada inceledikten sonra göçmenlik bölümüne aktarıyorlar eşimle beni. Zeynep ve Elgin normal vize sahibi ve ilk kontrol noktasından direk geçiyorlar. Bizimle ilgili asıl sorun göçmenlik bürosunda anlaşılıyor. Sizin daha önce Kanada’ya girişiniz reddedilmiş diyorlar bana. Ne zaman sorumuz 1994’te diye cevaplanıyor. Anlaşılıyor ki ilk Amerika seyahatim esnasında, havalimanından diğer misafiri almak için Annika ve ailesi ile Kanada’ya gidişimiz ve benden vize için yüksek ücret istemeleri sonucu geri dönüşüm problem olmuş.
Veteran hostesleri tercih etmiş cimri havayolu firmasının kahveden başka ikramı olmayan 3,5 saatlik Havana uçuşunda da önümdeki ekran bozuluyor, sonra eşimin önündeki de ve tüm sistemi kilitlemeleri bunun tamirat çalışması sonucu oluyor. Aynı kartlardan birer tane tüm yolculara dağıtılıyor.
Havana Gezilecek Yerler; Havana’ya Varış
Havana havalimanında pasaport kontrolü için insanları yönlendiren mini etekli bayanlar bizlere de yol gösteriyorlar. Bizim bayanlar pasaport kontrolünden geçtikten sonra sıra bana geliyor, görevli uzun uzun evrakları inceledikten sonra İspanyolca bir şeyler söylüyor, insülin diyor, no diyorum. Beni geri gönderiyor, uzak köşeyi göstererek. O köşedeki masadaki görevli sağlık sigortası yaptırmam gerektiğini açıklıyor. 13 avro kadar ödeyip bir haftalık sigorta yaptırıp tekrar kontrole giriyorum, bir daha fotoğrafım çekiliyor, sigorta evrakına bile bakmadan geçiriyorlar bu sefer. Küba vizesi almanın olağanüstü kolay olduğunu belirtmeliyim. Pasaportu bile göndermedik, vize ücreti ve pasaportların fotoğraflarını e-posta ile ilettik, vizeler posta yoluyla geldi, Küba vize ücreti de gayet ucuzdu. Ekibin kalanı artık durmuş olan bagaj yerinde bir bagajımızın gelmediğini müjdeliyorlar. Elbette o bagaj benim ve eşimin bavulu. Artık son derece tecrübeli olduğumuz (Çin Gezisi Notları) kayıp bavul işlemlerini yapıyor, bavulun Kanada’da olduğunu öğreniyoruz.
Dışarıda Umberto ve Marcos bizleri bekliyorlar. Nazik Umberto İzmirli bir tur firmasından ismini ve iletişim bilgilerini aldığımız Küba’lı rehber, Marcos ise onun arkadaşı. Marcos ile konaklama yerimizin adresini kayıp ofisine bildirmek için döndüğümüzde 3 kişilik firmalarının bu hafta 500 Türk grubunun işleri ile ilgileneceğini söylüyor. Her ikisi de bizim rehberimiz olamayacaklar ne yazık ki. Yazışmalarda yaşlarımızdan hiç bahsetmemiştik, yaşlı bir ekip bekliyorlarmış meğerse. Kendisine bunu söylemememizi ediyorlar ve yaşlı bir rehber ayarlamış olduklarını söylüyorlar. Bir hayal kırıklığı okunuyor yüzlerinde. Sanırım yaşlarımızı paylaşmış olsak bize farklı bir program planlayıp başka bir rehber vereceklerdi.
Küba seyahatimiz boyunca otelde kalmayı tercih etmedik, Küba konaklamalarımızı Casa Particular adı verilen ev pansiyonlarda yapmak istedik, bize rezervasyonu ona göre yaptılar. Fiyat oda başı 35CUC (1 CUC = 1 Dolar), Küba gezilecek yerlerinin tümünde. Bu işi yapmak isteyenler devlete vergi ödüyorlar, aylık sabit bir rakam, sabit konaklama ücretlerinden bu parayı çıkarıp üste kara geçmeye çalışıyor. Küba’da tüm otellerin devlete ait olduğu düşünülürse bu sistem yegane özel konaklama imkanı denebilir. Havana konaklamamıza giderken yol boyu bilgilendirmeler yapıyor Umberto, Küba’nın çok güvenli olduğundan, Havana’nın karanlık olduğundan, yemek servisinin yavaş olduğundan ve sabırlı olmamız gerektiğinden bahsediyor, o yorgunlukla bir kulağımızdan giriyor diğerinden çıkıyor.
