Paris’te Noel

Noel, Avrupa’nın en sevdiğim zamanlarından biri.  Havanın soğuk olmasına karşın, mağaza ve caddelerin şıkır şıkır süslenmesi, insanların daha bir güler yüzlü olması, hele hele Noel pazarlarından yayılan tarçın kokusu beni hep mutlu etmiştir. Ne zamandır annem ve teyzemle kız kıza bir tatil planı yapıyorduk.  Ben de özellikle Noel dönemine denk gelmesini istiyordum. Seyahat Aralık ayında Paris’e kısmet oldu, Pariste noel oldu.

Noel zamanından kastım aslında Kasım – Aralık ayları. Yani tüm şehrin süslendiği, Noel pazarlarının kurulduğu renkli dönem.

Paris’e gidiş – Pariste Noel

3 Aralık 2015 – Perşembe

Sabah yola çıktık ve İzmir’den İstanbul aktarmalı olarak Paris’e öğleden sonra vardık. Paris uçuşu yaptığımız havayolu şirketi Pegasus’la ilgili bir ayrıntından bahsetmek istiyorum. Biletlerimizi alırken İzmir ve Paris biletlerini ayrı almıştım ve ayrı bilet numaraları vardı. İzmir’de check-in yaparken görevli, biletler ayrı olduğu için bagajımızı Paris’e kadar check-in yapamayacağını, bavulumuzu İstanbul’da teslim alıp tekrardan check-in kontuarına gitmemiz gerektiğini belirtti. Ben de bu havayolunu sıkça kullandığımızı, daha önceki seyahatlerimizde de ayrı biletler olmasına rağmen, nihai destinasyona kadar bagajın gönderilebildiğini ısrarla belirttim. Bu arada hem İstanbul hem de Paris uçuş kartlarımızı veriyor ama bagajı gönderemiyor. Neyse bir sürü can sıkı diyalogdan sonra daha yetkili, alan sorumlusu bey işlemimizi hemen halletti ve bagajımızı Paris’ten alabildik. Beyefendi işlememizi yaparken, bizimle ilgilenen ilk hanımefendi halen bana bu işlemin mümkün olamadığını ve yine olamayacağı hakkında bilgi vermeye çalışıyordu. Ekonomik bilet avantajı sunduğu ve birçok destinasyona uçtuğu için Pegasus’u sık sık kullanıyoruz ve memnun kalıyoruz. Fakat check-in kontuarında bulunan güzel kızcağızlarımız yaptıkları işin ayrıntıları ve müşteri memnuniyeti hakkında biraz daha bilgi alabilirlerse, çok daha güzel olacak diye düşünüyorum.

Seyahatimizden 3 hafta önce çok üzücü bir şekilde Paris’te meydana gelen terör saldırısı sebebi ile havalimanı kontrollerini çok sıkılaştırmışlar. Uçaktan iner inmez, daha pasaport kontrolüne girmeden polisler pasaportlarımızı kontrol ederek, neden geldiğimizi sorguladılar, ‘Pariste noel için geldik’. Benim pasaportu görünce, yetkili polis, siz gezmeyi seviyorsunuz herhalde Paris’e hoş geldiniz deyip, güler yüzle, sorun olmadan bizi aldı.

Paris’te Ulaşım

3 kişi olunca havalimanı-şehir merkezi otel transferi ile uğraşmayıp hemen taksiye atladık. Paris – Charles de Gaulle havalimanından şehir merkezine taksi ücreti 40 euro tuttu ve toplu taşıma ile gelseydik de yaklaşık bu rakamı verecektik. Paris konaklamamızı yapacağımız otelimiz Corona Opera şehir merkezinde, Opera Meydanına yürüme mesafesinde ve hemen yanında Grands Boulevards metro istasyonu var.  Otelimize varıp, biraz dinlendikten sonra kendimizi hemen sokaklara attık. Metro istasyonundan 3 günlük Paris Visite biletlerinizi aldık (Paris visite pass fiyatı 24,80 eur/kişi). Pazar döneceğimiz ve biletlerde 24 saatlik değil de günlük olduğu için bugün için tek binişlik bilet aldık (1,41 eur/kişi),3  günlük biletlerimizi yarın başlatacağız.

