1. Home
  2. Mekanlar
  3. Türkiye
  4. Aydın
  5. Afrodisias Antik Kenti; Burdur – Isparta Gezisi 1

Afrodisias Antik Kenti; Burdur – Isparta Gezisi 1

3

23/4/2015

Tur grubu olunca toplaşma sabah erken saatte başladı, ilk buluşma noktasında bindik otobüse. Diğer buluşma noktalarından herkesi toplayıp yola koyulduk, yolun başları uyuklayarak ve ne zaman kahvaltı için mola veririz diye düşünerek geçti. Genelde tur ile seyahat etmeyi tercih etmiyoruz ama uzak durduğumuz bir şey de değil. Annemlerle gittiğim Hindistan seyahatinde tedirginliğimden itiraz etmemiştim turla gitmeye hatta aksi aklıma bile gelmemişti, Çin gezisi notlarımıza vesile olan seyahatte tur fiyatı, uçak bileti fiyatından düşüktü. Doğu Karadeniz gezisinde ise hem araç kullanmaya üşenmiştim, hem de bölgenin uzmanı tur firmasını deneyimlemek istemiştik. Çok da memnun kalmıştık. Bu turu ise turizmci bir dostumuz, arkadaş grubu için özel planladı ve biz de elbette seve seve katıldık.

Afrodisias Antik Kenti Ulaşımı

Afrodisyas'a Gidiş, Afrodisyas Antik Kentiİzmir-Aydın otobanı üzerinden açlık yatıştırma molası verdikten sonra başka ara vermeden Afrodisias antik kentine ulaştık. Otoparkta biz otobüsten inince kar serpiştirmeye başladı ince ince. 23 nisanda kar görmenin şokuyla hemen bagaj bölümüne yeltenip Sagalassos antik kenti dolaylarında ihtiyaç duyabileceğimizi düşündüğümüz kıyafetleri çıkardık. Afrodisias antik kentine araçları yanaştırmıyorlar, traktörlerin çektiği oturma kabinleri ile otoparktan seferler düzenleniyor. Bizden önce de bir otobüs yanaştığı için bir miktar sırayı bekleyerek girişe vardık.

Girişte müze kartları ile uğraşılıyor, biz kredi kartımızın bu işi de görmesi sayesinde doğrudan geçiyoruz, hal böyle olunca Afrodisias antik kenti giriş ücretinin ne olduğunu da bilemiyorum. Biz, diğerleri işlemlerle uğraşırken, girişten az içerideki meydanda ki müze kafeye gidip birer sıcak kahve alıyoruz. Herkesin işlemleri bitince meydanda toplanıyoruz ve rehberimiz Emre Gezgin’e (evet bu iş için varmış adeta bu sülale 🙂 ) kulak veriyoruz. Adını aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite’den almış Afrodisias antik kenti, tarihi MÖ 5000’lere kadar gidiyormuş. Kent gücünü 7’nci yüzyıla kadar korumuş. Bölgede ilk Afrodit tapınağı milattan önce 6’ncı yüzyılda yapılmış. Göreceğimiz kalıntılar ise genelde milattan önce 1 ve milattan sonra 2’inci yüzyıllar arası yapılan binalarmış.

Afrodisias Antik Kenti Görülecek Yerler

Gezmeye Afrodisias antik kentinin tüm kartpostallarını süsleyen yapısı Tetrapylon ile başladık. Kentin en ince işçilikli ve şık yapısı ilk bakışta tahmin edildiği şekilde tapınak değil, tapınağa giden yolun gösterişli giriş bölümü, yani bir kapı. Rehberimiz anlatırken benim gözüm takılıyor kenardaki mezara, Afrodisias’ın arkeoloji çalışmalarına bir ömür veren Prof Dr Kenan Erim’in mezarı.

Tetrapylon, Afrodisyas Antik Kenti

Afrodisias antik kentinin asıl dikkat çekici bölümü stadyum. Dünyada çok nadir görülen şekilde stadyumun neredeyse tamamı ayakta, antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumu kabul ediliyor. Sert ve soğuk esen rüzgara direnip rehberimize kulak veriyoruz, 3-4 yılda bir 6 günlük olimpiyat düzenlenirmiş burada. İlk gün açılış, 2’nci gün gençlerin mücadeleleri, 3’üncü gün dekatlon, boks ve avcılık müsabakaları, 4’üncü gün maraton ve pankreas güreşleri düzenlenirmiş. 5’inci gün yemek düzenlenirmiş, 6’ncı gün ise kapanış töreni olurmuş. Afrodisias antik kenti stadı 30.000 kişilik, en ilginç bilgi ise kadınların müsabakaları izlemelerinin yasak olması. Sporcular çıplak yarışırlarmış, o nedenle.

