Uzun hafta sonu olarak planladığımız, yani 3 tam gün ayırdığımız halde Beyrut gezilecek yerler listesini tamamlamayı başaramadık. Biletleri aldığımızda değil ama sonrasında planımızı yapmaya çalışırken aslında sadece Beyrut merkezini değil çevresini de gezmemiz gerektiğini anladık. Yani aslında bu yazı biraz Lübnan gezilecek yerler yazısı. Hepsine yetişemeyeceğimiz belli olduğu için bazıları için planımızı hiç zorlamadık.
Hamra Caddesi
16/11/2018
Gece vardık Beyrut’a. Havalimanı ulaşımı, para birimi, mobil iletişim gibi konulara bu yazıda yer vermiyorum. O tür bilgiler için Beyrut gezi rehberi yazıma göz atmanızı öneririm. Havalimanından, aynı yöne gitmekte olan ve bizim gibi hafta sonu kaçamağı yapan iki kızla uber paylaşarak şehir merkezine indik, otelimize ulaştık. Hotel Cavalier, Beyrut’un önemli caddelerinden biri ola Hamra caddesini kesen sokaklardan birini hemen başında, odaya eşyaları atıp hemen sokağa attık kendimizi.
Saat gece yarısına ulaşmış olmasına rağmen Hamra Caddesinde bazı mağazalar bile hala açıktı, yemek mekanları, barlar, çerezciler ve tatlıcılar zaten komple açık. Tek yön cadde üzerinde biz de trafik istikametinde yürüdük biraz, bakkalın birinden içecek, çerezciden çerez kaptık, marketin birine daldık, gün sonu olduğu için günlük hazırlanmış hazır yemeklerde indirim vardı. Eğlencenin dışarıya taştığı bir bara yöneldik ama kapıdaki görevli bizi kabul etmedi. Bizde de yol ve haftanın yorgunluğu olduğundan başka yerde şansımızı zorlamadan otele döndük.
Lübnan’da Cuma gününün tatil olduğunu belirteyim, en aktif gece yani. Ancak diğer gecelerinde hiç hareketsiz olduğunu söyleyemem. Hamra sokağında barlar yer alsa da bu cadde asında daha çok alışverişe yönelik bir sokak, gece hayatı için asıl adres Gouroud caddesi, bahsedeceğim.
Beirut Souks
17/11/2018
Sabah otelde, yerel tatları da içeren kahvaltıya keyifle yumulduk, Lübnan mutfağı hakkında ayrıca yazacağım. İnternet araştırmalarımda görmüştüm ki sadece cumartesi sabahları kurulan bir yemek pazarı varmış, Beirut Souks yani Beyrut Pazarı’nda. İlk hedefi orası belirledik, mekan Beyrut gezilecek yerler listemizdeki diğer duraklara da yakındı, şehri daha iyi tanımak için yarım saatlik yürüyüşü tercih ettik.
Şehirde öncelikle, iç savaş sırasında perişan duruma gelmiş ve onarılmamış binalar dikkatimizi çekti, delik deşik durumda. Beyrut pazarına doğru yaklaştıkça ise manzara ciddi değişmeye başladı, kaldırımlar, binalar, dükkanlar hepsi lüksleşmeye başladı. Ben Kahire gezilecek yerler yazımda bahsettiğim Han el-Halili gibi bir yer beklerken son derece düzenli şekilde yapılmış, lüks mağazalarla dolu bir alışveriş merkezine ulaştık.
Biz “Beyrut orta doğunun Paris’i” sözünün ne anlama geldiğini anlamamışız meğer, Diyarbakır güney doğunun Paris’i ciddiyeti ile yaklaşmıştık konuya, çok daha ciddi imiş. Lüks konusunda dünya markası olmuş, bizim ancak taklitlerini gördüğümüz mekanların mağazaları var. Beirut Souks adında alışveriş merkezinin bir kısmında da pazar kurulmuş, 25-30 tezgahlık. Pazarda sebze meyve satan 1-2 tane tezgah olmakla beraber ağırlıklı yemek satışı var. Direk sosyete pazarı şeklinde. Louis Vuitton çanta ile gelmiş kokoş teyzeler tezgahlardan aldıkları yiyecekleri şarap eşliğinde götürüyorlar.
Biz kahvaltıdan yeni kalktığımız için bir şey almadık sade tadımlık olarak ikram edilenlerle yetindik, manakish gibi yerel lezzetler de vardı tezgahlarda, istiridye şampanya, İtalyan mantısı ravyoli, domuz sosisi ve benzeri de. Fiyatlara bakınca aç gelmediğime ayrıca mutlu olduğumu belirtmeliyim. Sosyete pazarı bunlar diye düşünmüştüm, sonra gördüm ki Beyrut ciddi zengin ve her şey pahalı.
Yıldız Meydanı – Place De Laitue
Down Town olarak adlandırılan bölgenin merkezinde yer alıyor Yıldız Meydanı. Bizim yürüdüğümüz Beirut Souks ile Yıldız Meydanı arasında kalan bölüm adeta küçük Paris, Prada, Bvlgari, Louise Vuitton, Armani gibi markaların mağazaları var. Hatta, Paris seyahatimiz sırasında uğradığımız, Paris’in sıcak çikolatası ile ünlü pastanesi Angelina’nın şubesi bile vardı.
Yıldız meydanının ortasında bir saat kulesi var, 25 metre uzunluğundaymış. Bu meydana simetrik olarak kalemle çizilmiş gibi 8 sokak bağlanıp yıldız şekli elde edilecekmiş ama bir kenarında yer alan Roma kalıntıları, 2 kilise ve onların arkasındaki cami 2 sokağa mal olmuş. Diğer 6 sokağı çevreleyen binalar 4er katlı, hepsi kum rengi ve hepsinde ufak, Fransız tipi balkonlar var.
Saint George Katedrali ve Mohamad Al Amin Camii
Biz roma kalıntıları ile pek ilgilenmedik, Yıldız meydanındaki Katolik kilisesine de vakit harcamadık. Arkalarındaki Maruni kilisesine bir baktık. Lübnan müthiş bir inanç çeşitliliğine ev sahipliği yapıyor, hem dinler hem mezhepler için. Biriyle sohbet ederken Cumhur başkanının Hristiyan, başbakanın Sünni Müslüman, meclis başkanının Şii Müslüman olduğunu öğrenmiştik.
Aziz George Maroni kilisenin diğer kiliselerden bir farkını anlamayıp hemen yanında yer alan Mohamad Al Amin camiini ziyaret ettik. Mavi cami olarak da bilinen camiyi bizim mavi camimiz Sultan Ahmet ile kıyaslamanın hiç anlamı yok.
Gouraud Caddesi – Beyrut Gezilecek Yerler
Gouraud caddesi (Guro sokağı) istikametine doğru giderken biraz ara sokaklara dalıp Beyrut lüksü konusunda tekrar şaşırdık, restoran kafelerin şıklığı, evlerin, binaların şıklığı çok etkileyiciydi. Hristiyan bölgesi kabul edilen bölgenin ortasından uzanan, son kısmı Ermeni sokağı olarak adlandırılan sokak ise daha karışık bir görüntüye sahip, ancak restoran ve barlar için şehrin kalbi.
Mansaar adında bir yerde yemek yedik, porsiyonlar büyük. Bir porsiyon ana yemek (mekanek), yanına da mütebbel söyledik. İki kişi, birer de bira ile 20 dolar ödedik. Lübnan yemekleri hakkında ayrıca yazacağım.
Güvercin Kayalıkları – Pigeon Rocks
Burada erken kararıyor hava 4:30’da. Bizde geç öğle yemeği sonrası uber ile güvercin kayalıklarına gittik. Burası için kesinlikle gün batımı saati öneriliyordu. Gerçekten de güneş tam kayalıkların arkasından batıyor ve güzel manzara oluşturuyor. Bol bol fotoğraf çektik.
Yandaki patikadan aşağıya deniz kenarına kayalıkların üzerine de indik, biraz da oradan fotoğraf çektik. Sonra dinlenmek için yürüyerek otele döndük. Biraz dinlendikten sonra akşam tekrar dışarı çıktık. Guro sokağının bir paralelinde yer alan Pasteur caddesindeki Cafe en Nazih adlı restorana über ile gittik. Yolda uber şoförü ile bir sonraki gün şehir dışı tur yapmak için 90 dolara anlaştık. Otel 100 dolar demişti. Otel aynı zamanda tur şirketi için kişi başı 90 dolar demişti (giriş ücretleri dahil). Gün içinde tur firmaları bakındık onlar da ortalıkta yoktu.
Cafe en Nazih ve sonraki hedef Le Chef’te yer bulayınca, akşam yemeğini bir Alman restoranında yedik domuz kızartması ve sosis. Sosis gerçekten çok lezzetliydi.
Byblos – Beyrut Gezilecek Yerler
18/11/2018
Sabah 9’da buluştuk şoförle, ilk durağımız Nahr el Kalb oldu. Unesco listesine kabulü için başvurusu yapılan mekan kendini pek ele vermiyor, nehir, nehri aşan bir taş köprü ve diğer kenarda demir yolu. Ancak tarihsel önemi büyükmüş, antik Mısır’dan 1900lü yıllara kadar orduların, Akdeniz’in doğusundaki bölgeye giriş yeri olmuş.
Kısa ziyaret sonrası Byblos kasabasına ulaştık ve birkaç saat ayırdık. Kalesine, antik kentine de girdik, kent merkezini, balıkçı barınağını da. Çok sevimli bulduğumuz Byblos hakkında ayrıca yazacağım, Beyrut gezilecek yerler listenize mutlaka alın. Biz hatta bir sonraki Lübnan seyahatinde burada bile kalabiliriz.
Jeita Grotto (Jeita Mağarası)
Bir sonraki durağımız Jeita mağarası oldu. Giriş ücreti kişi başı 18,315 Lübnan Lirası (yaklaşık 12 dolar, 64 lira). İlk önce teleferikle bir yere kadar çıkılıyor ve mağaranın ilk bölümü yürüyerek geziliyor. İçeride fotoğraf çekmek yasak hatta telefonları emanet dolaplarına kilitliyorlar. Sonra traktörle çekilen tren gibi araçla ikinci mağaraya gidiliyor, orada da fotoğraf yasak, içeride bu sefer botla geziliyor.
Kısa özet geçmiş olayım bu yazıda. Şu güne kadar çok mağara gördüm, Manavgat gezilecek yerler yazımda bahsettiğim Altınbeşik mağarası, Pınar del Rio’daki Cueva del Indio bunlardan dikkat çekenleri ama Jeita mağarası bir ayrı etkiledi, ayrı bir Jeita Grotto yazısı hazırlayacağım.
Harissa
Biraz gergin gittik Harissa’ya, şoför Jeita mağarasında bizi beklemeyip başka işe gitmiş, şansımıza sakin yakaladığımız Jeita’da sıra beklemeyince çıkışta bir saat şoförün geri gelmesini beklemek zorunda kaldık, haliyle sinirlendik. Hava kararmadan varmayı dilediğimiz Harissa’ya ne yazık ki karanlıkta ulaştık.
Our Lady of Lebanon adıyla bilinen Hz Meryem heykeli var Harissa’da, ancak biz 15 tonluk bu heykel için değil tepedeki manzara için gittik. 15 dakikalık bir teleferik yolculuğu ile tepenin bir noktasına ulaşılıyor, sonrasında da 2 dakikalık bir füniküler yolculuğu gerekiyor. Gidiş dönüş biletler 11,000 Lübnan Lirası, yaklaşık 39 TL. Yukarı da elbette keyifli bir manzara bekliyor. Hz Meryem heykelini konik şekilde bir platforma oturtmuşlar, platformun içi kilise. Koninin tepesine, kendisini çevreleyen spiral, dar bir yoldan tırmanılabiliyor. Tırabzanlar alçak ve ortalık hayli kalabalık olduğu için tedirgin edebilir.
Heykelin hemen arkasında kocaman bir kilise var, o kiliseye girmeden dönmemenizi öneririm. Alışageldiğimizden son derece farklı ve modern mimariye sahip kilisenin altında ufak, üstünde büyük salonu var. Büyük salonun sahne arkası cam ve Meryem heykelini görecek şekilde konumlanmış.
Zaitunay Bay – Marina
Günü birlik gezimizin dönüşünde kendimizi Zaitunay koyu, yani marinanın olduğu yerde bıraktırdık şoföre. Kentin en lüks bölgesi, yatların demirlediği yat limanının çevresinde lüks restoranlar ve kafeler var, Lübnan restoranları üzerine ayrıca yazacağım, çok farklı konseptlerde, çok özel mekanlar gördüğümüzü belirtmeliyim.
Marinadaki ilginç konulardan biri, lüks mekanların yanında yer alan, hayli yıkık dökük görünen, bölgenin ilk oteli olduğu anlaşılan binanın üzerinde asılı olan “Stop solidere” afişi ve mekanın bahçesindeki ekranlarda gösterilen filmdi. Öncelikle, Solidere Fransızca bir dizi cümlenin kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma imiş, sonradan araştırınca öğrendik: “Société libanaise pour le développement et la reconstruction de Beyrouth” yani kabaca “Lübnan Beyrut Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Derneği”. Bu isim, 2 kez Lübnan başbakanlığı yapan, 2005 yılında suikast ile öldürülmüş, 2002 yılında dünyanın en zengin dördüncü kişisi olan Refik Hariri’nin şirketinin adıymış ve ülkenin yeniden inşaası büyük ölçüde bu firma gerçekleştirmiş.