Bugün akşamüzeri gibi başlayan programımız; Concorde Meydanı (Place de la Concord) ile Zafer Takı (Arc de Triomphe) arasında bulunan meşhur Champs-Elysées caddesini, yani Paris’te gezilecek yerlerin başında gelen Şanzelize’yi gezmek.

Pariste Noel Pazarı

Paris’in en büyük Noel pazarı, Concorde Meydanı’nda başlıyor ve Şanzelize caddesine doğru devam ediyor. Güneşin de hafiften inmesi ile beraber, şehir ışıkları yanmaya başlıyor. Noel pazarı her zamanki gibi ışıl ışıl, şekerlemeler, sıcak şarapçılar, sosisli – sandviç satanlar, waffle ve krepçiler,  çocuklar için atlı karıncalar, hediyelik eşya dükkanları ve daha niceleri birbiri ardına, yolun her 2 tarafına dizilmiş. Her birinden mis gibi kokular, cıvıl cıvıl müzikler geliyor. Biz de katıyoruz hemen kendimizi bu coşkuya, bir elimizde sıcak şarabımız, (bu arada hava da soğuk olduğundan hemen ısıtıyor içimizi) dolaşıyoruz marketi.

Noel marketi bittikten sonra Paris’te gezilecek yerlerin başında gelen Şanzelize caddesinde, meşhur ünlü mağazalar başlıyor. Şık süslenmiş, renkli mağazaların vitrinlerine bakarak devam ediyoruz. Arada bir mağazalara girelim diyoruz ama giriş zahmetli. Malum terör saldırısından sonra, Parisliler epey bir korkmuş, her bir mağazanın girişine güvenlik görevlisi koymuşlar. Bunlar da içeri giren herkesin teker teker çantasını bakıyor, hava soğuk olduğundan üzerimiz kat kat, herkesin paltosunun önünü açtırıyorlar filan. Bu uygulama da küçüklü büyüklü her bir mağazada var. Birinden çıkıp, öbürüne gireyim diyorsun, yine çanta aç, paltonun fermuarın-düğmelerini aç diye tekrardan başlaman gerekiyor. Avro – Türk parası paritesinin aşırı yükselmesi ile her şey ateş pahası zaten, çoğunluk sadece vitrinlere bakmakla yetiniyoruz.

Tabii bu kadar dolaştıktan sonra acıkıyoruz elbette ve gözümüze hemen Şanzelize’de güzel bir köşe, kapmış Pizza Pino ilişiyor. İtalyan usulü pizza yapan mekan gerçekten çok başarılı. Biz 4 peynirli ve deniz mahsullü pizza söyledik ama yan masalara giden diğer pizzalar da şahane gözüküyorlardı. Keyifli bir akşam yemeğinden sonra, otelimize dönüp dinlendik.

Paris Gezilecek Yerler

4 Aralık 2015 – Cuma

Niyetimiz sabah kalkınca direk Paris’te görülecek yerler listesinde olmazsa olmaz Eyfel kulesine gitmekti ama hava biraz kapalı olunca, resimlerde güzel çıkalım diye Eyfel programını öğleden sonraya bıraktık. Kahvaltı sonrası otelimizden Opera Meydanı’na doğru yürümeye başladık. Bu cadde de oldukça keyifli, sıra sıra mağazalar, restoranlar ve meşhur Fransız pasajları bulunuyor. Her bir pasajın içinde de çeşit çeşit mağazalar var. Tabii tüm mağazalar Noel konseptine göre süslenmiş, satışa sundukları ürünler de buna göre çeşitlenmiş. Gezmeyi planladığımız daha birçok yer olunca, kendimizi mağazalardan koparıp Opera meydanına, meşhur Opera binasının önüne geliyoruz. Tabii Opera Meydanı deyince, hemen Paris’te alışveriş için bir numara olan Galeries Lafayette mağazaları bizleri karşılıyor. Bunlardan sanırım 4 tane var. Bir tanesinin altında çeşit çeşit pastaların satıldığı ünlü pastanelerin şubeleri bulunuyor. Hemen kendimize birer pasta ve macaron kutuları hazırlatıp Eyfel kulesine doğru devam ediyoruz. 42 numaralı otobüs Paris şehir turu için ideal, şehir merkezindeki görülesi birçok yerden geçiyor. Biz de Opera meydanından Eyfel Kulesi’ne bununla gidiyoruz.

Eyfel Kulesi her zamanki kalabalık ve giriş sırası uzun. Ben sırada beklerken, annem ve teyzem bahçede turluyorlar. En üst kata kadar çıkan asansör için biletlerimizi alıyoruz (Eyfel kulesi bilet fiyatı 17 avro/kişi). Yukarı çıkınca tüm Paris ayaklarımızın altında, nereye baksak ayrı keyifli. Manzarayı izlemeye ara verip, Galeries Lafayette’den aldığımız tatlılara gömülüyoruz. Sonra yine manzara ve fotoğraflara devam. Bir önceki Paris ziyaretimizde yoktu, 2014 yılında kulenin birinci katına cam zemin yapıldığını okumuştum. Kuleden aşağıya inmeden önce burayı görmek için 1. kata iniyoruz. Cam zemin deyince Shanghai’daki televizyon kulesi veya Chicago’daki Skydeck gibi tamamen camla kaplı bir kat hayal etmiştim. Burası biraz onların minyatürü gibi olmuş. 1. katın sadece bir kısmına camdan yürüyüş yolu gibi bir alan eklemişler.

Kule keyfinden sonra istikamet yine Opera Meydanı çünkü bu akşam için annemle-teyzeme bir sürprizim var. İlk önce sıcacık meşhur Fransız soğan çorbası ile karımızı doyurduk ve sonrasında da sürprize doğru ilerledik.

Paris Sürprizi – Paris Gece Hayatı

Paris’e gelmeden önce, bir akşam keyifli bir etkinliğe gitsek ama hangisine gitsek diye Paris’te sanat, Paris’te konser, Paris’te opera diye çok araştırma yapmıştım. Paris’te opera ve konser salonları için, Opera Garnier’deki, Champs-Élysées Tiyatrosundaki, Versailles Sarayındaki birçok konser, opera ve gösteriyi incelemiştim. Hem hepimizin ilgisini çekecek, cazip bir etkinlik bulamamış hem de 100-500 avro arasında değişen fiyatları görünce vazgeçmiştim. Sonrasında, Moulin Rouge, Lido veya Crazy Horse gibi bir kabareye mi gitsek acaba derken karşıma meşhur Cats müzikali çıktı. Tam da aradığım buydu aslında, müzikli bir görsel şölen. Cats müzikali Tiyatro Mogador’da tam da bizim orada olduğumuz tarihlerde sahne alıyordu. Tiyatroda koltuk yerlerine göre değişken fiyatlar olsa da,  en ucuz kategoriden kişi başı Cats müzikali fiyatı olan 31 avroya, biletleri önce almıştım.

Evet bu akşamki Pariste noel sürprizim Cats Müzikali. Tiyatro Mogador’a yaklaşınca uzunca bir kuyruk bizi bekliyordu. Gündüz Eyfel Kulesinde dolaşırken bilet çıktılarını otelde unuttuğum aklıma gelmişti ama neyse ki konfirmasyon epostalarımda var diyerek sıkıntı yapmamıştım. Tiyatroya geldiğimizde gişeye gidip bilet çıktısı almak istediğimde görevli biraz naz yaptı, neden çıktı almamışım epostada bu bilgi varmış neden okumamışım falan filan dedi ama sonunda biletlerimizden çıktı alıp verdi. Tiyatro binasının içi çok geniş ve eski bir bina. Gösterinin olacağı salon (tabii başka salon var mı bilmiyorum) çok büyük. Yuvarlak sahnenin etrafına koltuklar yarım ay şeklinde dizilmiş ve aşırı dik bir açı ile koltuk sıraları yükseliyor. Hiç bu kadar dik açı ile dizilmiş koltuklar görmemiştim. Malum ben de ekonomik koltuklardan bilet aldığım için en arka sıraya doğru ilerliyoruz ama çıktığımız merdiven o kadar dik ki, ayağım kaysa direk sahneye doğru uçacakmışım gibi hissediyorum. Yerimiz arkada ama sahneye hakimiz ve…. kediler birer birer sahneye çıkmaya başlıyor ve müthiş müzik duyuluyor. Kesinlikle çok keyifli bir görsel ve işitsel bir şölen. Paris dışında birçok şehirde de gösterileri oluyor. Denk geldiğiniz yerde kaçırmayın derim. Gösteri sonunda metro ile otelimize dönüyoruz.

