18/04/2015
Bir süredir Ayvalık’a gitmemiştik, gezginlerin Deniz ablası günübirlik gezi planladı, İstanbul’lu gezgin arkadaşlar da katılmaya karar verdiler, onların yol uzun olunca programları konaklamalı oldu. Biz de onlarla özlem giderelim istedik ve cumartesiden gidelim dedik, Ayvalık gezilecek yerlerini de uzunca süredir ziyaret etmemiştik. İzmir’deki planlarımız nedeniyle ancak öğlene doğru yola çıkabildik, Öğleden sonra saatlerinde Ayvalık merkeze vardık.
Ayvalık Merkez
Ayvalık gezilecek yerlerinden biri Ayvalık liman bölgesi, kısa bir tur attık, karnımız da acıkmıştı. Ayvalık’ta ne yenir diye arama yaptığımızda karşımıza çıkan cevaplardan biri Yörük Mehmet’in Yeri idi. Gündüzleri esnaf lokantası gibi tencere yemekleri de yapan mekan aslında balık ve meze odaklı, rakı-balık-Ayvalık desturuna uygun şekilde. Biz tencere yemeklerine takıldık, ada köfte ve kavurma istedik, meze dolabında dikkatimizi çeken ot mücverinden de birer tane istedik. Ada köftenin bize göre hiçbir özelliği yoktu, hatta biraz eti seyreltilmiş gibiydi, fazla kabarmış. Kavurma parmak yalatan cinsten, tuzu hafifi fazla olsa da, ekmek bandırılası, ki biz pilavı yanına boca ettik, et sulu oldu, süper oldu. Kral ot mücveri idi, ot köftelerini kızartmışlar, toprak kapta üzeri yoğurtlu olarak geldi bayıldık. Yoğurt ve birayla (büyük bira satmayan, sadece ufak boy satan yerlere sinir oluyorum) birlikte 50 lira ödedik 2 kişi.
Ayvalık’ta biraz daha turladıktan sonra Cunda adasına yöneldik, gezgin dostlarla Cunda girişinde yer alan ve biz gezginleri konuk eden Labris Otel’de buluştuk. Kahve eşliğinde sohbetimize otel sahibi Lebriz hanımda katıldı. Oteli asıl ertesi akşam turladık ama ben yeri gelmişken bahsedeyim, otelde her oda ayrı dekore edilmiş. Lebriz hanımın hayali mimar olmakmış ama doktor olmuş, mimarlık hayalini ise bu otelde gerçekleştirmiş. Otele toptan alınmış bir şey yok, her şey içerisine gireceği oda için özel olarak seçilmiş. Özellikle dubleks odalara bayıldık, bir tanesindeki yuvarlak yatak tavan penceresi altındaydı, yıldızların altında.
Şeytan Sofrası
Gezgin sohbeti akabinde gün batımına yakın Şeytan Sofrası’na yöneldik. Ayvalık gezilecek yerler denince akla ilk gelenlerden olan şeytan sofrasına gündüz vakti gitmenin anlamı yok, yanarsınız boşuna. Gün batımı ideal zaman, ufacık adaların hafif hafif kırmızıya çalmasını izlemek lazım, biz de öyle yaptık.
Akşam yemeği için seçimi doğru yapmamışız, yemekleri ile ün salmış Cunda’da Moshos tavernanın yemekleri son derece sıradan, hatta vasat altıydı. Mekan eğlence mekanı, müzik seviyesi yüksek, biz birbirine kavuşmuş gezginler rahat rahat sohbet edebileceğimiz bir yer seçseymişiz daha iyi olurmuş, hem yemekten hem birbirimizden daha çok keyif alırdık, bir daha ki seyahatte restoran seçimini Aşkın abinin yapması konusunda ısrarcı olacağım.
Sohbete otelde devam etmeye çalıştık ama hepimiz yorulmuştuk. Cengiz abinin getirdiği enfes höşmerimlerden (Antep fıstıklı) götürürken sohbetin kalanını ertesi güne bıraktık.
Cunda Adası
İstanbul’dan gelen arkadaşlar Cunda turlarını önceki gün yapmışlardı. Kahvaltı sonrası onlar Ayvalık merkeze giderken biz Cunda görülmesi gerekenlerini görelim istedik. Otele hayli yakın konumdaki Rahmi Koç Kütüphanesinden başladık. Mekan Muhtar Kent’in ailesine aitmiş, Koç ailesi müzecilik tecrübelerini yansıtmış. Güzel manzaralı olan bir tepede yer alan mekanın bir de cafe’si var, kısa ziyareti hak ediyor.
Aşağıya, Cunda merkezine doğru iniş çok keyifliydi, sevimli Cunda sokaklarından geçerken dikkatimizi bu sefer restore edilmiş bir kilise içerisinde yer alan Rahmi Koç Müzesi çekti. Taksiyarhis kilisesi içerine yerleştirmiş Ayvalık Rahmi Koç Müzesinin giriş ücreti 4 lira, öğrenciler için ise 2 lira. İstanbul gezilerimizden birinde uğradığımız Koç Müzesi’nin minyatür hali gibi ancak oyuncak bölümünün ağırlığı biraz çokça olmuş. Müze kilise içerinde olunca ister istemez Antalya gezilecek yerler yazımızda bahsettiğimiz Suna İnan Kıraç Kaleiçi müzesini getirdi aklımıza.
Cunda yapılması gerekenler listelerinin olmazsa olmazı Taş kahve ziyaretini yapmadan ayrılmak olmazdı Cunda’dan. Kahvelerimizi içtik, Ayvalık tarafına dönüp İzmir’den gelen arkadaşlarla buluşalım istedik. Cunda’nın Ayvalık’a bağlandığı noktada Pazar günleri Ayvalık semt pazarı kuruluyor, oraya da bir göz attık gelmişken, ege bölgesine pek rastlamadığımız bazı güzelliklere de rastladık.
Ayvalık içerisinde yer alan, sahilden yukarı çıkınca ulaşılabilen Şeytanın Kahvesinde gezgin arkadaşlarla buluşalım dedik ancak grup bölünmüş, bir kısmı biz Cunda’dan ayrılırken Cunda’ya geçmişler. Biraz sohbet sonrası beraber yakındaki Çınarlı Camii’ne gittik. Ayvalık gezilecek yerler listelerine nedense pek girmeyen cami kiliseden bozma ve içerisi son derece süslü, kesinlikle görülmeye değer. Şansımıza kapısında tavuklu pilav dağıtıyorlardı, bizde kaptık bir tabak. İzmir’den gelen gezgin dostlar Cunda’ya yönelirken biz dönüşe geçtik. Bir daha ki Ayvalık gezisinde lezzet noktalarına daha fazla odaklanmaya kendi kendimize söz vererek ayrıldık Ayvalık’tan.
Comment(2)