Videoda özetle anlatılan, mekanın en eski otelini restore bile edemedik, eski balıkçı barınağına neler yapılmasına izin verildi, eski ve yeni görüntülerle. Böyle bir video ve anlatımı halka açık şekilde gösterebildiğiniz bir ülkeymiş Lübnan, ancak Paris gibi yerlerde olur sanıyorduk J
Beit Beirut
19/11/2018
Beyrut’taki son günümüzde hedefimiz güne Monot caddesi ile başlamaktı. Otelden uber tutup gitmeye çalışırken tuhaf bir durum oldu, araç gelmiyor göründü uygulamadan, ben isteği iptal ettiğim anda sürücü vardı yanımıza, kızgın. Tamam dedim tekrar iste açayım, sen yakala, isteği açtım başka sürücü kaptı ve o da orada. Onun aracı ile giderken diğer sürücünün akrabası olduğu ortaya çıktı, gergin bir yolculuk sonunda Monot sokağı tepesinde indik. Sokağa girmeden önce köşedeki yıkık dökük ancak elden geçirilmiş bina dikkatimizi çekti.
Beit Beyrut nasıl olmuş da başta Beyrut gezilecek yerler listemize girmemiş, radarımıza takılmamış bilemiyorum ama iyi ki tesadüfen karşımıza çıktı, bizi en çok etkileyen yerlerden oldu. İç savaş sırasında tam sınır çizgisi üzerinde kalmış, ciddi zarar görmüş. Savaş sonrası binanın altında bir fotoğrafçı dükkanı olduğu ve arşivinin de orada durduğu anlaşılmış. Binayı restore etmişler diyemeyeceğim, yıkık halini koruyarak modern şekilde yenilemişler.
Giriş ücreti alınmayan mekanın en alt katında fotoğrafçının arşivinde bulunan fotoğraflardan oluşturulmuş bir sergi var. Birinci katında ise iç savaşın acısını hissetmenizi sağlayan, gerginliği hissettiren, modern sanat sergisi diyebileceğim bir gösterim var. Üst katında ise geçici resim sergileri, biz gittiğimizde yeni bir sergi kuruluyordu. Beyrut gezilecek yerler listenizde Beit Beyrut mutlaka yer alsın, çok etkileyici.
Monot Caddesi
Son günümüzün önemli bir kısmını Monot caddesinde geçirdik. Cadde lafına pek takılmayın, aslında ara sokak, karşılıklı iki aracı alamayacak genişlikte. Yer yer kıvrılarak ilerleyen dar sokakta hem restore edilmiş çok hoş binalar, hem sokak üzerine park etmiş süper lüks araçlar, hem de son derece lüks mağaza ve restoranlar var.
Sadece Monot sokağı değil, paralelindeki sokaklar, kendisini kesen sokaklar da çok sevimli. Biz sokağın alt ucuna kadar yürüyüp bir taksi (uber) ile Beyrut’u bölen nehrin diğer kanadından yer alan Ermeni bölgesine gittik. Asıl nehir çevresini görelim demiştik, İzmir’in yeşil deresi gibi olduğunu öğrenmiş olduk, Gouraud sokağına kadar Ermeni sokağını yürüyerek kat ettik.
Corniche
Beyrut’un sahil şeridi Corniche. Corniche kelimesi Fransızcadan dilimize korniş şeklinde geçmiş, hem perde asmaya yarayan araç anlamına geliyor, hem de sarp, kayalık çıkıntı. Şehri sahil şeridinde, deniz kenarı boyunca uzanan hatta verilen isim elbette sarp, kayalık çıkıntı anlamında geliyor. Kara, denizden falez gibi dik bir şekilde ayrılıyor. Deniz kenarındaki keyifli yoldan ara ara denize inen merdivenler var. Deniz kenarı boyunca uzanan yolun diğer tarafında ise apartmanlar dizisi. Yolun deniz kenarında hiçbir bina ya da işletme yok. Biz bir süre yürüdükten sonra dünya çapında kahve zincirlerinden birinde mola verdik.
Bizim Beyrut gezilecek yerler listemizde yukarıda aktardıklarımız vardı ama bu listeyi genişletmek mümkün. Sursock Müzesi, Parlamento binası, Beyrut ulusal müzesi, El Ömer Camii ve Unesco Dünya mirası listesinde yer alan Tyre, Anjar, Baalbek ve Ouadi Qadisha ile daha geniş bir liste hazırlamak da elbette mümkün.
2015’te ziyaret etmiştik burayı. Fotoğrafları ve paylaşımınızı görünce özlediğimizin farkına vardık. Emeğinize sağlık keyifli gezmelere devam etmenizi dileriz.
çok teşekkür ederiz