Montmartre

5 Aralık 2015 – Cumartesi

Sabahleyin, yine Paris’te gezilecek yerler listesinde olan Montmartre mahallesine doğru gidiyoruz. Bu civarın sokakları çok keyifli. Sevimli mağazalar, küçük –sıcak kafeler, sokak müzisyenleri ile güzel bir ortam sunuyorlar. Dolaşa dolaşa Sacré-Coeur Bazilikası’na doğru geliyoruz. Bazilika tepede olduğu için yokuş yukarı çıkmak gerekiyor. Fakat dönüşte teleferik ile de çıkılabileceğini görerek enerjimizi boşuna kullanmışız diye hayıflanıyorum. Yürüyüş yolu da keyifliydi elbette ama annem ve teyzemi maksimum gezdirme ve minimum yormak amacım. Bazilika’dan manzara çok süper, tüm Paris’i izlemek mümkün. (Bu arada, terör korkusu her yerde hissediliyor. Tüm köşe başlarında ellerinde kocaman silahlarla bulunan askerler bekliyor. Ama her yer yine de çok kalabalık)

Dinlenmek ve Angelina’nın leziz sıcak çikolatasını annemlere de tattırmak istediğim için Louvre Müzesi tarafına yöneliyoruz. Angelina her zamanki gibi kalabalık ve kapısında sıra var. Ama sıcak çikolata için her şeye değer (bir porsiyon sıcak çikolata 9 avro)

Nehir Turu – Pariste Noel

Bu leziz moladan sonra Seine Nehri kıyısına doğru yönleniyoruz. Tabii buralara kadar gelip de, Paris’te nehir turu yapmadan dönmek ayıp olur. Notre Dame Katedrali’nin önünde fotoğraflarımızı çektirdikten sonra oradaki iskeleden nehir turuna başlıyoruz. Mevsim kış olduğundan, havalar erken kararıyor. Nehir turuna akşamüzeri hava çökerken başlıyoruz ve tur esnasında hava kararmış oluyor. Böylelikle Paris manzarasına bir de gece ve Noel ışıkları içinde bakma şansımız oluyor tam Pariste noel. Her yer ışıl ışıl, tam hayal ettiğim gibi. Eyfel Kulesi bile ayrı bir keyifli gözüküyor. Nehir turu sonrasında niyetim Latin Quarter tarafında yemek yemekti ama sanırım biraz ters istikamete yürüyünce o tarafı bulamadım. Hava da aşırı soğumaya başlayınca ve biz de çok acıkınca gördüğümüz ilk restorana girdik. Soğan çorbası (çok sevdik biz bu çorbayı), somon balığı ve krem brüle ile keyifli bir akşam yemeği yedik.

Louvre Müzesi

6 Aralık 2015 – Pazar

Sabah vakit kaybetmeden, Paris’te gezilecek yerlerin ilk sıralarında olan Louvre Müzesi’ne gittik. Çünkü bugün 18.25 uçağı ile dönüyoruz. Louvre müzesi pazar günleri ücretsiz oluyormuş, bu yüzden uzun bir sıra vardı. Ücretsiz olması hoşumuza gitse de sınırlı vaktimizde sırada beklemek çok da iyi olmadı. Ama 1 saat gibi bir sürede bize de sıra geldi. Daha önceki Paris seyahatimde Lourve’u gezememiştim. Ama şimdi de her yerini gezme gibi bir şansımız yok maalesef, müze çok büyük ve çok çeşitli eserler var. Hele hele inceliyeyim, anlayayım filan derseniz, emin olun birden çok kez ziyaret etmeniz gerekecektir. Biz de 2 saatlik bir süre içinde Mona Lisa’ya öncelik vererek müzenin birinci katını gezdik.

Eşyalarımızı almak için otelimize dönmeden önce, otelimize yakın bir waffle-krepçiye uğradık. Salamlı krepimiz ve nutellalı wafflelarımız çok lezzetliydi.

Havalimanına gitmek için otelimizden taksi çağırmasını rica ettik ama bunun yerine yoldan bir taksi çevirseymişiz sanırım daha ekonomik olacaktı. Çünkü gelişte 40 avro olan taksi ücreti, dönüşte 50 avro oldu (sanırım otelden aldığı için ekstra ücret yazdı).

Bir Paris maceramız daha keyifli bir şekilde bitti. Umarım bir sonrakine kız kardeşim ve yeğenim ile beraber geliriz.