Konaklayacağımız ev çok güzel, gece gözüyle ne kadar görüyorsak tabi. Şık bahçenin içerisinde, yüksek tavanlı, çift katlı binaya girişte sağda bir oturma gruba var. Soldaki odayı biz alıyoruz, odaların kendi duşu ve tuvaleti var, Avrupa tipi priz olduğu gibi klima için ihtiyaç duyulmuş olan 230 volt da var. Umberto oturma odasında bize bir şeyler anlatmaya, programımız konusunda bilgilendirmeye devam ediyor ama artık uykuya yenik düşme vakti. Umberto ile araç, rehber ve konaklama için hesap görüp vedalaşıyoruz.
6/11/2011
Havana Gezilecek Yerler; El Vedado
Bavulsuz geçirdiğimiz akşamın sabahında, biz kalktığımızda rehberimiz Lordes’i bizi bekler durumda buluyoruz. Orta yaşını biraz geçirmiş, Umberto çok iyi olmadığını belirtmiş olsa da çok düzgün İngilizce konuşan, son derece şık ve bakımlı bir bayan. Kendisi terasta kitabını okurken biz de hazırlanıyoruz. eşim ve ben dünkü kostümümüze tekrar bürünüyoruz. Gece boyu çok şiddetli yağmur yağmış Havana’da, benim ruhum bile duymadı, arkadaşlarımız ise çok kaliteli bir uyku uyuyamamışlar ne yazık ki.
İlk sabah kahvaltısını kaldığımız yerde yapmayı tercih ettik. Ev sahiplerimiz bize kahvaltı hazırlıyorlar, biz de bu güzel evi ve garajdaki eski Amerikan arabasını gündüz gözüyle inceliyor, fotoğraflıyoruz. Masa son derece zengin duruyor, çok güzel ekmek, yağ, tropikal meyveler, reçel, kahve, süt ve meyve suyu. Zeytin, peynir yok, herkese birer tane de omlet hazırlanıyor, Küba mutfağında süt ürünlerinin pek yeri yok. Güzelce mideleri doldurduğumuz bu kahvaltının maliyeti kişi başı 5CUC.
Kiraladığımız araç öğle saatlerinde gelecekmiş. Konakladığımız ev yeni Havana olarak bilinen ‘El Vedado’ bölgesinde, Havana gezilecek yerler listemize buradan başlıyoruz. Yerler ıslak ama hava sıcak ve güneş yüzünü gösteriyor, biz de Lordes’in peşinde yakın çevreyi tanımak için dolaşmaya başlıyoruz. Ana caddeyi, üniversiteyi, bir alışveriş merkezini ve meşhur Nacional oteli, yani Hotel Nacional, görüyoruz. Vaktiyle çok ünlü isimleri ağırlayan otelin ‘Cabaret Parisien’ adında yıllardır süren bir gece şovu var, ben gösteri hakkında bilgi almaya çalışırken kızlar yok oluyor ortadan. Bir süre sonra döndüklerinde gösterinin yapıldığı yere girdiklerini hatta sahneye çıktıklarını anlatıyorlar. Salon çok yapay gelmiş, tiyatro gibi bir şey olacak, artık bize cazip değil diyorlar.
Zeynep para dönüştürmek için uğraşırken biz de önce otelin ön cephesinden sahil yolu Marecon’u izliyoruz biraz, gözümüz okyanus görsün diye. Sonra otelin güzel bahçesinde birer kahve içelim istiyoruz ve oturuyoruz. Dün Humberto’nun yavaşlık konusunda söyledikleri (ki bir kulaktan girip diğerinden çıktıydı) bu lüks otelde aklımıza geliyor. Zeynep’in uzun süren işlemleri esnasında biz içecek bir şey almayı başaramıyoruz. Bu sırada da aracımızın geldiği bilgisi geliyor. Güler yüzlü, çok sevimli Albaro Hyundai H1 minivan ile alıyor bizi Hotel Nacional’den.
Havana Gezilecek Yerler; Vieja
Casa’mızda kısa molanın ardından, Havana gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazı. eski şehre, ‘Vieja’ya gidiyoruz. Trafiğe kapalı birçok dar sokak ve onları birbirlerine bağlayan meydanlardan ve parklardan oluşmuş (tropik iklim bizdeki salon çiçeklerini burada ağaca çevirmiş), doğal olarak turist kaynayan bu bölge Havana gezilecek yerlerinin en başında geliyor. Öncelikle şehir müzesini ziyaret ediyoruz. Müze de gösterilen tarihlerinde önemli rol oynamış insanların portreleri ve eşyalarından ziyade bina ilgimizi çekiyor. Odaların bazı bölümleri iple ayrılmış sadece bakabiliyorsunuz. Bunlardan birinde ipin başında duran görevli bayan nereli olduğumuzu soruyor, Türk olduğumuzu söyleyince çok mutlu şekilde gözleri parlıyor, gelin gelin şeklinde el işaretleri yaparak bizi ipin arkasına alıyor, İspanyolca olarak bir şeyler anlatıyor, fildişlerini, porselen tabakları falan göstererek. Aradan Fidel, Che gibi kelimeler tanıdık ancak, sanırım o tabaktan yemek yedi falan diyor. Fotoğraf makinemizi de alıp bizim fotoğraflarımızı da çekmeyi ihmal etmiyor. Olay odanın bir köşesinde bizden rüşvet istemeleri ile sonlanıyor, biz de bir kez daha Türkleri çok sevmelerini sağlıyoruz.
Küba’da puroyu ağzımdan düşürmeyeceğime dair andım vardı. Bunu sağlamak için hemen bir kutu puro alıyoruz, elimizde purolar dolaşıyoruz sokakları. Yemek için girdiğimiz restoranda akşam Buena Vista’nın çıkacak olması tatlı bir sürpriz oluyor. Akşam için rezervasyon yaptırıp öğle yemeği için Lordes’in peşine takılıyoruz. Hoş bir hanın ortasında bir kafeye getiriyor bizi. Biz oturduktan kısa süre sonra da canlı müzik başlıyor mekanda. Farklı şeyler sipariş edip tatma niyetindeyiz. Çok bekletmeden servis yapıyorlar, en ilginç yemek domuz biftek. Ben domuz sevmem, Avrupa’da domuz pişiren yerlerin kokusundan da hiç haz etmem, pişirdikleri domuzun kokusundan da. Bir tek bacon hoşuma gitti şu güne kadar tattığım domuz mahsullerinden. Bu biftek bir başka, anlıyoruz ki Kübalılar domuz işini çözmüşler, hiçbir şekilde ağır kokmayan; bilmesem domuz olduğunu tahmin edemeyeceğim tavuk hafifliğinde çok lezzetli eti keyifle yiyoruz. Kahvelerimizi de içip biraz geç saate kalmış yemeğimizi sonlandırıyoruz.
Yemekten sonra ilk durak olarak Atatürk büstünü ziyaret ettik, 29 Ekim’den kalma çiçek ve çelenkler kurumuş halde çevrelemiş büstü. Havana gezilecek yerleri arasında bir Türk ödevi. Oradan ayrılıp eski kenti dolaşmaya devam ediyoruz. Yol ve Lordes bizi “La Bodeguita del Medio” adlı bara götürüyor, burası Hemingway’in favori içkisi olan Mojito’yu içmekten en çok hoşlandığı barmış. İçerisi hınca hınç dolu, bu sıkışıklıkta bir köşede müzisyenler ellerinde gitarlarıyla eğleniyor ve eğlendiriyorlar, biz de içkilerimizi alıp sokak ortasında, müzik eşliğinde içip dolanmaya devam ediyoruz.
Havana Gezilecek Yerler; El Capitolio
Arabamıza ulaşıp, Fidel, Che’nin Küba’ya geldikleri Granma yatının sergilendiği müzeye gidiyoruz, kapalı elbette ama çevresinde bir dolanıp ana meydanlardan olan El Capitolio’ya yürüyerek devam ediyoruz. Buradan da Daiquiri içkisinin yaratıcısı olan bara, El Floridita’ya yöneliyoruz. En az Mojito kadar sevdik bu içkiyi, hatta Eşim “oohhooo, ben bundan 10 tane içerim” diyor. Buradan şehir turumuza tekrar arabayla devam ediyor ve “Plaza de la Revolucion”a yani her 1 mayısta büyük toplanmanın olduğu devasa meydana gidip hacı oluyoruz. Meydanın karşısında Jose Martin Anıtı var yine dev boyutlarda. Jose Martin özgürlük hareketinin asıl başlatıcısı kabul ediliyor (Castro’nun doğumundan hayli önce), halk en çok onu sevip ona saygı duyuyor.
Araç içerisinde, yeni şehirde de bir tur atıyoruz hava kararırken. Çin mahallesinden de (evet Havana’da da var) bir dolandıktan sonra Buena Vista’yı dinlemek ve yemek yemek için restoranda yerimizi alıyoruz. Lordes’le vedalaşıp, Albarro’ya bizi alması için saat veriyoruz. Kişi başı yaklaşık 50$ verdiğimiz gecede yemek son derece lezzetsiz, ki istakoz yiyoruz. Buena Vista’nın elbette benim bildiğim haliyle alakası kalmamış, bir tek simayı bile tanımıyoruz, tamamen yenilenmiş bu kadro da eğlenceli. Salonun ise yarıdan fazlası Türk. Belki Türklüğün etkisidir, gece en çok alkışı sesinin pek özelliği olmayan (zaten pek de şarkı söylemekle uğraşmayan), salondaki tüm kadınlara teker teker göğüslerini sallattıktan sonra kendi kocaman (herbiri kafam kadar) göğüslerini sahnede deliler gibi sallayan 50 yaşlarındaki teyze alıyor. Memleketim erkekleri ayakta alkışlıyor.
Gece bitmeden ama bizim enerjimiz bittikten sonra Albarro geliyor, bayanları ‘casa’mıza bıraktıktan sonra biz onunla havaalanına devam ediyoruz ve bavulumuzu alıp dönüyorum geri, Havana gezilecek yerler listesine ara vereceğiz, Pınar Del Rio gezisi yapmak üzere.
Kübayı görmeyi ne çok istiyorum. Hem de sizin gibi ağzımda puro ile gezmek istiyorum.
tüm gezginlere öneri tur firmasıyla otel otel gezmeyin. Casa Particular’larda kalın, Varedero’da vakit kaybetmeyin.
Küba’yı anlatan roman tadında gezi günlüğü
Modern seyyah Erdem Genç’in en sevdiği ülke Küba’ya olan iki yolculuğunu temel alan Küba Ritmi, birbirinden değerli tavsiyeler veren bir gezi romanı niteliğinde. İki seyahatte, beklentileri farklı iki arkadaş grubu ve iki farklı rotayı anlatan yazar, Küba ruhunu hissetmeniz ve bu ruhla bu yolculuğa çıkmanız için çağrıda bulunuyor.
Arka Kapak:
Sevgili Yoldaşım,
Şu an benimle birlikte çok keyifli bir yolculuğa çıkmak üzeresin.Dünyayı gezen bir gezgini kendine âşık eden yüzölçümü küçük, adı büyük bir ülkeyi dostlarımla ziyaret ettiğimde yaşadığımız maceraları okuyacaksın.
Derdim; Küba ruhunu benimle yaşaman. Ve olur da bir gün kendi Küba maceranı yaşamak için yola çıkarsan bu keyifli ruhla yol alman.
Küba ritim, Küba müzik, Küba film, Küba sanat, Küba Che… Daha neler neler!
Küba’yı anlatan roman tadında gezi günlüğü
Modern seyyah Erdem Genç’in en sevdiği ülke Küba’ya olan iki yolculuğunu temel alan Küba Ritmi, birbirinden değerli tavsiyeler veren bir gezi romanı niteliğinde. İki seyahatte, beklentileri farklı iki arkadaş grubu ve iki farklı rotayı anlatan yazar, Küba ruhunu hissetmeniz ve bu ruhla bu yolculuğa çıkmanız için çağrıda bulunuyor.
Arka Kapak:
Sevgili Yoldaşım,
Şu an benimle birlikte çok keyifli bir yolculuğa çıkmak üzeresin.Dünyayı gezen bir gezgini kendine âşık eden yüzölçümü küçük, adı büyük bir ülkeyi dostlarımla ziyaret ettiğimde yaşadığımız maceraları okuyacaksın.
Derdim; Küba ruhunu benimle yaşaman. Ve olur da bir gün kendi Küba maceranı yaşamak için yola çıkarsan bu keyifli ruhla yol alman.
Küba ritim, Küba müzik, Küba film, Küba sanat, Küba Che… Daha neler neler!
http://www.erdemgenc.com/kitaplar/
Biz Humberto Santana ile yapmıştık Küba içi organizasyonu [email protected] adresinden kendisine erişilebilir. Ayrıca Ece Ayaydın artık bu işi yapıyor https://www.facebook.com/ece.ayaydin?fref=ts kendisi ile iletişime geçebilirsiniz.
Küba’da internete arada bir erişilir, kısa zamanda cevap beklemeyin, mektup yazmak gibi düşünün.