Stad kenarında donduktan sonra sıradaki durağımız Odeon oluyor. Afrodisias antik kentinin en etkileyici ve kuytu yeri. 2. Yüzyılda inşa edilen Odeon 1000 kişi kapasiteli bir amfi tiyatro, günümüzde sadece bir kaç yüz kişiyi alabilen alt kısmı ayakta ve kapalı bir bina durumunda olduğu için (elbette çatısı yok) son derece kuytu. Sahneyi rehberimize bırakıp hepimiz tribünlere yerleştik. Rehberimiz mekanda konserler de yapıldığını, ancak ana işlevinin meclis toplantıları olduğunu anlatıyor. Binanın bir duyuru penceresi varmış, mecliste alınan kararlar, hemen, pencereden bağırılarak halka duyurulurmuş.

Anfi Tiyatro, Afrodisyas Antik KentiAfrodisias antik kenti turumuza Afrodit tapınağı ile devam ettik. Tapınak hayli yıkık, henüz ayağa kaldırılıp görsel güzelliğe erişmemiş. Hadrian Hamamı ve Agora ile devam ettik turumuza, sonra da anfi tiyatroya yöneldik. Yürüyüş güzergahı anfi tiyatronun tepesine çıkıyor, yaklaşırken görmüyorsunuz, patikadan sağa dönünce bir anda kendinizi 7000 kişilik tiyatronun tepesinde buluyorsunuz, etkileyici. Yamaca kurulmuş anfi tiyatro, sahne antik kentin dışına doğru bakıyor, bu nedenle Afrodisias antik kenti gezi parkurunda gözükmeden, kendini göstermeden bekliyor.

Turumuzun başlangıç noktasına vardığımızda bir süre serbest zaman tanındı, biz de hemen Afrodisias müzesine daldık. Müzenin girişine konmuş interaktif ekrandaki uygulamanın geçmişte kentin nasıl göründüğüne dair çok güzel bir canlandırma, kurcalanmasını öneririm. Afrodisias müzesi çok büyük değil ama çok şık, özellikle en arkada yer alan ek salonda sergilenen heykeller çok güzel. Antalya gezilecek yerler yazımızda Antalya arkeoloji müzesinin bizi şaşırttığını yazmıştık, Afrodisias Antik kentinde de Afrodisias müzesinin bizi şaşırttığını belirtmeliyim.

Afrodisias Antik Kentinden Ayrılış

Grupça Odeon'da, Afrodisyas Antik KentiAfrodisias Antik kenti çıkışında saat 3 gibi doğa restorana vardık öğle yemeği için, menemen, pide ve salata sonrasında ızgara seçenekleri sundular, biz et ve köfte şiş aldık, leziz ve doyuruculardı.

Burdur’a doğru yolculuğumuz Türkiye’nin en derin ikinci gölü Salda’nın yanından oldu, Burdur’un Ağlasun ilçesindeki, Sagalassos antik kentine yakın Sagalassos Lodge & Spa tesisine vardık. Akşam yemeği açık büfe sunuldu, tokat mangalında yapılan alabalık ilgimi çekmedi ancak pirinçsiz olarak yapılmış kadınbudu köftelere özel ilgi gösterdiğimi belirtmeliyim, muhteşemdiler. Burdur yemekleri konusunda ayrıca bir yazı paylaşacağımı belirteyim.

Otelin doluluk oranı hayli yüksekti, çok miktarda genç yabancı vardı, yurtdışından arkeolog adayları geliyorlarmış buraya, otelin barını şenlendirmişlerdi. Otelde bar fiyatlarının çok uygun olduğunu da belirtmeliyim, marketten biraz daha pahalı sadece. Geceyi çok uzatmadık, Burdur gezilecek yerlerini, Sagalassos antik kentini, Yazılı kanyonu görecek olmanın heyecanıyla sonlandırdık günü.

Comment(3)

  1. Özellikle Burdur’daki Çorak Gölü Kuş Alanı mükemmel bir yer. Kesinlikle tavsiye ederim.

    1. Burdur gezisi notlarımız perşembe günü yayına girecek ama Çorak gölü kuş alanını daha önce duymamış ve programımıza da almamıştık ne yazık ki

LEAVE YOUR COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir